Başkent Üniversitesinden 'tıp eğitimi' ihracatı
Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Haberal:- "Kazakistan'daki yüksek lisans ve lisans kalitesinin artırılması amacıyla Türkiye'den bu ülkeye tıp eğitimi ihracatı yapacağız"
Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Haberal, Kazakistan'daki yüksek lisans ve lisans kalitesinin artırılması amacıyla Türkiye'den bu ülkeye tıp eğitimi ihracatı yapacaklarını bildirdi.
Haberal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Prof. Dr. Mehmet Haberal tarafından "çağdaş ve kaliteli eğitim" prensibi ile 1993'te üniversitelerinin ulusal ve uluslararası pek çok başarıya imza attığını ifade etti.
1994 yılında başlayan eğitim öğretim faaliyetlerinin 11 fakülte, bir devlet konservatuvarı, 7 meslek yüksekokulu, 7 enstitü ve yabancı diller yüksekokulu ile yürütüldüğüne işaret eden Haberal, "Üniversitemiz, Türkiye genelinde 12 değişik yerleşimde bulunan sağlık uygulama ve araştırma merkezleri, hastaneleri, diyaliz merkezleri, diş hekimliği fakültesi, tıp fakültesi ve mühendislik fakültesi ve Türkiye'de ilk kez lisans düzeyinde sağlık sektörü için yetiştirilen biyomedikal mühendislerini yetiştiren Türkiye'nin ilk bölümü ile sağlık sektörünün değerler zinciri içinde çok önemli bir halka." değerlendirmesinde bulundu.
Başkent Üniversitesinin sağlık bilimleri ve tıp fakültesi eğitimlerini vakıf üniversitesi olarak başlatan ilk üniversite olduğuna işaret eden Haberal, 2011 yılında tıp fakültelerinin Ulusal Tıp Eğitimi Akreditasyon Kurulu (UTEAK) akreditasyonunu aldığını ayrıca 2013-2023 yılları için Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu tarafından da akredite edildiğini aktardı.
Tıp fakültelerinin aynı zamanda Central European Network of Quality Agencies üyesi olduğunu ifade eden Haberal, böylece mezunlarının hem en iyi tıp eğitimini aldığını hem de uluslararası diplomaya sahip olduğunu anlattı.
Haberal, Başkent Üniversitesinin Sağlık Bakanlığından sonra sağlık hizmeti veren birimleri ile en kapsamlı hizmeti sağlayan ilk üniversite ve kuruluş olduğunu bildirdi.
Üniversitenin kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın Dünya Organ Nakli Derneğinin başkanlığını 2020 yılına kadar sürdüreceğini hatırlatan Haberal, ilk böbrek naklinin ardından 1988'de ilk karaciğer naklinin, 1990'da çocuklarda ve erişkinlerde ilk kısmi karaciğer naklinin, 1992'de dünyada ilk kez aynı canlı donörden aynı anda kısmi böbrek ve karaciğer naklini hastanelerinde gerçekleştirildiğini aktardı.
- Uluslararası düzeyde bilim ihracatı yapıyoruz
Rektör Haberal, Kazakistan Semey Devlet Üniversitesi ile imzaladıkları Stratejik İşbirliği Anlaşması çerçevesinde bu üniversitedeki tıp eğitiminin 21. ayda modernizasyonu için Dünya Bankası fonu desteğiyle bir proje yürüttüklerini bildirdi.
Haberal, projeye ilişkin, "Kazakistan'daki yüksek lisans ve lisans kalitesinin artırılması amacıyla Türkiye'den bu ülkeye tıp eğitimi ihracatı yapacağız. Tıp fakültesi ve hastanelerdeki hizmet konusunda Başkent Üniversitesi örneğini bu ülkede uygulamaya çalışacağız." bilgisini verdi.
Ukrayna V.I. Vernadsky Taurida Ulusal Üniversitesi ile 12 Nisan 2018'de bir protokol imzaladıklarını belirten Haberal, bu protokolle bu ülkeyle de tıp eğitimi alanında ortak çalışma başlatacaklarını bildirdi.
Haberal, "Bu protokol kapsamında Taurida Üniversitesinde tıp fakültesinin kurulması ve eğitim sisteminin Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi modeli ile entegre edilmesi, teknopark kurulması, kurulması planlanan organ nakli merkezi için müşterek planlama yapılması, Türkoloji bölümünün geliştirilmesi, akademisyen ve öğrenci değişimi yapılması gibi konularda ortak çalışmalar yürüteceğiz." ifadelerini kullandı.
- İlk biyoteknoparkta ilaç da geliştirilecek
Üniversite olarak Türkiye'de ilk biyolojikteknoparkın kurulması için de hazırlık yürüttüklerini bildiren Haberal, "Özellikle bu merkezde, tarım ve hayvancılık sektöründe yerli üretimin geliştirilmesi için akademik çalışmalar ile yerli ilaç geliştirilmesine yönelik faaliyetler de yürütmek istiyoruz." dedi.
Üniversitelerindeki tıp ve mühendislik bölümlerinin disiplinlerarası bir anlayışla ele alan biyomedikal mühendisliği bölümünü çok önemsediklerinin altını çizen Haberal, bölümde ülkenin ve dünyanın ihtiyacı olan, medikal cihazların üretimi, biyomalzeme, nanomalzeme ve biyoteknoloji alanında araştırmaların yapıldığını anlattı.
Eğitim öğretim, araştırma geliştirme ve bunların topluma ve gerçek hayata aktarılması konusunda görevini yerine getiren "3. kuşak üniversite" olarak faaliyet yürüttüklerini ifade eden Haberal, "Türk toplumunun teknolojik, sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyinin yükseltilmesine, insan sağlığının iyileştirilmesine, insan ve çevresel haklarının geliştirilmesi ve korunmasına, topluma hizmetin yaygınlaşmasına katkıda bulunmaya çalışıyoruz." değerlendirmesini yaptı.