Adalet aramak 2020'de daha pahalı hale geldi. Hükümet düzenleme yapmalı
İdare mahkemesi veya Danıştay'da, kamu kurumlarının işlemleri aleyhine dava açanlar, davayı kaybetmeleri halinde, 1700 lira ile 3000 lira arasında vekalet ücreti ödemek zorunda.. Bu konuda bir düzenleme yapılarak, hak arama özgürlüğünün önündeki engelin kaldırılması gerekmektedir. Bir öneri olarak, asgari tarifenin yüzde 25'inin alınması gibi bir uygulama hayata geçirilebilir.
Her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenip bakanlıkça yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 02.01.2020 tarihli resmi gazetede yayımlandı. Tıklayınız.
Tarifenin anlamı avukatlardan alınacak hizmetler karşılığında asgari olarak ne kadar ücret ödeneceğini belirlemesidir.
Kamu görevlilerini en çok ilgilendiren ise idari davalardaki süreçte karşılaşacakları masraflardır.
Bir kamu görevlisi idari bir işlem için (vatandaş için de aynı) dava açtığında vekil tayin etmek yani avukat ile anlaşmak zorunda değil. Dava dilekçesini hazırlar yargılama giderlerini yatırır, dilekçeyi teslim eder ve avukatlık ücreti ödemeden dava açabilir.
Eğer, avukat benim adıma bu davayı açsın avukata vekalet vereyim denilirse avukat en az asgari tarife üzerinden makbuz kesmek, ücret talep etmek durumundadır.
Dava sonucunda davayı kazanırsa kişi yargılama giderlerini de geri alır.
Fakat davayı kaybederse avukatsız dahi açsa davayı idarenin vekiline vekalet ücreti ödemek zorunda kalır.
Bu konudaki düzenleme 2011 yılında yapıldı.
2011 yılında çıkarılan 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye(KHK) göre idare(devlet) karşısında davayı kaybeden kamu görevlisi ya da vatandaş vekalet ücreti ödemek zorunda. Bu da örneğin İdare Mahkemesinde açılan davalarda 2019'da 1362,00TL iken 2020 yılında Baro tarafından 1700,00TL olarak belirlenmiştir. Yani artış oranı yüzde 25. Yani 2020 yılında hak aramak 2019'a göre yüzde 25 daha pahalı. Bu arada 2019 da ya da daha önceden açtığınız davayı kaybederseniz vekalet ücreti kararın verildiği tarihe göre belirlendiğinden yeni tarifeye göre ödenmek zorunda.
Danıştay'da açılacak davalarda ise ücret 3.000 TL ye çıkmıştır.
Bu tutarlar tabii ki bir devlet memurunu, vatandaşı etkilemektedir.
İdareye ödenen bu vekalet ücreti direkt olarak avukata gitmez. Bir havuzda toplanarak o kurumdaki avukatlar ve yetkili kişiler arasında dağıtılır ve bunun da bir üst limiti vardır.
Buna ilişkin madde 659 sayılı KHK'nın 14.maddesinde;
"b) Ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge (...)(1) rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez"
şeklinde belirlenmiştir.
ani vatandaş tarafından ödenen ücret devletin memuru statüsündeki kişilere verilmektedir.
Demokratik hukuk devletlerinde hak arama özgürlüğünün kısıtlanmaması gerekir. Fakat 2011 yılında çıkarılan KHK engelleme yönünde bir düzenlemedir. Bu düzenleme ile vatandaş ya da kamu görevlisi idare karşısında çaresiz kalabilmekte hak aramaktan vazgeçebilmektedir.
Oysa ki bu tür durumlarda yani vatandaşın kamuya ödeyeceği vekalet ücreti durumlarında idarenin vekalet ücreti almaması ya da en azından cüzi bir miktar alması yerinde bir uygulama olacaktır. Örneğin asgari tarifenin yüzde 25'inin alınması gibi bir uygulama söz konusu olabilir. Bu hem kamu idaresi açısından, hem vatandaşın hak araması açısından hem de demokrasimizin güçlenmesi açısından olumlu bir adım olacaktır.
Baro tarafından da artışın bu denli fazla tutulması yani yüzde 25 artış yapması vatandaş açısından olumsuz bir durumdur.
Maksut BALMUK