Zararlı madde kullanan öğrencilerin büyük bölümü orta gelirli ailelerden
Sakarya'da sigara, alkol, uyuşturucu ve keyif verici maddelerin kullanımıyla ilgili olarak 4 lisede 320 öğrenci üzerinde yapılan ankette, öğrencilerin yüzde 70.4'ü sigara, yüzde 46.9'u alkol, yüzde 30.3'ünün uyuşturucu madde ile tanıştığı ortaya çıktı. Ankette zararlı madde kullanan öğrencilerin büyük bir bölümünü geliri orta düzeyde olan ailelerin çocuklarının oluşturduğu gözlemlendi.
Sakarya'da Alancuma İlköğretim Okulu öğretmeni ve doktora öğrencisi Cevat Eker, öğrenciler üzerinde sigara, alkol, uyuşturucu ve keyif verici maddelerin kullanımıyla ilgili yaptığı araştırmada çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı.
Sakarya Üniversitesi'nde (SAÜ) düzenlenen Sosyal Hizmet Sempozyumu'nda konuşan Eker, öğretmen olduğu için çoğu ortaöğretim öğrencisinin sigara içtiğine şahit olduğunu belirtti. Özelikle düz liselere giden öğrencilerin çoğunun sigara içtiğine işaret eden Eker, çocuklarda bir asilik durumu gözlemlediğini ve bunun üzerine sigara, alkol, uyuşturucu ve keyif verici maddeler üzerine bir araştırma yaptığını kaydetti. 4 lisede 320 öğrenci üzerinde yaptığı araştırmasında hayret verici sonuçlara ulaştığını anlatan Eker: "Sigara içen çocukların yüzde 44'ü her gün sigara içtiklerini söyledi. Alkol alanların yüzde 0.9'u her gün içiyor.Yani bu da iki kişiye tekabül ediyor. Uyuşturucu ve keyif verici maddeleri 320 kişiden ikisi her gün kullanıyor. Uyuşturucu ve keyif verici maddelerin içinde tiner, ecstacy, kenevir ve başka türlü adını söyleyemediğim çeşitli maddeler var. Haftada, ayda ve yılda birkaç kez içenler var. Keyif verici maddeleri cinsiyete bakıldığında erkekler daha çok kullanıyor. Sigarayı da kızlar çok kullanıyor. Çoğu çocuk bu maddeleri harçlıklarıyla alıyor. Arkadaşlarından, başka yollardan (hırsızlık) alanlar var. Öğrencilerin madde kullanım oranlarını incelediğimizde yüzde 70.4'ü sigara, yüzde 46.9'u alkol, yüzde 30.3'ü uyuşturucu madde ile bir şekilde tanıştığını söyledi. Bu yüzdeler içinde her gün, haftada, ayda, yılda ve bazen kullandığını söyleyenler var."
GELİR DÜZEYİ ARTTIKÇA MADDE KULLANIMI AZALIYOR
Öğrencilerin bu maddeleri hangi yollardan temin ettikleri yönündeki soruya, sigara içenlerin yüzde 60.4'ü, alkol kullananların yüzde 67.3'ü, uyuşturucu ve keyif verici madde kullananların yüzde 55.7'sinin kendi harçlıklarını kullanarak aldıklarını söylediğini vurgulayan Eker, zararlı madde kullanan öğrencilerin ekonomik durumlarına bakıldığında çoğunun orta gelirli ailenin çocukları olduğu ifade etti.
Eker şunları söyledi: "Gelir düzeyi arttıkça madde kullanımı azalıyor. Bu da enteresan. Zengin ailelerin çocukları belki özel okullara gidiyor. iyi durumda olan ailelerin çocukları zaten Anadolu lisesini bir şekilde kazanıyor. Düz liselerde varlıklı ailelerin sayısı daha az. İkamet yerlerine baktığımda çoğu çocuğun şehir merkezinde oturduğunu gördüm. Niçin zararlı maddeleri kullanıyorsunuz diye sorduğumda ilginçtir ki merak ettiğim için diyenler çok az. Arkadaş etkisi ve stresten içiyorum, iletişim araçlarının etkisinden diyenlerin oranı çok fazla. Ailemdeki geçimsizliklerden, kendime güven duymak için ve kendimli kabullendirmek için içiyorum diyenler de var. Ama en çok arkadaş etkisi ve stresten içiyorum diyenler var."
AİLELERE YÖNELİK EĞİTİMLER VERİLMELİ
18 yaşından küçüklere sigara satılmasının yasak olduğunu hatırlatan Eker, yasağa rağmen 6 yaşındaki bir çocuğa bile büfede sigara satılabildiğini dile getirdi. Bir an önce ailelere yönelik eğitimler verilmesi gerektiğine işaret eden Eker, eğitime öncelikle aileden başlanması gerektiğine vurgu yaptı.
Eker sözlerini şöyle sürdürdü: "Eskiden Milli Eğitim Müdürlüğünde film ve radyo eğitim merkezi vardı. Bu merkezlerde okullara yönelik eğitici filmler ve yayınlar hazırlanırdı. Bir an önce bu eğitici film ve slaytların hazırlanmasına başlanmalı. Bu filmler okullarda ders olarak gösterilmeli. 18 yaşından küçüklere sigara satılmaz demişiz ama 6 yaşındaki bir çocuğu büfeye göndersek bile, ona dahi sigara satılıyor. 18 yaşından küçüklere sigara satmanın cezası şu kadardır diye, ceza kesilen kimseyi duymadım. Bu konuda bir yasa çıkarıldı. Ama denetim yok. Denetim olmayan yerde yasanın bir anlamı olmaz. Okullarımızdaki rehberlik ve psikolojik danışmanlık öğretmenleri hantallıktan kurtarılmalı ve öğretmenlerimiz bizzat işin mutfağına inmeli. Bazı okullarda hiç anket düzenlemeyen öğretmenler var. Bir an önce çeşitli anketler düzenlenerek sorun tanımlanmalı ve gerekli önlemler alınmalı. Reklamların önüne geçmek lazım. Bir yasa çıkarılıyorsa mutlakabunun takibinin yapılması lazım."