'Hesaplaşacağız' sözü disiplin cezasını gerektirir mi?
Danıştay 8. Dairesi davacı tarafından söylenen "Hesaplaşacağız" sözünün tek başına iş arkadaşına sataşma olarak değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığına karar verdi.
Dava, araştırma görevlisi olarak görev yapan davacının, 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare mahkemesi, davacının kullandığı "hesaplaşacağız" ya da olaya tanık başka bir araştırma görevlisinin emniyette verdiği ifadeye göre "bunun hesabını sana soracağım" şeklindeki ifadelerinin iş arkadaşına sataşma fiili kapsamında değerlendirerek davayı reddetmiştir.
Danıştay bu kararı aşağıdaki gerekçe ile bozmuştur:
Olayda, söz konusu fiilin gerçekleşip gerçekleşmediğinin anlaşılması için davacının sarf ettiği sözün sataşma olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Davacı tarafından temyiz ve dava dilekçelerinde de ileri sürüldüğü üzere söylemiş olduğu sözün herhangi bir sataşma veya tehdit unsuru içermediği kendisinin daha önce haksız bir şekilde kınama cezası almasına sebep olduğunu düşündüğü iş arkadaşına serzenişte bulunduğu ve "hesaplaşacağız" ifadesini "haksız yere aldırdığın kınama cezasının vebalini öbür tarafta verirsin" anlamında kullandığını beyan etmiştir. Dolayısıyla davacı tarafından iş arkadaşına karşı söylemiş olduğu ifadenin tek başına iş arkadaşına sataşma olarak değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
T.C. DANIŞTAY 8. DAİRE
E. 2016/1453
K. 2020/2425
T. 11.6.2020
İstemin Özeti: Trabzon İdare Mahkemesi'nin 23/10/2015 gün ve E:2015/533, K:2015/1437 Sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakiminin Düşüncesi: İstemin kabulüyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
KARAR:
Dava, ....Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümünde araştırma görevlisi olarak görev yapan davacının, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 6. ve 15. maddeleri uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacının, Fizik Bölümü araştırma görevlisi ....'a "hesaplaşacağız" ya da olaya tanık başka bir araştırma görevlisinin emniyette verdiği ifadeye göre "bunun hesabını sana soracağım" şeklindeki ifadelerinin iş arkadaşına sataşma fiili kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, daha önce de aynı fiil sebebiyle kınama cezası aldığı hususu da gözetilerek bir üst ceza olan aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 6/h maddesinde; "İş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak" fiili kınama cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmış, aynı Yönetmeliğin 15. maddesinde de; "Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların özlük dosyasından çıkarılmasına ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır. " hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, .... Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi personeli olan, ancak Fen Fakültesi Fizik Bölümünde görevlendirilen davacı hakkında, Fen Fakültesi Fizik Bölümü araştırma görevlisi ....'un, davacının 05.11.2014 tarihinde kendisine aracıyla kasten çarptığı ve bir önceki gün de tehdit ettiği şikayeti üzerine başlatılan soruşturma neticesinde, davacının anılan araştırma görevlisine araçla çarpıp kaçmak fiili ile ilgili somut delil bulunmadığı, ancak 04.11.2014 tarihinde davacının, diğer araştırma görevlisine "hesaplaşacağız" şeklinde seslenmesi hususunun, üçüncü bir araştırma görevlisinin ifadesi ile sübuta erdiği gerekçesiyle kınama cezası verilmesi gerektiği, ancak davacının 29.08.2014 tarihinde aynı madde kapsamında kınama cezası bulunduğundan Yönetmeliğin 15. maddesi uyarınca bir derece ağır ceza olan aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılması ve bu cezaya yaptığı itirazın reddi Fakülte Disiplin Kurulunca reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı hakkında aynı bölümde çalışan iş arkadaşı tarafından verilen şikayet dilekçesi üzerine açılan soruşturmada dinlenen tanık ifadesinde; 04.11.2014 tarihinde davacının mesai çıkışında aynı bölümde çalıştığı ....'a herhangi bir temasta bulunmadan yakın bir şekilde geçtiğini bir iki adım attıktan sonra da ....' a "Hesaplaşacağız" şeklinde seslendikten sonra başka bir durum meydana gelmeden her iki tarafın ayrılarak yollarına devam ettiğini belirtmiştir. Söz konusu fiilin gerçekleşip gerçekleşmediğinin anlaşılması için davacının sarf ettiği sözün sataşma olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Davacı tarafından temyiz ve dava dilekçelerinde de ileri sürüldüğü üzere söylemiş olduğu sözün herhangi bir sataşma veya tehdit unsuru içermediği kendisinin daha önce haksız bir şekilde kınama cezası almasına sebep olduğunu düşündüğü iş arkadaşına serzenişte bulunduğu ve "hesaplaşacağız" ifadesini "haksız yere aldırdığın kınama cezasının vebalini öbür tarafta verirsin" anlamında kullandığını beyan etmiştir. Dolayısıyla davacı tarafından iş arkadaşına karşı söylemiş olduğu ifadenin tek başına iş arkadaşına sataşma olarak değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacı tarafından kullanılan ifadenin yukarıda belirtilen gerekçelerle herhangi bir suç unsuru oluşturmadığından davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına yönelik dava konusu işlemde hukuka uygunluk, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; Trabzon İdare Mahkemesi'nin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11.06.2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
(X)- İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.