Asgari geçim indirimi tebliğine ilişkin bir değerlendirme...
Bu yazımızın konusu 4 Aralık 2007 tarih ve 26720 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Asgari geçim indirimine ilişkin 265 nolu tebliğin bir değerlendirmesini yapmaktır.
Yayınlanan tebliğe ilişkin ilk eleştirim örnek bir açıklamasının yapıldığı örnek bir sayısının biraz üstünde küçük üç rakamının ne anlama geldiği konusunda olacaktır. Bu üç rakamı baskı hatası mı? Yoksa bir anlamımı var. Şahsi fikrim bunun baskı hatası sonucu yazıldığıdır. Buradan şu sonuç çıkmaktadır. Kanun yılsonuna yetiştirilebilmek için gerekli kontroller yapılmadan acele bir şekilde yayınlanmıştır. Oysa bu kanun yılbaşına çıkması gerektiği 2007 yılının başından itibaren belliydi.
Asgari geçim indirimi bir vergi mi? Yoksa bir ücret unsuru mu?
Asgari geçim indirimi uygulaması vergi iadesi uygulaması kaldırılarak yerine getirilmiştir. Vergi iadesi uygulamasının getiriliş amacı devletin vergi gelirlerini artırmaktı. Bu düzenleme ise 657 sayılı devlet memurlarına ödenen aile yardımı ödeneğinden hiç farkı olmayan bir uygulama niteliğindedir. Tek fark aile yardımı ödeneğinde eşi emekli olanların aile yardım ödeneğinden yararlandırılmaz iken, asgari geçim indiriminde eşi emekli olmuş olanlar yararlandırılmaktadır. Bu düzenleme ile gelir artırıcı bir düzenlemeden uzaklaşılarak sadece bir ücret geliri unsuru oluşturulmuştur. Bu düzenlemeye bir vergi düzenlemesi demek vergi tekniği açısından çok zordur.
Diğer taraftan vergi iade kanunuyla çok vergi ödeyen ve bu ödediği vergi oranında fiş getiren, getirdiği fiş oranında iade alırken, asgari geçim indirimi uygulaması ile çok vergi ödeyene az ödeme yapılarak, vergi iade kanun ile kazandığı bu hakkı elinden alınmıştır. Çok vergi ödeyene az ödeme, az vergi ödeyene çok ödeme yapılması, çok vergi veren kişileri cezalandırmaktır.
Asgari geçim indirimi uygulanacak kişiler
Asgari geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başından geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının, mükellefin kendisi için %50'si çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için %10'u çocukları her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için %7.5 diğer çocuklar için %5'idir.
İndirim uygulamasında ?çocuk? tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunların mükellefle oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları ?eş? tabiri ise, aralarında evlilik bağı bulunan kişileri ifade eder.
İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelir elde edildiği tarihteki medeni hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, yukarıdaki oranlara göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla ücret geliri elde eden aile fertlerinden her biri için ayrı ayrı çocuklar için eşlerden yalnızca birisinin gelirine uygulanır. Boşananlar için indirim tutarının hesabında nafakasını sağladıkları çocukları çocuk sayısı dikkate alınır.
Tebliğin uygulama alanına bakıldığında ödeme kişilerin özel durumlarına göre yapılacağı görülmektedir. Sürekli değişebilecek olan bu bilgileri takip edilip ödemelerin en son güncel bilgilere göre yapılması gerekmektedir. Bu bilgileri ve değişiklikleri kişilerin kurumların hata yapmadan takip etmeleri çok zordur.
Diğer taraftan ödenmesi gereken Gelir vergisinin eksik hesaplanması halinde uygulanacak cezai muayedeler başlığında yapılan açıklamalardan şu sonuçlar çıkarılmaktadır.
Geçmişe dönük unutulan yada geç beyan edilen durumlarda geçmişe dönük ödeme yapılamayacağından, bu gibi durumlarda ne olacağı belirsiz bir durum arz etmektedir.
Ancak, işverenler tarafından hizmet erbabının ücret gelirinden kesilen gelir vergisine mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarının o ayki ücretiyle birlikte ücretliye nakden ödemesi gerekir aksi takdirde, ücretliye nakden ödenmeyen asgari geçim indirimi, işverenler tarafından haksız yere yapılan bir mahsup işlemi niteliği taşıyacak ve tevkif suretiyle kesilen verginin bu tutarı kadar olan kısmı muhtasar beyanname ile eksik beyan edilmiş olacaktır.
Bu nedenle ödenmeyen asgari geçim indirimi o ayda eksik beyan edilmiş vergi tevkif atı olarak kabul edilerek, bu vergiler içinde işverenler hakkında cezalı tarhiyat yapılacaktır.
Tebliğde herhangi bir gecikme ya da yanlıştan işveren ya da kişileri sorumluğu yüklemektedir. Asgari geçim indiriminin uygulama tekniğine göre geçmişte unutulan ya da geç beyan edilen durumlarda geçmişe yönelik ödeme yapılaması mümkün olmadığından, böylesine takibi çok zor olan ve kişilerin özel bilgileri üzerine hata yapma ihtimali yüksek olan durumda işverenle hizmet erbabı sürekli karşı karşıya kalacaklarını düşünmekteyiz.
Ödemenin hesaplanması
Asgari geçim indiriminde ödenecek tutarın hesaplanmasının en az 6 adımda yapılması gereken bir işlem sonucu ulaşılması ve asgari ücretin brüt tutarı gibi güncel bilgilerin gerekli olduğu hesaplanmasının zor olduğunu düşünmekteyiz. Bu durumunda asgari geçim indirimini herkesin kolayca hesaplayıp kontrol edebileceği bir durum olmaktan çıkartılmıştır. Bu durum hem hizmet erbabının aldığı paranın doğru olup olmadığını kontrol edilmesini engelleyecektir. Aldığı ücret bordosunda Kişinin kontrol edemediği gelirini, ileride yanlış bir durum karşısında suçlu duruma düşerek iade etmesi istenecektir. Yâda hizmet erbabı sürekli muhasebe birimlerine aldığı ödemenin doğruluğunu kontrol ettirecektir. Asgari geçim indirimi tebliği, Maliye Bakanlığımızın başlattığı vergi kanunlarının basit anlaşılır ve hesaplanması kolay olması gerektiği çalışmasıyla ters bir durum oluşturduğunu düşünmekteyiz. Bu kadar karışık bir hesaplanma yönteminden vaaz geçilerek daha sade olması sağlanmasının hem hesaplayan hem de kontrol edenler için olması gerekmektedir. Kamu kurunu denetleyen Sayıştay denetçilerimizin bu ödeme unsurunu nasıl denetleyecekleri de ayrıca düşünülmesi gereken başka bir durum olarak düşünmekteyiz.
Sakatlık İndiriminden yararlananların durumu
Tebliğin sakatlık indiriminden yararlananların durumunu anlatan 4 sayılı örnekte bekâr ve ikinci derece bir sakatlık indiriminden yararlanan kişinin her ay 42.19 YTL indirim yapılması gerekirken, 29.72 YTL indirim yapılabildiği, çünkü kişinin sakatlık indiriminden dolayı ancak 29.72 YTL gelir vergisi ödemektedir. Kişinin her ay 12.47 YTL daha alması gereken asgari geçim indirimini alamadığı görülmektedir.
Örnekte kişi ikinci derece sakat indirimi olan 280 YTL alınmış eğer birinci derece sakat indirimi 570 YTL alsa idi asgari geçim indiriminden hemen hemen hiç yararlanamayacaklardır.
Bu tebliğle üstü kapalı bir şekilde sakatlık indiriminden yararlananlar asgari geçim indiriminden yararlandırılmamaktadırlar. Bu durumun sakatlık indiriminden yararlananlarla bakanlık arasında dava konusu olacağını düşünmekteyiz.
Asgari geçim indiriminden yararlanan çocukların durumu
İndirim uygulanmasında ?çocuk? tabiri mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları tarif etmiştir. Ancak bu çocukların ücret karşılığı çalışması veya gelirlerinin olmasına yönelik bir açıklama getirilmemiştir. Bu indirimden yararlanacak çocukların hem çalışıp okuduğu (açık öğretim fakültesi gibi) durumlarda yararlanıp yararlanamayacağı durum açık bir şekilde tanımlanmadığından, bu durumun hizmet erbabı ile işverenleri sürekli karşı karşıya getirecek bir durum olduğunu düşünmekteyiz.
Eşleri emekli olan kişilerin asgari geçim indiriminden yararlandırılması
Asgari geçim indiriminden yararlanacakların eşlerine ilişkin açıklamada çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş için %10'u indirime konu olacağı tarif edilirken, diğer taraftan sadece ücret geliri elde eden eş çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş kapsamında değerlendirilmeyecektir, diyerek tebliğ kendi içinde anlaşılamayan bir çelişkiye düşmüştür.
Düzenlemenin bu kısmından emekli eşler de çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş olarak kabul edileceği anlaşılmaktadır. Hem hiçbir geliri olmayan deyip hem de emeklilerin yararlandırılmasının çok büyük bir çelişki olduğunu düşünmekteyiz.
Diğer taraftan emekli olan eşlerin yararlandırılıp, çalışan eşlerin yararlandırılmamsı, gelir elde eden iki grup arasında haksız bir uygulama olduğunu düşünmekteyiz. Emekli kişiler ile çalışanlar arasında hiçbir fark olmadığı, aksine çalışanların en azında 5 gün 8 saat mesaiye gelmek zorunda oldukları ve yol parası, öğle yemek bedeli ödedikleri, üstelik gelir vergisi de ödedikleri düşünüldüğünde çalışan eşlere ödeme yapılmamsı haksız bir durum teşkil ettiğini düşünmekteyiz.
Asgari geçim indirimi düzenlemesinin, 657 sayılı devlet memurları kanunun 202 maddesinde ?evli bulanan devlet memurlarına aile yardımı ödeneği verilir. Bu yardım, memurun her her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eşi için aile ödeneği verilir.?
Söz konusu hüküm uyarınca eş için aile yardımı ödeneği verilmesi eşin her ne şekilde olursa olsun;
1- Menfaat karşılığı çalışmamak,
2- Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almamak gerekmektedir.
Maliye Bakanlığımızın aile yardım ödeneğinin ödenmesi için, emeklileri ücret gelirini gelir sayarken asgari geçim indiriminde ücret geliri saymaması çok büyük bir çelişki olduğunu ve bu konun dava konusu yapılabileceğini düşünmekteyiz.
Sonuç
Asgari geçim indirimi tebliğinin çok aceleye getirildiğini ve yukarıda bahsettiğimiz konuların sorun olarak yaşanacağını düşündüğümüzden tebliğin ikinci bir mevzuatla aksaklıkların giderilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Ayhan Gökdemir