CHP'nin 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' çalışmasında sona gelindi
Cumhurbaşkanı yetkilerinin daraltılmasını, "güçlü meclis" ve "güçlü başbakanlık" öngören çalışma, redaksiyon işleminin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun onayıyla kamuoyuna açıklanacak
CHP'nin, cumhurbaşkanı yetkilerinin daraltılması, "güçlü meclis" ve "güçlü başbakanlık" öngören "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" çalışması, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun onayıyla kısa süre içinde kamuoyuna açıklanacak.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, CHP'nin 30 Haziran'da gerçekleştirilen Parti Meclisi (PM) toplantısında ele alınan "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" çalışmasında sona gelindi.
Redaksiyon işlemi yapılan çalışma, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun onayının ardından kamuoyuna açıklanacak.
CHP'nin tam metni açıklamasının ardından, Millet İttifakı'nı oluşturan partiler, ortak metin oluşturmak için bir araya gelecek. Ortak metin, parti genel başkanları tarafından kamuoyuna seçim vaadi olarak açıklanacak. Açıklamada iktidar olunması durumunda bir yıl içinde güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçileceği dile getirilecek.
Millet İttifakı'nın ortak metninde cumhurbaşkanının nasıl seçileceği konusu en tartışmalı noktayı oluştururken, seçim barajının kaldırılması, milletvekili adayı belirlenmesinde ön seçim, TBMM iç tüzük değişikliği, seçim yasasının değişikliği gibi konular ana başlıkları oluşturacak.
CHP'nin 29 ana ilkeden oluşan çalışmasının ayrıntıları da netleşiyor.
Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek başkanlığındaki çalışmada, cumhurbaşkanının tarafsızlık ve hakemlik statüsü ile donatılması öngörülürken, Bakanlar Kurulu'nun TBMM içinden çıkması ve TBMM önünde sorumlu olması öneriliyor.
Cumhurbaşkanının bütün işlemlerinin "karşı imza" kuralına bağlı olması gerektiği belirtilen taslakta, istisnai nitelikte tek başına yapacağı işlemlerin anayasada sayma yoluyla sınırlı olarak düzenlenmesi gerektiği vurgulanıyor.
Cumhurbaşkanının göreviyle ilgili konularda siyasi sorumsuzluğunun esas olması önerisi getirilirken, cezai sorumluluğunun ise "anayasa ihlali" hali ile sınırlı olması gerektiği dile getiriliyor.
Cumhurbaşkanının görevi dışındaki hukuki-cezai sorumluluğunun anayasada düzenlenmesi, yargılama makamı ve usulünün de belirtilmesi gerektiği aktarılan çalışmada, cumhurbaşkanına tek başına OHAL ilan etme yetkisi tanınmaması, varsa siyasal parti ile ilişiğinin de bulunmaması gerektiği kaydediliyor.
Cumhurbaşkanının TBMM seçimlerini yenileme yetkisinin, belli koşullara bağlı ve sınırlı olması gerektiği belirtilirken, cumhurbaşkanına "kural koyma" biçiminde düzenleyici işlem yetkisinin ise tanınmaması öngörülüyor.
Başbakanın, TBMM üyeleri arasından parlamenter rejim gelenek ve ilkelerine uygun belirlenmesi gerektiği ifade edilen taslakta, bakanların da Meclis içinden cinsiyetler arası temsil ilkesi gözetilerek belirlenmesi, Meclis dışından seçimin ise istisnai olması gerektiği vurgulanıyor. CHP taslağında devletin yönetim ve hükümet siyasetini belirleme yetkisi ise "görev, yetki ve sorumluluk" ilkesi çerçevesinde, "dayanağını halktan alan ve genel iradeyi temsil eden Meclis önünde sorumlu olan bakanlar kurulunundur" şeklinde tanımlanıyor.
Hükümetin kurulması kolay, düşürülmesi zor olması ilkesinin benimsendiği taslak çalışmada, güvenoyu alınırken, olumlu oyların çok olmasının yeterli sayılması, güvensizlik oyu söz konusu olduğunda ise, üye tam sayısının salt çoğunluğu ya da nitelikli çoğunluk aranması gerektiği savunuluyor.
Seçimde en çok oyu almış parti, hükümeti kuramamışsa, belli bir sürenin sonunda ikinci en çok oyu almış partiye bu görevin verilmesinin güvence altına alınması önerilen taslakta, "Hükümetsiz kalma süresi sınırlandırılmalı, yeni hükümet kurulamaması durumunda hükümet bunalımlarının önüne geçilmesi için en geç 45 gün için hükümet kurulamaz ise, kendiliğinden seçim (otomatik yenileme) devreye girmelidir." deniliyor.
Meclis'in hükümeti etkili biçimde denetlemesini sağlayacak bilgi edinme araçlarının tesis edilmesini öneren çalışmada, meclis soruşturması, genel görüşme ve gensorunun yanı sıra yeni bir denetim yolu da "rapor verme" olarak sunuluyor. Bu öneri, bakanlar kurulunun yasaların etkili uygulaması konusunda TBMM'ye rapor sunması şeklinde aktarılıyor.
Kamu yönetiminde israf, şatafat, lüks ve rüşvetin tümüyle önlenmesini sağlayacak düzeneklerin oluşturulması gerektiğine vurgu yapılan çalışmada, yerel yönetimlerin "demokrasi, yerel ortak hizmetlerin etkililiği ve iktisadi verimlilik" bakımından yeniden yapılandırılması, bu durumun merkezi iktidar için fren ve denge işlevleri yönünden de pekiştirilmesi öneriliyor.
Mali ve iktisadi hükümlerin, "hesap verebilir hükümet" ilkesini gerçekleştirecek biçimde düzenlenmesi gerektiğine işaret edilen çalışmada, yükseköğretim kurumlarının, nitelikli eğitim-öğretim ile bilim ve araştırma özgürlüğü amacıyla yeniden ve özerk statüde düzenlenmesi gerektiği belirtiliyor.
- Vatandaşa yasa teklifi hakkı
Yasa yapımında girişim yetkisi bakımından, hükümetin yasa tasarısı ve TBMM üyelerinin yasa önerisi (teklifi) hazırlama yetkilerinin yanı sıra, bazı Avrupa devletlerinde olduğu gibi belli sayıda imza toplayan vatandaş topluluklarına da girişim hakkı tanınması öngörülüyor.
Taslakta, temel hakları ihlal edici, bütçeye ağır mali yük getiren öneriler ve dış politika konuları dışında, halkın Meclis'e kanun önerisi verebilmesi usulü getirilebileceği aktarılıyor.
Böylece "yasa teklifi", "yasa tasarısı" ve "halk girişimi" olmak üzere üç kaynaklı girişimin yasama faaliyetinin demokratikleşmesine katkıda bulunacağı savunuluyor.
Siyasal Partiler Yasası'nın "Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur" şeklindeki emredici anayasal kurala uygun biçimde düzenlenmesi gerektiği belirtilen çalışmada, gerek genel anlamda yasaklayıcı hükümler, gerekse partilerin demokratik yapıya kavuşmasını engelleyici hükümlerin ayıklanmasının gerekliliğine dikkat çekiliyor.
- "YSK yeniden yapılandırılmalı"
CHP'nin taslak çalışmasında Yüksek Seçim Kurulunun (YSK), seçim yargısı olarak yeniden yapılandırılması, seçim yasasından öncelikle yüzde 10 barajın çıkarılması, aday belirleme yöntemlerinin demokratikleştirilmesi ile yurt dışı seçim çevresi oluşturulması önerisi getiriliyor.
Taslakta, bilişimdeki gelişmelere dikkat çekilerek ilerleyen süreçlerde, güvenilir, saydam ve denetime açık bir altyapı oluşturularak, sandığa giderek oy kullanma yönteminin yanı sıra internet yoluyla da oy verme olanağının sağlanabileceği, internetten oy verme işleminin, güçlendirilmiş parlamenter sisteme destek verecek partilerce tartışılabileceği değerlendiriliyor.
Çalışmada ayrıca seçimleri ve siyasal partileri düzenleyen yasalar için salt çoğunluk kuralı öngörülüyor.
Taslağın, "muhalefet hakkı, somut güvencelere kavuşturulmalı" başlığında ise iktidar-muhalefet ilişkisinin demokratik işleyişi sağlayan bazı kurallara anayasal güvence kazandırılması tavsiye ediliyor.
Muhalefetin, TBMM tarafından temsil edilen egemenliğin kurucu ögelerinden olduğu vurgusuyla, içtüzüğün yasama çalışmalarına ilişkin kurallarında muhalefetin etkin katılımını sağlayacak esasların yer alması gerektiği aktarılıyor.
Taslakta, denetlemenin, Sayıştay'ın bağımsızlığını ve kesin hesap denetiminin etkililiğini gerektirdiğinden, bir Kesin Hesap Komisyonu kurulması, kesin hesapların denetimi için de Meclis'te ayrı bir sürekli komisyon kurulması gerektiği öne sürülüyor.
Komisyonun, gelir ve giderleri sektörel temelde ayrı ayrı inceleyecek alt komisyonlar oluşturması gerektiği kaydedilen taslakta, kesin hesap denetiminin siyasi değil hukuki nitelikte olduğundan denetimin etkililiği için komisyon başkanının ise çeşitli Avrupa devletlerinde olduğu gibi muhalefetten belirlenmesi önerisinde bulunuluyor.
TBMM seçimiyle göreve gelen TBMM Başkanı, RTÜK üyeleri, Kişisel Verileri Koruma Kurulu üyeleri gibi idari görev ve yetki ile donatılmış makamlarda bulunan kişilerin, belli koşulların gerçekleşmesi durumunda, en az seçilmeleri için gerekli oy çoğunluğu ile görevden alınabilmeleri önerisi getirilen çalışmada, dokunulmazlıkla ilgili düzenlemenin, milletvekilliğini engelleme yaptırımına dönüşmemesi gerektiği ifade ediliyor.