Bir ay yerine 4,5 ay sonra verilen soruşturma oluru disiplin cezasını esastan sakatlar mı?
Danıştay 12. Dairesi disiplin cezası uygulamasında "zamanaşımı" süresinin önemine ilişkin yeni bir karar verdi.
Olayda; Dahiliye uzmanı (doktor) olarak görev yapan davacının, hastaları hastane yönetimi aleyhine kışkırttığı ve kendisini sorumluluktan kurtarmak amacıyla gerçek dışı yazdığı yazıları şahısların iyi niyetini istismar ederek onlara imzalattığı hususu sübut bulduğundan bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(ı) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlem tesis edildiği, bu işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk derece mahkemesi, zamanaşımı hususuna girmeksizin, "olayla ilgili olarak birinci dereceden bilgi sahibi olan (olması gereken) dilekçe sahiplerinin ifadesine başvurulmadığı, yapılan eksik inceleme/soruşturma nedeniyle de, dilekçelerin kim tarafından, nerede yazıldığı ve imzalandığı, davacının herhangi bir yönlendirmesinin olup olmadığı, olmuşsa neden ve ne şekilde olduğu hususlarının tam olarak açıklığa kavuşturulmadığının görüldüğü, bu durumda, eksik soruşturmaya dayalı olarak, davacıya isnat edilen fiilin sübüt bulduğundan bahisle tesis olunan dava konusu disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle" iptaline karar verilmiştir.
Danıştay ise gerekçeyi hatalı bulmakla birlikte, iptal kararını aşağıdaki gerekçe ile onamıştır:
Davacı hakkında 28.09.2010 tarihinde yurt dışı iznine ayrıldığı beş günlük süreçte servisine yatırdığı hastaları başka bir hekime devretmediği, başhekime bu konuda bilgi vermediği, buna bağlı olarak hastaların takip ve tedavilerinin aksamasına neden olduğu hakkındaki soruşturmaya konu ikinci eylemin davalı idarece 28.09.2010 Pazartesi günü öğrenildiğinin belirtildiği, idarenin soruşturma konusu ikinci fiili bu tarihte öğrenmesine rağmen Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın inceleme olurunu 14.02.2011 tarihinde verdiği görülmektedir.
Bu durumda; en geç 28.10.2010 tarihine kadar usulüne uygun bir soruşturmacı tayin edilerek soruşturmaya başlanılması gerekirken disiplin soruşturma zamanaşımı geçirildikten sonra 14.02.2011 tarihinde verilen inceleme oluru ile yapılan disiplin soruşturması sonucunda verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
T.C. DANIŞTAY ONİKİNCİ DAİRE
Esas : 2017/820
Karar : 2019/3661
Tarih : 15.05.2019
İSTEMİN KONUSU:
Gaziantep 1. İdare Mahkemesinin 29/03/2013 tarih ve E:2011/1832, K:2013/392 sayılı kararının onanmasına dair Danıştay Onikinci Dairesinin 05/12/2016 tarih ve E:2013/8263, K:2016/6048 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Kahramanmaraş ili, Afşin Devlet Hastanesinde dahiliye uzmanı (doktor) olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(ı) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 23.08.2011 tarihli ve 246040 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Gaziantep 1. İdare Mahkemesince; Disiplin cezasına konu olan, davacının gerçek dışı yazdığı ve şahıslara imzalattığı iddia edilen, Süreyya Özcan, Gülden Terzi ve Derya Özdemir adına ayrı ayrı yazılmış, hastanedeki mağduriyetlerini konu alan, imzalı olarak Afşin Devlet Hastanesi Baştabipliğine 01.06.2010 tarihinde verilen dilekçeler (üç tane) ile ilgili olarak yapılan soruşturma kapsamında, personel şefi, sekreter ve davacının ifadelerine başvurulmuş ise de, olayla ilgili olarak birinci dereceden bilgi sahibi olan (olması gereken) dilekçe sahiplerinin ifadesine başvurulmadığı, yapılan eksik inceleme/soruşturma nedeniyle de, dilekçelerin kim tarafından, nerede yazıldığı ve imzalandığı, davacının herhangi bir yönlendirmesinin olup olmadığı, olmuşsa neden ve ne şekilde olduğu hususlarının tam olarak açıklığa kavuşturulmadığının görüldüğü, bu durumda, eksik soruşturmaya dayalı olarak, davacıya isnat edilen fiilin sübüt bulduğundan bahisle tesis olunan dava konusu disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onkinci Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, temyiz aşamasında ileri sürdüğü iddiaların değerlendirilmediği, davacının disiplin cezasına konu eylemlerinin sübüt bulduğu, işlemin usul ve hukuka uygun olduğu ileri sürülerek Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ:
Karar düzeltme isteminin kabulü ile anılan kararın soruşturma zamanaşımı nedeniyle sonucu itibariyle onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onikinci Dairesinin 05/12/2016 tarih ve E:2013/8263, K:2016/6048 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Kahramanmaraş İli, Afşin Devlet Hastanesinde dahiliye uzmanı (doktor) olarak görev yapan davacının, hastaları hastane yönetimi aleyhine kışkırttığı ve kendisini sorumluluktan kurtarmak amacıyla gerçek dışı yazdığı yazıları şahısların iyiniyetini istismar ederek onlara imzalattığı hususu sübüt bulduğundan bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(ı) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlem tesis edildiği, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "zamanaşımı" başlıklı 127. maddesinde, "Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren;
a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına, ...
başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar." hükmüne yer verilmiştir.
Disiplin cezaları kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.
Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatta belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır.
Yukarıda açık metnine yer verilen aylıktan kesme cezalarında bir ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağını ifade eden mevzuat hükmü karşısında, belirtilen sürenin geçirilmesinden sonra disiplin soruşturmasına başlanamayacağı açıktır.
Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik'in 19/a maddesinde; disiplin amirlerinin memurların uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve memurluktan çıkarma cezalarından biriyle cezalandırılması gereken disipline aykırı davranışlarını öğrendikleri tarihten itibaren kanunen belli süreler içinde disiplin soruşturmasını başlatarak ve gerekli cezayı uygulayarak, disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğramasını önlemek zorunda oldukları belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Olayda; davacı hakkında 28.09.2010 tarihinde yurt dışı iznine ayrıldığı beş günlük süreçte servisine yatırdığı hastaları başka bir hekime devretmediği, başhekime bu konuda bilgi vermediği, buna bağlı olarak hastaların takip ve tedavilerinin aksamasına neden olduğu hakkındaki soruşturmaya konu ikinci eylemin davalı idarece 28.09.2010 Pazartesi günü öğrenildiğinin belirtildiği, idarenin soruşturma konusu ikinci fiili bu tarihte öğrenmesine rağmen Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın inceleme olurunu 14.02.2011 tarihinde verdiği görülmektedir.
Bu durumda; en geç 28.10.2010 tarihine kadar usulüne uygun bir soruşturmacı tayin edilerek soruşturmaya başlanılması gerekirken disiplin soruşturma zamanaşımı geçirildikten sonra 14.02.2011 tarihinde verilen inceleme oluru ile yapılan disiplin soruşturması sonucunda verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, temyizen incelenen karar sonucu itibarıyla usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin, Gaziantep 1. İdare Mahkemesinin 29/03/2013 tarihli ve E:2011/1832, K:2013/392 sayılı kararının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca yukarıda yer verilen gerekçeyle sonucu itibarıyla ONANMASINA,15.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.