Daire başkanlığından şefliğe atanan kişinin durumu Danıştay'dan döndü!

Hakkında yürütülen adli ve idari soruşturmalar gerekçe gösterilerek Daire Başkanlığı kadrosundan Şef kadrosuna atanan kişi açtığı davayı kazandı!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 23 Mayıs 2020 00:05, Son Güncelleme : 15 Mayıs 2020 20:58
Daire başkanlığından şefliğe atanan kişinin durumu Danıştay'dan döndü!

Dava konusu olayda, bir yükseköğretim kurumunda Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı olarak görev yapan kişi hakkında yürütülen ceza soruşturmaları sebebiyle bu görevinden alınarak Şef kadrosuna ataması yapılmıştır.

İlk derece mahkemesi kararında özetle; "İdari soruşturmanın eylem tarihlerinden itibaren 2 yıllık zaman aşımı süreleri de geçtiği halde neticelendirilmeyerek, henüz neticelenmemiş ceza davası ve yıllardan beri idarece askıda tutulan idari soruşturma gerekçe gösterilerek tesis edilen görevden alma işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı" tespit edilerek işlem iptal edilmiştir.

İstinaf mahkemesi kararında ise; "Daire başkanlığı kadrosunun üst düzey kadro olduğu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda atama yapma ve görevden alma konusunda idarelere tanınan takdir yetkisinin bu tür kadrolar için daha geniş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu görevlerden başka görevlere atanmaya ilişkin işlemlerin kazanılmış hakları veya genel olarak hukuk güvenliği ilkesini ihlal eden bir yönü bulunmadığı hususları göz önüne alınarak" davalı idarenin istinaf başvurusu kabul edilmiştir.

Karar bu kez Danıştay nezdinde temyiz edilmiştir. İkinci Daire kararında; "Kamu görevlilerinin yerlerini değiştirme konusunda idareye takdir yetkisi tanınmakta ise de, bu yetkinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olduğu ve bu yönüyle de yargı denetimine tabi bulunduğu, dava konusu işlemin dayanağı olarak gösterilen davacı hakkında yürütülen ceza yargılamalarına istinaden davacının daire başkanlığı görevinden alınmasında mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmamakta ise de; davacının öğrenim durumu ve Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı görevine atanmadan önce yürüttüğü hizmetler dikkate alındığında, durumuna uygun bir göreve atanması gerekirken, davacının 1. derecenin 2. kademesi kazanılmış hak aylık derecesiyle 1. dereceli Daire Başkanlığı kadrosunda bulunduğu göz ardı edilerek, isteği olmaksızın 3. dereceli şef kadrosuna atanması yolunda kurulan işlemde bu yönden hukuka uyarlık görülmediği" gerekçesiyle davacının temyiz isteminin kabulüne karar verilmiştir.

T.C.

D A N I Ş T A Y

İKİNCİ DAİRE

Esas No : 2019/2336

Karar No : 2019/6426

TEMYİZ EDEN (DAVACI): ...

VEKİLİ: ...

KARŞI TARAF (DAVALI): ...

VEKİLİ: ...

İSTEMİN KONUSU: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... günlü, E:..., K:... sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. Maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem : Dava; ... Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi'ne 19/06/2009 tarihinden itibaren önce vekaleten, 17/09/2010 tarihinden sonra da asaleten Daire Başkanı olarak atanan davacının, hakkında yürütülen ceza yargılamaları gerekçe gösterilerek açığa alınmasının ardından, ... Üniversitesi Yönetim Kurulu kararına istinaden Yabancı Diller Yüksekokulu bünyesindeki Şef kadrosuna atanmasına dair 26/10/2017 günlü, 136279 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E: ..., K:... sayılı kararla; davalı idarece hem davacının talebine istinaden, hem de davacı hakkındaki iddiaların eski görevde kalmasında sakınca yaratacağı gerekçesi ile işlemin tesis edildiği ileri sürülmekte ise de; davacının açığa alındığı süre boyunca dava konusu işlemin gerekçesi olan talebin öncesindeki 20/11/2015, 13/01/2017 tarihli dilekçelerde davacının açığa alınmadan önceki durumuna eş değer bir görevde başlatılmayı talep ettiği, hatta dava konusu işlem sonrası 16/11/2017 tarihli dilekçesinde, yapılan işlem yönünden talebinin yanlış yorumlandığını ifade ederek itiraz ettiği görülmekte olup, davacının dava konusu işlem yönünde istek ve iradesinin olmadığı, ayrıca davacının atanma talebi yönündeki iradesine dayandığı belirtilen dava konusu işleme karşı dava açtığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu dilekçesinin gerçek iradesine aykırı olduğu ve bu haliyle dava konusu işleme dayanak oluşturmayacağı, bununla birlikte davalı idareye, personelini naklen atama konusunda takdir yetkisi tanındığı açık olup; bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceğinin yargısal içtihatlarla kabul edildiği, dava konusu işlem bu yönüyle değerlendirildiğinde ise; davacının görevde kalması sakınca yaratmakta ise bu durum için öngörülen geçici tedbir olan görevden uzaklaştırma kararının devamı kararı verilebileceği gibi bu süreçte davacı hakkında başlandığı belirtilen idari soruşturma neticesinde davacının görevi yapmasında sakınca bulunduğunun tespiti halinde davacı hakkında durumuna uygun gerekli yasal işlemlerin davalı İdarece yapılması mümkün iken, idarece idari soruşturmanın eylem tarihlerinden itibaren 2 yıllık zaman aşımı süreleri de geçtiği halde neticelendirilmeyerek, henüz neticelenmemiş ceza davası ve yıllardan beri idarece askıda tutulan idari soruşturma gerekçe gösterilerek tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3'üncü maddesinin (B) ve (C) bentlerinde, bu Kanun'un temel ilkeleri arasında bulunan "Kariyer" ilkesi, "Devlet memurlarına, yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanını sağlamaktır." şeklinde; "Liyakat" ilkesi, "Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini

liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır." şeklinde tanımlanmakta olup, davacının öğretim görevlisi iken başladığı meslek hayatındaki kariyerinin şef kadrosu ile devam ettirilmesinin liyakat ve kariyer ilkeleri ile de bağdaşmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline hükmedilmiştir.

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; daire başkanlığı kadrosunun üst düzey kadro olduğu, üst düzey kamu yöneticilerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının geleceğe dönük planlarını ve politikalarını saptayan, bu plan ve politikalardaki hedefleri gerçekleştirmek için gerekli kaynakları ve bu kaynakların kullanım yerlerini belirleyen ya da bu kişilerin emir ve direktifleri yönünde uygulamayı yapan veya onlara yardımcı olan kişiler oldukları, ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda atama yapma ve görevden alma konusunda idarelere tanınan takdir yetkisinin bu tür kadrolar için daha geniş olduğunun kabul edilmesinin, bu görevlerden başka görevlere atanmaya ilişkin işlemlerin kazanılmış hakları veya genel olarak hukuk güvenliği ilkesini ihlal eden bir yönü bulunmadığı hususları göz önüne alındığında, ... Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı görevini yürüten davacının, bu görevinden alınarak Yabancı Diller Yüksekokulu bünyesindeki şef kadrosuna atanması yolunda tesis edilen işlemde hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, ... İdare Mahkemesinin ... günlü, E:..., K:... sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından; açığa alınmasına gerekçe gösterilen ve ... Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada beraat kararı verildiği, görevden uzaklaştırılması ile ilgili belirsizliğe son vermek amacıyla

atama işlemine dayanak alınan dilekçeyi verdiği ancak daire başkanlığı kadrosunun mali ve özlük

haklarının muhafaza edilmesi kaydıyla başka bir göreve atanma talebinde bulunduğu, mevcut kadro derecesinin üç derece altındaki şef kadrosuna ve ek göstergesi 3600'den 2200'e düşürülerek atanmasının hukuka aykırı olduğu, bu hususta bir talebinin ve rızasının bulunmadığı, nitekim 16/11/2017 tarihli dilekçeyle yaptığı itirazla söz konusu işlemin iptalini talep ettiği, gelir kaybına uğratıldığı, işlemin Anayasa'nın 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu, haklarındaki çeşitli suçlamalar nedeniyle yargılanmakta olan personelin görevlerinden uzaklaştırılmadığı, öğretim görevlisi olarak görev yaptığı 20 yıl süresince ders görevlendirmelerinin dışında zaman zaman üst yönetim tarafından verilen görevleri başarıyla tamamladığı, birçok özel çalışmada görev aldığı ve başarılara imza attığı ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI: Davalı idare tarafından; davacının adli yargıda halen devam eden yargılamalarda üzerine atılı bulunan "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, zimmet, rüşvet, edimin

ifasına fesat karıştırmak, ihaleye fesat karıştırmak, irtikap" şeklindeki iddiaların ağırlığı dikkate

alındığında, Daire Başkanlığı gibi idari amir konumundaki kadroda kalmasının sakıncalı olduğu,

davacının talebi doğrultusunda dava konusu işlemin tesis edildiği, davacının daire başkanlığı kadrosuna, önceki öğretim görevlisi kadrosundan ayrılarak atamasının yapıldığı, tekrar öğretim

görevlisi kadrosuna idari işlemle atanamayacak olması nedeniyle mevcut idari kadrolar çerçevesinde atamasının yapıldığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: ...

DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği

düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesi'nce, 2577 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca davacının

duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, davacının

yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları

dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Davacı, 01/04/1994 ila 18/03/1996 tarihleri arasında ... Üniversitesi Rektörlüğü emrinde Okutman olarak görev yaptıktan sonra ... Üniversitesine naklen atanmıştır. ... Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulunda 18/03/1996 tarihinde Öğretim Görevlisi olarak göreve başlayan davacının, 2007 yılında ... Meslek Yüksekokuluna Müdür olarak ataması yapılmıştır.

... il merkezinde görevlendirilme talebi üzerine ... Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi'ne

19/06/2009 tarihinde vekaleten, 17/09/2010 tarihinde de asaleten Daire Başkanı olarak atanmıştır.

20/11/2015 tarihine kadar görevini sürdüren davacı, hakkında yürütülen ceza yargılamaları gerekçe gösterilerek görevinden uzaklaştırılmış, hakkında devam eden ceza davaları nedeniyle görevden uzaklaştırılmasının devamına karar verilmiş ve en son 13/10/2017 günlü, 129934 sayılı Rektörlük işlemi ile görevden uzaklaştırılması 20/10/2017 tarihinden itibaren 3 ay daha uzatılmıştır.

Davacının 16/10/2017 tarihinde Üniversite Rektörlüğü'ne hitaben yazdığı dilekçede "görevden

uzaklaştırılmasına sebep olan davadan beraat ettiğini, diğer davalardan da beraat edeceğine

inandığını, kızının sportif transferi nedeniyle ... ili'ndeki bir kadroya geçmek istediğini" belirterek daire başkanlığı dışında uygun görülecek bir göreve başlatılmayı talep etmesi üzerine, 25/10/2017 günlü, 43/673 sayılı Üniversite Yönetim Kurulu kararı sonrası davaya konu 26/10/2017 günlü, 136279 sayılı Rektörlük işlemi ile, Yabancı Diller Yüksekokulu'na Şef olarak atandığı ve 27/10/2017 tarihinde görevden uzaklaştırılma kararı kaldırılan davacının, 23/07/2019 tarihinde Daire Başkanlığı kadrosundan emekliye ayrıldığı görülmektedir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Atamalar" başlıklı 52. maddesinin (a) bendinde; "Genel

Sekreter ile daire başkanları, müdürler, hukuk müşavirleri ve uzmanlar, yükseköğretim üst kuruluşlarında ilgili kuruluşların görüşü alınarak Yükseköğretim Üst Kuruluşunun Başkanı, üniversitelerde ise yönetim kurulunun görüşü alınarak rektör tarafından atanır" hükmü yer almıştır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesinin 1. fıkrasında; kurumların görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri öngörülmüş, aynı maddenin ikinci fıkrasında da; "memurlar istekleri ile, kurumlarında kazanılmış hak derecelerinin en çok üç derece altında aynı veya başka yerlerdeki kadrolara atanabilirler." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Anılan Kanun hükümleri ile kamu görevlilerinin görevlerini ve görev yerlerini değiştirme konusunda idareye takdir yetkisi tanınmakta ise de, bu yetkinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olduğu ve bu yönüyle de yargı denetimine tabi bulunduğu tartışmasızdır.

Davalı idarece sunulan ve dava konusu işlemin dayanağı olarak gösterilen davacı hakkında yürütülen ceza yargılamalarına istinaden davacının daire başkanlığı görevinden alınmasında mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmamakta ise de; davacının öğrenim durumu ve Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı görevine atanmadan önce yürüttüğü hizmetler dikkate alındığında, durumuna uygun bir göreve atanması gerekirken, davacının 1. derecenin 2. kademesi kazanılmış hak aylık derecesiyle 1. dereceli Daire Başkanlığı kadrosunda bulunduğu göz ardı edilerek, isteği olmaksızın 3. dereceli şef kadrosuna atanması yolunda kurulan işlemde bu yönden hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,

2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... günlü, E:..., K:... sayılı kararının, 2577 sayılı

İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 6545 sayılı Kanun'la değişik 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,

3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine,

4. Yürütmenin durdurulması istemi görüşülmediğinden, kullanılmayan ...-TL harcın davacıya iadesine,

5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na 6545 sayılı Kanun'un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber