'Kız kaçırma' davalarına düzenleme geliyor

Haber Giriş : 22 Kasım 2007 09:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargıtay, kız kaçırma davalarında içtihat oluşturmak için kolları sıvadı. Yargıtay, Askeri Yargıtay ile aralarındaki görüş farklılığını gidermek için konuyu Yargıtay Ceza Genel Kurulu gündemine getirecek.

"Kız kaçırma davalarına asker ve sivil yargıda görüş ayrılığı" haberi yüksek yargıyı harekete geçirdi. Haberin kamuoyunda yankı bulması üzerine Yargıtay, Askeri Yargıtay Başkanlığı'na yazı yazarak kız kaçırma davalarında verdikleri emsal kararları talep etti. İki yüksek yargı organı arasındaki görüş ayrılığını gidermek amacıyla da konunun Ceza Genel Kurulu'nda tartışılmasına karar verildi. Önümüzdeki aylarda, Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bu konuda içtihat oluşturacak nitelikteki kararını verecek.

-SİVİL VE ASKERİ YARGI KIZ KAÇIRMA DAVALARINDA FARKLI KARARLAR VERDİ-

Kız kaçırma davalarında Yargıtay5. Ceza Dairesi, "15-18 yaş grubundaki kızlar kendi rızalarıyla kaçmışsa suç oluşmaz" görüşünü savunup bu yönde kararlara imza atarken Askeri Yargıtay "15-18 yaş grubundaki çocuğun rızasının bulunması, suçun oluşumunu engellemez" görüşüne dayanarak kararlar veriyor. Kız kaçırma davalarını karara bağlayan Yargıtay 5. Ceza Dairesi yetkilileri yeni Türk Ceza Kanunu'nun yürürlüğe girmesinin ardından 26. maddenin 2. fıkrasına göre hareket ettiklerinin altını çizerek, "Bu yaş grubundaki kızların kendi rızalarıyla kaçması halinde suçun oluşmayacağı yönünde kararlar veriyoruz. Askeri Yargıtay ile görüş ayrılığı yaşıyoruz bu konuda" yorumunu yaptılar. TCK nun 26/2. maddesi şöyle: "Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez"

ASKER, "OCUĞUN RIZASININ BULUNMASI SUÇUN OLUŞUMUNU ENGELLEMEZ"

Askeri Yargıtay ise kız kaçırma olaylarına farklı bir gözle bakarak, 15-18 yaş grubundaki kızların kendi rızalarıyla kaçmaları halinde dahi suçun oluşacağına hükmetti. Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, verdiği bir emsal kararda şu görüşlere yer verdi: "Onbeş yaşından büyük, onsekiz yaşından küçük olanlar ve Medeni Kanun kapsmında ayırt etme gücüne haiz bulunan, ancak fiil ehliyetine sahip bulunmayan mağdur ile mağdurun rızası cinsel ilişkiyi gerçekleştiren fail hakkında, suçtan zarar gören sıfatıyla, veli veya vasinin de şikayet hakkının bulunduğunun kabulü gerekir.Velisinin rızası dışında, evi dışında bir yerde kalma ve bir yere gitme konusunda tercihte bulunma serbestisine sahip bulunmayan onbeş yaşından büyük ve onsekiz yaşından küçük çocuğun, hukuka, yani Medeni Kanun'un 339. maddesine aykırı olarak, velisinin muvafakatı olmadan, evinden uzaklaştırılması ile 'çocuğu hürriyetinden yoksun kılma' suçu oluştuğundan, çocuğun rızasının bulunması, suçun oluşumunu engellemez."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber