Mağdur ve mazlumlar için imdat kapısıyız

"Kürtleri koruma" bahanesi ile Suriye'den çekilmeyi sulandırıp Türkiye'ye kara çalmaya çalışan ABD'ye en güzel cevap yıllardır Türkiye'ye sığınan Kürtler oldu. Yıllardır binlerce Kürt, Suriye ve Irak'taki terör örgütlerinden kaçarak Türkiye'ye sığınıyor

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 15 Ocak 2019 07:50, Son Güncelleme : 15 Ocak 2019 08:06
Mağdur ve mazlumlar için imdat kapısıyız

Türkiye'nin terör örgütlerine karşı sınır ötesinde yürüttüğü mücadelede DEAŞ olunca sessiz kalan ABD, konu PKK/PYD/YPG olunca Türkiye'yi Kürtlere karşı harekat yürütmekle suçluyor. "Kürtleri koruma" bahanesi ile Suriye'den çekilmeyi sulandırıp, Türkiye'ye kara çalmaya çalışan ABD, Suriye ve Irak'tan önemli sayıda Kürt sığınmacının rejim ve terör örgütlerinden kaçarak Türkiye'ye sığındığını unutuyor.

ŞEFKAT POLİTİKASI

Irak ve Suriye'de yönetimlerin 'ikinci sınıf vatandaş' olarak gördüğü, birçok temel haktan mahrum bıraktığı Kürtler, Türkiye'yi hep imdat kapısı olarak gördü. ABD'ye en güzel cevap Halepçe katliamından kaçan binlerce Iraklı Kürt oldu. Türkiye tarihinin eseri olan bu şefkat politikası ilk örnek de değil. Tarihimiz yakın geçmiş çok sayıda örnekle dolu.

HALEPÇE'DEN KAÇIP BİZE SIĞINDILAR

Irak'ta dönemin lideri Saddam Hüseyin'e bağlı güçler tarafından 16 Mart 1988'de Halepçe'ye yönelik kimyasal saldırıda bebek-yaşlı 5 binden fazla Kürt katledilirken yüz binlercesi de kurtuluşu kaçtıkları Türkiye'de aradı. Türkiye terörist sızmaları düşünmeyerek sınırlarını açmış 500 bin Kürde karşı komşuluk ve akrabalık vazifesini yerine getirmişti. Türkiye'de kaldıkları 4 yıllık sürede çeşitli nedenlerden dolayı Diyarbakır'da 350, Muş'ta 210, Mardin'in Kızıltepe'de 420 sığınmacı ölürken, mezarlıkları halen buralarda bulunuyor. Söz konusu mezarlıklar Irak'tan gelen akrabaları tarafından sık sık ziyaret ediliyor.

ABD, SADDAM'I ARATMADI

1991 Körfez Savaşı sırasında da Saddam rejiminden ve savaşın zorlu koşullarından kaçan Kürtler yine tek güvendikleri adres olan Türkiye sığındı. ABD, 2010'da bu ülkeden kısmen çekilmeye başlayınca DEAŞ başta artan terör ve istikrarsızlık ortamında Türkiye Kürt, Arap, Türkmen ayrım yapmadan yardım elini uzattı.

'VATANSIZ' KÜRTLERDİ

ABD'nin hak arama oyununa soyunduğu Suriye'de de manzara farklı değildi. Baba Hafız Esed'in yönetiminde, Kürtlere karşı da çeşitli siyasi sosyal ve kültürel baskılarda bulunuldu. Suriye'de yaşayan Kürtlerin vatandaşlıkları ellerinden alındı, ülke vatandaşı sayılmıyordu ve kendilerine verilen kimliklerde yabancı diye gözüküyordu. Rejim tarafından sürekli baskı altındaki yaklaşık 60 bin Kürt Şam'a, Lübnan'a ve Türkiye'ye göç ettirildi ve tüm mal varlığına el konuldu.

GÜVENLİ LİMAN

Esad diktatörlüğüne muhalefet eden bir şehir olan Hama, 1982 yılında Hafız Esed'in kardeşi Rifat Esed komutasındaki ordu birliklerinin saldırısına uğradı. Esed'e bağlı silahlı güçlerden kaçan Suriyeliler, Türkiye'ye sığındı. 2011 yılında oğul Beşar Esed iktidarında patlak veren iç savaş ve sonrasında terör örgütlerinin cirit attığı ortam en fazla yine Kürtleri mağdur etti. Aralarında Kürt kökenli Suriyelilerin de bulunduğu 3,5 milyonu aşkın Suriyeli güvenli liman Türkiye'ye sığındı.

KOBANİ UNUTULMADI

İç savaş sürecinde Türkiye'nin yüz akı sınavı Ayn El Arab (Kobani) çatışmalarında yaşandı. DEAŞ saldırılarından kaçan 60 bini aşkın Kürt, Türkiye'ye sığındı. Binlercesi Türkiye'de kurulan kamplarda ağırlanırken Türkiye, Kobani'yi terk etmek istemeyen sivilleri unutmadı, 2 binden fazla yardım kolisi gönderdi.

TÜRKİYE İLE HUZUR GELDİ

Türkiye, sığınmacılara ülkesinde sağladığı huzur ve güveni Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları ile oluşturduğu bölgelerde de sağladı. Fırat Kalkanı bölgesinin DEAŞ ve PKK/ PYD-YPG terör örgütlerinden temizlemesiyle 1 milyon insan yaşamaya başladı. Eylül 2016'dan itibaren toplam 294 bin 480 Suriyeli ülkesine döndü.

Bölgedeki kamplarda 211 bin 412 kişi (39 bin 125 aile) yaşıyor. Zeytin Dalı bölgesine Türkiye tarafından kurulan kamplarda toplam 14 bin 27 kişi yaşıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber