Gelecek yıl liselere kaydolacak öğrenci yüzde 50 artacak, peki çözüm yolları nelerdir?
Liselere Giriş Sınavına giren öğrenci sayısı; 2012-2013 Eğitim Öğretim yılında 4+4+4 eğitim sistemine geçiş nedeniyle hem 6 yaşındakilerin hem de 7 yaşındakilerin ilkokula başlaması nedeniyle bu öğrencilerinde gelecek yıl liseye başlayacağından dolayı 2020'de şimdi 8. sınıftan mezun olacak öğrenci sayısı yüzde 50 artışla 1.2 milyondan bu yıl 1.8 milyona çıkacak. Peki çözüm yolları nelerdir?
2012 YILINDA EĞİTİM SİSTEMİNDE KÖKLÜ DEĞİŞİKLİK YAPILMIŞTIR
222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 3. maddesinde 11 Nisan 2012 tarih 28261 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan; "Mecburi ilköğretim çağı 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsar. Bu çağ çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlar, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda biter." şeklindeki değişiklikle 6 yaşındaki çocuklar ilkokula başlamış aynı tarihte 7. maddesindeki; "İlköğretim; 1 inci maddede belirtilen amacı gerçekleştirmek için kurulmuş dört yıl süreli ve zorunlu ilkokul ile dört yıl süreli ve zorunlu ortaokuldan oluşan bir Milli Eğitim ve Öğretim Kurumudur." şeklindeki değişikle ilkokullar ve ortaokullar 4 yıllık eğitim kademelerine göre ayarlanmıştır.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 24. maddesi 11 Nisan 2012 tarih 28261 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikle aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"MADDE 24 - İlköğretim kurumlarının ilkokul ve ortaokul olarak bağımsız okullar halinde kurulması esastır. Ancak imkan ve şartlara göre ortaokullar, ilkokullarla veya liselerle birlikte de kurulabilir."
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 25. maddesinin mülga 1. fıkrası 11 Nisan 2012 tarih 28261 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikle aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"MADDE 25 - İlköğretim kurumları; dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkan veren ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarından oluşur. Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur. Ortaokul ve liselerde, Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin hayatı, isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulur. Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imam-hatip ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri Bakanlıkça belirlenir."
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 26. maddesi 11 Nisan 2012 tarih 28261 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikle aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"MADDE 26 - Ortaöğretim, ilköğretime dayalı, dört yıllık zorunlu, örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsar. Bu okulları bitirenlere ortaöğretim diploması verilir."
2012-2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA İLKOKUL 1. SINIFLARA 6 VE 7 YAŞINDAKİ ÖĞRENCİLER AYNI ANDA KAYDOLMUŞTUR
Bu değişikliklerle eğitim kamuoyunda 4+4+4 şeklinde biline adıyla yeniden kademelendirilmiş ve ilkokula başlama yaşı 6 yaşa indirilmiştir.
2012-2013 Eğitim Öğretim yılında İlkokul 1. sınıfa kaydolan öğrenci
2013-2014 Eğitim Öğretim yılında İlkokul 2. sınıfı,
2014-2015 Eğitim Öğretim yılında İlkokul 3. sınıfı,
2015-2016 Eğitim Öğretim yılında İlkokul 4. sınıfı,
2016-2017 Eğitim Öğretim yılında Ortaokul 5. sınıfı,
2017-2018 Eğitim Öğretim yılında Ortaokul 6. sınıfı,
2018-2019 Eğitim Öğretim yılında Ortaokul 7. sınıfı,
2019-2020 Eğitim Öğretim yılında Ortaokul 8. sınıfı okuyarak ortaokuldan mezun olacak ve 2020-2021 Eğitim Öğretim yılında ise lise öğrenimine yani 9. sınıfa başlayacaktır.
Yani 4+4+4 eğitim siteminin ilk mezunları gelecek yıl liseye başlayacaktır.
Peki sorun nerededir?
Sorun şurada; 2012-2013 Eğitim Öğretim yılında İlkokul 1. sınıfa kaydolan öğrenci 6 yaşındaki öğrencilerle birlikte normla kaydolması gereken 7 yaşındaki öğrencilerde İlkokul 1. sınıfa kaydolmuşlardır.
Dolayısıyla, Liselere Giriş Sınavına giren öğrenci sayısı; 2012-2013 Eğitim Öğretim yılında 4+4+4 eğitim sistemine geçiş nedeniyle hem 6 yaşındakilerin hem de 7 yaşındakilerin ilkokula başlaması nedeniyle bu öğrencilerinde gelecek yıl liseye başlayacağından dolayı 2020'de şimdi 8. sınıftan mezun olacak öğrenci sayısı yüzde 50 artışla 1.2 milyondan bu yıl 1.8 milyona çıkacaktır.
LİSELERDE ÖĞRENCİ KONTENJANLARI YETERSİZDİR
Peki liselerin öğrenci kontenjanları bu öğrencileri karşılamaya yetecek midir?
Bu yıl yaşanan lise öğrenci kontenjanları sorunundan başlayarak soruya cevap ve çözüm yolları üretmeye çalışalım;
Peki geçen yıl ve bu yıl yaşanan lise öğrenci kontenjanları sorunu nedir?
Devlet yetkilileri ikili eğitimden normal eğitime geçme sözü vermiş iken bu yıl ne yazık ki uzun yıllardan sonra ilk defa liselerde ikili eğitime geçilmiştir.
İKİLİ EĞİTİM VE NORMAL EĞİTİM NEDİR?
İkili Eğitim nedir? Okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumlarında ayrı gruplarla sabah ve öğleden sonra yapılan eğitimdir. Okulların dersliklerinden azami derecede faydalanmak için uygulanan ve öğrencilerin sabahçı ve öğlenci olarak eğitim gördüğü ikili eğitim uygulamasında hem ikili eğitimden dolayı hem de ders saatlerinin fazlalığından dolayı sabahçı öğrenciler sabah çok erken okula geliyor, (Örneğin 07:00 da) öğlenci öğrenciler ise akşam çok geç saatte okuldan çıkmak zorunda kalıyorlardı. (Örneğin 19:30 da)
Normal eğitim nedir? Sabah ve öğleden sonrayı kapsayacak şekilde yapılan eğitimdir. Öğrenciler sabah saat 8.30'da eğitime başlamakta öğle arası 12.00'da bir saat ara verilerek yemek yenmekte, saat 13.00'da tekrar eğitime başlanılarak saat 14.30'da eğitim öğretim bitirilmektedir. Başlangıç ve teneffüs saatleri ayarlanarak farklı giriş çıkış saatleri de elde edilebilmektedir.
YETKİLİLER NORMAL EĞİTİME GEÇME SÖZÜ VERMİŞLERDİR
Şöyle ki; Orta Vadeli Programı açıklayan Başbakan Binali Yıldırım, 04 Ekim 2016 tarihinde; "Tek tip değil, başka şey anlaşılabilir. Tam zamanlı eğitim. Yani öğlenciler, sabahçılar diye bir şey vardı ya. Hem sabahçıyım hem öğlenciyim. Öğleyin okulda olacaklar, yemeklerini yiyip aynen çalışanlar gibi. Nasıl işe gidiyorsun, sabah gidip akşam geliyorsun. Okula da sabah gidip akşam geliyorsun." demiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, 24 Mayıs 2017 tarihinde; "Tam gün eğitime geçeceğiz. Okullarımız, normal eğitim öğretim bittikten sonra derslik ihtiyacı olan, kurs açmak isteyen halk eğitim merkezlerimizin ortak kullanımına sunulacak. Halk eğitim merkezleri şu anda okullarımızdan sınırlı derecede yararlanıyor. Ancak okullarımızın halk eğitim merkezlerimizin kullanımına açılmasıyla birlikte halk eğitim merkezleri daha büyük bir rahatlığa kavuşacak. İnşallah 2019 yılında Türkiye'nin tamamında ikili eğitime son vermiş olacağız." demiştir.
Milli Eğitim İsmet Yılmaz,17 Eylül 2017 tarihinde; "600 bin yeni yeni derslik sahibi olduk. Derslik başına düşen öğrenci sayısı Türkiye genelinde 36 iken bu sayıyı 24'e düşürdük. Allah nasip ederse 2019 yılının sonuna kadar ikili eğitimi bitireceğiz." demiştir.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 16 Aralık 2018 tarihinde; "Türkiye genelinde ikili eğitimi sonlandırmak amacıyla 63 bin 501 dersliğin yapımının halen devam etmektedir. Yapımı devam eden derslikler bitirildikten sonra ikili eğitimin sonlandırılması için ihtiyaç duyulan derslik sayısı 29 bin 535'tir. Burada 163 bin ihtiyaç olduğundan bahsedildi, gerçek rakam 29 bin 535'tir. İhtiyaç duyulan derslikler iki yıl içerisinde tamamlanarak tekli eğitime geçilmesi hedeflenmektedir." demiştir.
Ayrıca; Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un 26 Ekim 2018 tarihinde açıkladığı 2023 Eğitim Vizyonu Belgesinin "Temel Eğitim" bölümü "İlkokul ve Ortaokullar Gelişimsel Açıdan Yeniden Yapılandırılacak" başlıklı 1. hedefinin 10. maddesinde; "İkili eğitim tümüyle kaldırılacaktır." hedefi bulunmaktadır.
LİSELERDE İKİLİ EĞİTİME GEÇİLMİŞTİR
Peki geçen yıl ve bu yıl lise kontenjanlarında ne yaşanmıştır?
Aslında geçen yılda kısmen benzer sorun yaşanmış ve Milli Eğitim Bakanlığı Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk imzasıyla il milli eğitim müdürlüklerine gönderilen yazıda; "Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı okullardan tür değişikliği yapılarak Anadolu lisesi veya çok programlı Anadolu liselerine dönüştürülebilecek okullar ile Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı okullardan fiziki kapasitesi uygun olanların dersliklerinin Anadolu liselerine, bununla birlikte Anadolu liselerine ait bina ve boş dersliklerin de ihtiyaç olması halinde Mesleki ve Teknik eğitim Genel Müdürlüğü ile Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı okul türüne dönüşüm ve tahsis taleplerinin müfettiş raporlarına bağlı olarak 27 Temmuz 2018 tarihine kadar bakanlığımıza teklif edilmesi hususunda gereğini rica ederim." açıklamasında bulunularak aslında MEB sorunun farkında olduğunu ifade etmiştir. Ama il milli eğitim müdürlükleri bu yazının gereklerini yerine getirmemişlerdir.
Bu yıl ise LGS tercih sonuçlarına göre; bir kısım okullar kapasitelerinin çok üzerine çıkarken, bir kısım okullar da kapasitelerinin çok altında kalmıştır. Yani bazı okullarda ciddi bir yığılma varken, bazı okullarda kontenjanlar boş kalmıştır.
Anadolu liselerinde kontenjanın iki katı hatta daha fazla öğrenci kayıtları yaşandığından bir çok Anadolu Lisesinde ikili eğitime geçilmiştir. İkili eğitime geçmek demek, bu okullarımızdaki öğretmen ihtiyacının da iki katına çıkması demektir. Çocuklarımızın yukarıda örneğini verdiğimiz gibi ya sabahın köründe eğitim öğretime başlaması yada akşamın karanlığında okuldan ayrılması demektir.
Türkiye'nin terk etmeye çalıştığı ikili eğitimi geri getirmek, bunu öğrencilere, velilere çare olarak sunmak problemleri çözmeyecektir.
PEKİ ÇÖZÜM YOLLARI NELERDİR?
Liselere Giriş Sınavına giren öğrenci sayısı yüzde 50 fazla artacağından dolayı başarı oranları da eğer kontenjanlar artmazsa aynı oranda azalacaktır.Yani bu yıl bir fen lisesine kaydolan öğrencinin yüzdelik dilimi ile önümüzdeki yıl aynı okula öğrenci yerleştirmesi yapılamayacaktır..
1-LİSELERİN ÖĞRENCİ KONTENJANLARI ARTIRILMALIDIR
Bu sorunun ortadan kaldırılması için sınavla öğrenci alan orta öğretim kurumlarının kontenjanlarının arttırılması gerekmektedir.
Şöyle ki; Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Kontenjan belirleme" başlıklı 25. maddesi 1. fıkrası (b) benindeki; "(1) Ortaöğretim kurumlarında; b) Hazırlık sınıfı ve 9 uncu sınıflara her yıl alınacak öğrenci ve oluşturulacak şube sayısı, okulun fiziki imkan ve donanımı dikkate alınarak komisyon tarafından tutanakla tespit edilir. Fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, spor liseleri, güzel sanatlar liseleri, proje uygulayan eğitim kurumları ile Anadolu teknik programlarında bir şubeye alınacak öğrenci sayısı 30'dur. Anadolu liselerinde, Anadolu imam hatip liselerinde, mesleki ve teknik Anadolu liselerinin Anadolu meslek programlarında, çok programlı Anadolu liselerinde, mesleki ve teknik eğitim merkezlerinde ve mesleki eğitim merkezlerinde ise bir şubeye alınacak öğrenci sayısının 34 olması esastır. Ancak öğrenci kayıt alanındaki öğrenci sayısının yoğunluğu ve zorunlu hallerde okulun fiziki şartları da dikkate alınarak bu sayı 40'a kadar artırılabilir." hükümlerindeki öğrenci sayıları 40 öğrenciye kadar artırılmalıdır.
GELECEK YILA MAHSUS YAŞI BÜYÜK OLAN ÖĞRENCİYE HAKSIZLIK YAPILACAKTIR
Ayrıca Liselere Giriş Sınavına 2005, 2006 ve 2007 doğumlu çocuklar girecektir. Sınavda puan eşitliği halinde Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Kontenjan belirleme, başvuru ve değerlendirme" başlıklı 38. maddesi 9. fıkrasındaki; "Bu madde kapsamında yapılan nakil ve geçişlerde;
a) Merkezi sınavla öğrenci alan okullarda merkezi sınav puanının eşitliği halinde yaşı küçük olana,
b) Diğer okullarda başvurunun kontenjandan fazla olması durumunda 9 uncu sınıflarda sırasıyla; OBP, 8 inci, 7 nci ve 6 ncı sınıf yılsonu başarı puanı yüksek olana, eşitliğin bozulmaması halinde yaşı küçük olana; 10 uncu, 11 inci ve 12 nci sınıflarda ise sırasıyla bir önceki sınıfın yılsonu başarı puanı yüksek olana, eşitlik yine bozulmaz ise yaşı küçük olana, öncelik verilir." hükümlerine göre yaşı küçük olan tercihine yerleşeceğinden yaşı büyük olana bariz bir haksızlık meydan gelecektir.
2-LİSELERİN DERSLİK SAYILARI ARTIRILMALIDIR
Kapasitelerinin çok altında kalan okulları eğitim bölgesindeki aynı türdeki okullarla birleştirerek, buradan açığa çıkan fiziki mekanları o eğitim bölgesinde hangi okul türü için derslik ihtiyacı var ise o okullarımıza tahsis edilmesiyle sorun geçici olarak çözülecektir.
Bu sayede hem bazı okul türlerinin yaşadığı kalabalık sınıf mevcutları problemi çözülecek hem de bazı okullarımızın kapasitelerinin çok altında hizmet vermelerinin önüne geçilerek devletin kaynakları heba edilmemiş olacaktır.
Kısaca; Dersliklerde, öğrenci kontenjanları arttırılmalı. Fen liselerinde 30, Anadolu'da 34 öğrenci sınırı, bu yıla özel 40 kişiye çıkarılmasıyla lise Kontenjanlarını yüzde 33 arttırılabilir. Kapasitelerinin çok altında kalan okulları eğitim bölgesindeki aynı türdeki okullarla birleştirerek, buradan açığa çıkan fiziki mekanları o eğitim bölgesinde hangi okul türü için derslik ihtiyacı var ise o okullarımıza tahsis edilmesiyle yani, sınıfları boş okulların Anadolu lisesine dönüştürülmesiyle bu sorun çözülecektir.
Ahmet KANDEMİR