Adliyeyi fareler basınca

Kaynak : Bugün
Haber Giriş : 09 Kasım 2007 08:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Emin Pazarcı'nın yazısı

Aslında uzaktan bakıldığında çok da rahatsız edici değiller. Kendi hallerinde koşuşturup duruyorlar. Birbirlerini kovalayıp, oyunlar oynuyorlar.

Her geçen gün sayıları biraz daha artıyor. Kimse onlara dokunmadığı için keyiflerine diyecek yok. Adeta özel bir koruma alanı içinde yaşıyor gibiler. İnsanlardan herhangi bir zarar görmediklerinden gizlenme ihtiyacı da hissetmiyorlar.

Olağanüstü keyifli ve mutlular!.. Çöp poşetlerinin arasında günlerini gün ediyorlar. Biraz dikkatlice baktığınızda, onlarcası ile göz göze geliyorsunuz. Durum bu olunca, asıl sayılarının yüzlerce olduğunu söylemek için müneccim olmaya gerek yok.

Ankara Adliyesi'ndeki farelerden söz ediyorum. Alt katlardaki pencerelerden çöplüklere doğru baktığınızda bir fare ordusuyla karşılaşıyorsunuz. İrileri neredeyse bir kedi büyüklüğünde. Yiyip içiyor ve obezite sınırlarında dolaşıyorlar. Yavruları ile birlikte mutlu ve mesut bir hayat yaşıyorlar. Ankara Adliyesi'ni yönetenlere şükran borçlular. Yıllardır çevrede fare kolonileri oluşmasına göz yuman Adliye yöneticileri, belli ki onları çok seviyor.

* * *

Ankara Adliyesi'ndeki hayvan sevgisi sadece farelerle sınırlı değil... Bir hâkim dostum anlattı:

- Bir gün mübaşir yanıma gelip, "Hâkim bey duruşma salonunda kanarya besleyebilir miyim?" diye sordu. Hâkim Bey, "Ben hayvanları severim" dedi:

- Bu yüzden "olur" cevabı verdim. Sonradan öğrendim ki, bizim mübaşir onları çoğaltıp, yavrularını satıyormuş. Devlet memurunun hali malum. Böylece kendisine ek gelir elde ediyormuş. Duruşma salonunda kanarya besleme faaliyeti uzun süre devam edip gitmiş. Hâkim Bey, kuş sesleri arasında duruşma yapmanın hazzını duyuyormuş. Mübaşir de kanaryaları çoğaltıp, evine ek gelir götürmenin zevkiyle yaşıyormuş. Bu mutluluk uzun sürmemiş...

Bir gece Ankara Adliyesi'nde büyük bir katliam yaşanmış. Hâkim Bey, sabah duruşma salonuna girdiğinde, yere devrilmiş ve parçalanmış kafesler ile kanarya tüyleriyle karşılaşmış. Olay yeri incelemesi sonucunda, bir fare ordusunun içeri girip, kanaryaları mideye indirdikleri ortaya çıkmış.

Ankara Adliyesi'nin ikinci katında gerçekleşen bu vahim olay, "farelerin kanarya katliamı" olarak zabıtlara geçmiş!

* * *

Demek ki, Ankara Adliyesi'ne yolu düşen pek çok insanın karşılaştığı o görüntülerin fazlası da varmış. Fareler, Adliye yönetiminin kendilerine gösterdiği iyi niyeti istismar etmeye başlamışlar. Çöplükler dar gelmiş, katlara çıkmışlar. Duruşma salonlarını basmışlar.

Asılı kafesleri aşağı indirip, kanaryaları katlettiklerine göre, varın dosyaların halini siz düşünün! Dışarıdaki o görüntü, Adliye içine de yansımışsa, eyvah ki ne eyvah! Böyle giderse, mahkemelerin raflarında yakında dosya kalmayacak.

Hâkimler, "Yaz kızım" diyecekler:

- Dava dosyasının fareler tarafından kemirilip, yok edildiği anlaşılmış olup, elde delil kalmadığı için sanığın beraatine...

Adliye yönetiminin bu hayvan sevgisi pahalıyla mal olacak!

* * *

Şimdi bırakalım hayvan sevgisini biraz da insanlara bakalım... Ankara Adliyesi'nde tuvalet yok biliyor musunuz? Paralı tuvaletleri işleten mahkumlar, saat 12:00'de yemeğe çıkıp, 1,5-2 saat sonra geliyorlar. O süre içinde duruşmanız var ve def-i hacetiniz gelmişse, haliniz harap.

Hâkim karşısında kıvrana kıvrana derdinizi anlatmak zorundasınız! Adliyede geçenlerde yaşanan 4. kattaki su baskını gibi olaylardan hiç bahsetmiyorum. Diyorum ki...

Türkiye Cumhuriyeti Başkenti'nin adliyesinde farelere kol kanat gerenler, biraz da insanlarla ilgilenseler fena olmayacak!

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber