3600 ek göstergede Memur-Sen ve Kamu-Sen'in yaklaşımları
Milyonlarca kamu personelinin gözü 3600 ek göstergede. 6. Toplu Sözleşme görüşmelerinde de 3600 ek gösterge masaya geldi. Peki, toplu sözleşmelerden 3600 ek gösterge ile ilgili bir karar alınır mı? İşte iki kritik memur sendikasının başkanının 3600 ek gösterge ile ilgili değerlendirmeleri:
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci ile yapmış olduğumuz mülakattaki 3600 ek gösterge talebine ilişkin benzer sorulara verilen cevapları karşılaştırmalı olarak paylaşacağız.
3600 ek göstergede Memur-Sen'in yaklaşımı
3600 Ek gösterge sözü uzun zaman önce verildi ama herhangi bir adım atılamadı. Sizce tıkanıklık alanları nelerdir?
Kesinlikle çok doğru bir tespit ve soru... Ancak, bu sorunun vaat-icraat yönüyle cevabını benden beklemeniz ne kadar doğru onu sizin takdirinize bırakıyorum. Ek gösterge noktasında adil bir görünümün ve rakamların oluşması konusunda ilk toplu sözleşmeden bugüne irade beyanlarımız ortadadır. Ek gösterge konusu sosyal güvenlik yönüyle adalet konusudur aynı zamanda. Sorunun çözüleceğine dair, beklentinin karşılanacağına dair vaadin bir cümle olarak deklare edilmesini -hiç tevazu göstermeyeceğim- Memur-Sen sağladı. Kapsamın genişletilmesini, işlemin biran önce hayata geçirilmesini öncesinde de sonrasında da söyledik.
3600 Ek Gösterge sözünün bugüne kadar icrasına dönük somut bir adım atılmaması bir tazmin yükümlülüğü de oluşturdu esasen. Sonuçta son Cumhurbaşkanlığı seçiminden bugüne geçen süre kadar beklentiye dayalı bir zarar var ve bu zarar haklı beklentiyle ilişkili. Kamu yönetimi, kamu işvereni çok daha geniş anlamıyla siyasi irade yani iktidar hangi kaygılarla, hangi gerekçelerle bu vaadinin hayata geçmesini sağlamadı kısmı bizim ancak tahmin boyutuyla cevap verebileceğimiz bir husustur. Biz bugüne kadar niye yapılmadığını tartışmayı değil biran önce yapılması gerektiğini hatırlatmayı doğru buluyoruz. Bu yüzden de 6. Dönem Toplu Sözleşmede ek gösterge konusunda düzenleme yapılması gereken teklife yine ve yeniden yer verdik. Tıkanıklığın nedenini, dayanağını, sorumlusunu araştırmanın değil Toplu Sözleşme masası üzerinden gidermenin esas alınması gerekiyor, bizim teklifimiz kabul edildiğinde tıkanıklıkta giderilmiş olacak.
3600 vaadini deklare eden siyasi irade ile bu vaadin gereğini yapacak olan bürokrasi arasında kopukluk varsa bunu ortadan kaldırmak için özel bir zaman ve enerjiye gerek yok. 2 Ağustostaki ilk oturumda teklifimize evet denilsin, tıkanıklık bitsin, vaat yerine gelsin.
3600 Ek Gösterge verildiği zaman kaç milyon memuru ve memur emeklisini etkileyecek?
Bu soruya sendikacı olarak cevap vermem kadar doğal bir durum yoktur. Biz, ek gösterge düzenlemesinin bütün kamu görevlilerini kapsaması gerektiğini söyleyerek kaç kişiyi etkilemesi gerektiğini de cevaplamış olduk aslında. Ve dedik ki; unvan, kurum, öğrenim durumu ve benzeri gerekçelerle ayrım yapılmaksızın her hizmet sınıfı ve her unvan sınıfı için en düşük ek gösterge 3600'e yükseltilmelidir. Yani ek göstergeden bütün kamu görevlisi emeklileri ve fiilen görev yapan kamu görevlileri yararlandırılmalıdır.
1.10.2008 öncesi personelle, 1.10.2008 sonrası personele 3600 ek gösterge verilmesinin mali boyutları var. Bu konuda nasıl bir çözüm öneriniz var?
Şüphesiz ki; 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1.Ekim.2008'den sonra kamu görevlisi olarak göreve başlayanların sosyal güvenlik hakları ve emeklilik noktasındaki maaş ve ikramiyeleriyle ilgili düzenlemeler farklılaştığından mevcut durumda 5510'a tabi kamu görevlilerinin emeklilik yönüyle 3600 ek göstergeden faydalanma imkanı bulunmamaktadır. Ancak bizim toplu sözleşme tekliflerimiz arasında sözleşmeli ile kadrolu, 5434 ile 5510'a tabi personel arasında, maaş miktarı ve sosyal güvenlik hakları noktasında ayrım yapılmasını engelleyici ve son verici hükümler bulunduğunu hatırlatırım.
Bizim teklifimiz bir bütün olarak ele alınmadığı sürece 3600 ek gösterge ya da genel olarak ek gösterge konusunda yapılacak her çalışma hem haksızlığa hem de yeni yasal düzenlemelere gerekçe oluşturacaktır. Bu yönüyle başta Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve nihayet Sosyal Güvenlik Kurumu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bizim baktığımız pencereden bakma gayretlerini ortaya koyarlarsa, ek göstergede memnuniyet artar, mağduriyet biter diyoruz.
3600 ek göstergede Kamu-Sen'in yaklaşımı
3600 ek gösterge sözü uzun süre önce verildi ama herhangi bir adım atılamadı. Sizce tıkanıklık alanları nelerdir?
Sizin de ifade ettiğiniz gibi, ek gösterge sözü 2018 yılı seçimlerinde sayın Cumhurbaşkanı tarafından verildi. Diyanet çalışanları, emniyet görevlileri, öğretmenler ve sağlık çalışanları için 3600 ek gösterge vaadinde bulunuldu. Biz bu vaadi son derece olumlu karşılamakla birlikte kamuda görev yapan bütün çalışanlara ek gösterge verilmesini talep ettik. Bu yıllardan beridir zaten bizim dile getirdiğimiz bir talepti. Her platformda, her görüşmede kamu çalışanlarının ek göstergelerinin artırılması noktasında görüşümüzü ifade ettik. Hatta ben bizzat sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmede de bu konuyu gündeme getirdim. Tabii biz ek gösterge rakamları artırılsın derken, bunu sadece lafta söylemiyoruz. Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezimizin bütün kamu görevlilerinin ek göstergelerinin artırılmasına yönelik yaptığı bir çalışmayı TBMM'ye ilettik. İnanın bu çalışmadan hareketle ek gösterge meselesini kamuda çalışma barışını hiç bozmadan gayet rahatlıkla sağlayabiliriz.
Türkiye Kamu-Sen olarak başından beri, ek gösterge sorununun yalnızca belli unvanlarla sınırlı olmadığını, bütün kamu görevlilerini özellikle emekli aylıkları bakımından doğrudan ilgilendirdiğini ifade ediyoruz. Memur maaşlarının önemli bir kalemi olan ek gösterge hem görev ücretini hem de emekli maaşını önemli oranda belirlemektedir. Ek gösterge konusu her ne kadar 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte 15/10/2008 tarihinden sonra ilk defa memuriyete atanan kamu görevlileri açısından kısmen önemini yitirse de 5434 sayılı Kanuna tabi olan memurlar açısından oldukça önemlidir.
Bu çerçevede yapılacak düzenlemelerde öğretmen, din görevlisi, hemşire ve polisler yanında müdürler, müdür yardımcıları, şefler, merkez taşra ayrımına tabi tutulanlarla, kurum içi yükselme sınavıyla gelen uzmanlar, idareci konumundaki kamu görevlileri, denetmenler, avukatlar, ek gösterge uygulamasından hiç faydalanamayan teknisyen yardımcısı, şoför gibi Yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil olan personel unutulmamalıdır. Ayrıca idareciler ve üniversite genel sekreterleri ve yardımcıları açısından da var olan ek gösterge adaletsizliği mutlaka düzeltilmelidir.
Benzer durumların birçok unvanda olduğu da bilinen gerçekler arasındadır. Yani amir durumunda olan birçok personelin ek göstergesi emrinde çalışan personelin ek göstergesinden daha düşük haldedir. Uzmanlıklarda, taşra ve merkez uzmanları arasında ek gösterge bakımından farklılıklar yaşanmakta, uzman kadrosunda bulunan kamu görevlileri kariyer uzmanlar ve diğer uzmanlar olarak farklı kategorilerde değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.
Aynı zamanda ek gösterge uygulamasının belirli bir standardı da bulunmamakta farklı hizmet sınıflarında farklı ek gösterge çizelgesi uygulanmakta, kadroları Yardımcı Hizmetler Sınıfında bulunan personel ek gösterge uygulamasından faydalanamamaktadır.
Bunun yanında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu derece ve kademe yükselmesini üst derecelerdeki boş kadronun varlığına bağladığı için birçok kamu görevlisi gerekli şartları taşıdığı halde üst derecelerde boş kadro bulunmaması nedeniyle hak ettikleri derecelere yükselememektedir.
Bu sorunlar, ek gösterge uygulamasının bütüncül bir biçimde ele alınması ve yalnızca belli unvanları değil tüm kamu görevlilerini içeren kapsamlı bir biçimde değişikliğe tabi tutulması zorunluluğunu ortaya koymaktadır.
Kamu görevlilerinin emekli maaşı ve emekli ikramiyesi hesaplamasında en önemli unsurların başında kamu görevlilerinin hizmet sınıfı ve derecelerine göre belirlenen ek gösterge rakamlarına endeksli olarak belirlenen özel hizmet tazminatı yansıtma oranı gelmektedir. Buna göre emekliye ayrılacak kamu görevlisinin ek gösterge rakamı, almaya hak kazanacağı emekli maaşı tutarının belirlenmesinde birincil derecede önem kazanmaktadır.
Ek gösterge rakamlarına bağlı olarak belirlenen, emekli aylıklarına yansıtılacak özel hizmet tazminatı oranları, ek göstergesi 0 ile 2200 (hariç) olanlar için %55, 2200 (dahil) ile 3600 (hariç) olanlar için %85 iken ek göstergesi 3600 (dahil) ile 4800 (hariç) olanların özel hizmet tazminatı yansıtma oranı %145 olarak tespit edilmiştir. Ek göstergeye bağlı özel hizmet tazminatı yansıtma oranları arasındaki fark diğer gruplarda 20 ile 40 puan arasında değişmekte ama ek göstergesi 3600'ün altında kalan kamu görevlilerinin emekli aylıklarına yansıtılacak olan özel hizmet tazminatı, ek göstergesi 3600 olanlardan 60 puan, ek göstergesi 2200'den düşük olanların ise 90 puan daha düşük kalmaktadır. Mevcut gösterge rakamları üzerinden hesaplandığında ek göstergesi 3600 olan bir kamu görevlisi ile ek göstergesi 3600'ün altında olan kamu görevlisinin; emekli aylığında 744,4 liralık, 30 yıl hizmet üzerinden hesaplandığında emekli ikramiyesinde ise 22 bin liralık bir fark oluşmaktadır. Bu durum, kamu görevlilerinin daha yüksek emekli aylığı alabilmek amacıyla 3600 ve üzerinde ek gösterge rakamı talep etmesine neden olmaktadır.
Kamu görevlilerinin 3600 ek gösterge talebinin önüne nasıl geçilir?
Ek gösterge uygulamasına ek olarak ek göstergeye bağlı olarak belirlenen özel hizmet tazminatı oranlarından kaynaklı bu adaletsizliğin de giderilmesi ve ek göstergesi 3600'ün altında olan kamu görevlilerinin emekli maaşlarına yansıtılacak tazminat oranlarının makul ölçülere çekilmesi, kamu görevlilerinin 3600 ek gösterge rakamı talep etmesinin de önüne geçecektir.
Bizim teklifimizde bütün bu olumsuzlukları giderecek öneriler bulunuyor. Kamu-Sen'in bu çalışması bu konudaki tıkanıklığı çok rahat açacaktır. Bu konu sayın Cumhurbaşkanının bir vaadidir. Biz bu vaadin bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz. Emekli olmak için ek gösterge düzenlemesini bekleyen çok sayıda kamu görevlisi var. 2019 yılında kamuoyu ile paylaştığımız "Memur Paketi"nin içinde olan başlıklardan birisi de 3600 ek gösterge meselesidir. Türkiye Kamu-Sen ek gösterge konusunda detaylı çalışmasını yapmış ve yetkili mercilere iletmiştir. Takipçisiyiz ve bu sözün bir an önce yerine getirilmesi konusunda ısrarcıyız.
3600 ek gösterge verildiği zaman kaç milyon memuru ve memur emeklisini etkileyecek?
Bizim yaptığımız çalışmanın hayata geçmesi halinde ek gösterge düzenlemesi bütün memurları ve emeklileri etkileyecek; yani 3,5 milyon dolayındaki kamu görevlisi ile 2 milyon kadar emeklinin tamamı bundan faydalanacak. Ancak 2018 yılında sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiği gibi ek gösterge konusu yalnızca din görevlileri, öğretmenler, polisler ve hemşireler bağlamında ele alınırsa yaklaşık 800 bin öğretmen, 200 bin hemşire, 120 bin din görevlisi ve 250 bin dolayında polis ile yalnızca bunların emeklilerini kapsayacak. Dolayısıyla bizim önerimiz çok daha makul ve kabul edilebilir bir öneri olarak duruyor.