MEB'in nakil işlemlerinde 'mülakat' cinliği
Sevgili site Editörü,
Birkaç gün önce sitenizde yer alan haberde Özür Grubu Tayinlerinde iki önemli değişiklik başlığı altında haber yayınladınız. Değişiklikler aysbergin görünen yüzü? El altından öyle bir hak gasp edildi ki bundan ne sendikalar haberdar oldu ne de siz? Herhalde kimse farkında değil; ama gerçekten dudak uçurtan ve bu kadar da olmaz dedirten cinsten bir vakay-ı dehşet?
Şöyle ki, 2008 Özür Grubu kılavuzundan yola çıkılarak özür grubu tayinlerinde Fen Lisesi, Öğretmen Lisesi, Sosyal Bilimler Lisesi ve Anadolu İmam Hatip Lisesi bir grup; düz Anadolu Liseleri ve Anadolu Meslek Liseleri bir grup olarak nitelendirildi. I. Grupta yer alan okullarda çalışan öğretmenlerin ilsis modülünde mülakatla ile atananlar, ikinci grubun ise ilsis modülünde yazılı sınavla atananlar şeklinde bir ifade geçiyor. Bakanlığın yayınladığı kılavuzun 5. Maddesinde ise "ANADOLU LİSESİ TÜRÜ EĞİTİM KURUMLARINDA GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLER" başlığında şu çarpıcı ifadeler geçiyor:
5.1-Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Anadolu Öğretmen Liseleri ve Anadolu İmam Hatip Liselerinde görevli olanlar seçme sınavı sonucu atandıklarından,
a) Yukarıda belirtilen eğitim kurumlarında görevli olan öğretmenler, bu tür eğitim kurumları arasında
5.5. Anadolu Lisesi türü eğitim kurumlarına yazılı sınav sonucu atanan öğretmenler, bu tür eğitim kurumlarını (Mülakat/uygulama sınavı sonucu alınan Anadolu türü eğitim kurumlarını tercih edemezler),
Gerekçeli kararın dayandığı temel ilke de şu: 2007-2008 Eğitim Öğretim Yılında I. Grup (Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Anadolu Öğretmen Liseleri ve Anadolu İmam Hatip Liseleri)okullara öğretmen atamalarının önce sınavla sonra Ankara'da oluşturulan komisyon nezdinde mülakatla gerçekleştirilmesi.
II.Grup Okullara (Anadolu Lisesi türü eğitim kurumlarına) öğretmen atamaları ise direk sınav puan üstünlüğüne göre gerçekleştirildi.
II. Grup okullarda görev yapan Ben ve birçok arkadaşım bu olaya bir mana verememiştik ama sağ olsun bakanlığımız meramımızı bizi şok eden yukarıdaki 5.1 ve 5.5 maddelerinde geçen ifadeleri ile gidermiştir. Yani Siirt'in Pervari ilçesinde bulunan Anadolu İmam Hatip Kadrosundaki bir kültür öğretmeni Ankara Fen Lisesini rüyasında bile göremezken, (görse bile Ankara'ya gidip maddi unsurlar bir tarafa sınav ve akabinde komisyon önünde boncuk gibi terlemek sıkıntısı da cabası?) şimdi birkaç tuşa tıklayarak kendini orada bulabiliyor. Diğer taraftan Kadıköy Anadolu Lisesinde görev yapan bir öğretmen bırakın Fen Lisesini hiçbir Öğretmen Lisesine hatta Anadolu sıfatını taşıyan sıradan bir İmam Hatip Lisesine dahi gidemiyor. Bu nasıl hak, bu nasıl anlayış!
Geçen sene 83 puan aldım, Öğretmen Liselerini tercih edebildiğim halde uzaklığı sebebi ile yazmadım. Üstüne üstlük samimi bir arkadaşım, bundan üç sene evvel, görev yaptığı Anadolu İmam Hatip Lisesinde, Anadolu Kadrosunu sınavsız, mülakatsız bir şekilde (çalıştığı okulun müdürünün il milli eğitime teklifi ve bakanlığın onayı ile) aldı. Şimdi onun da ilsis modülünde mülakat ile atananlar yazıyor, bu sene Ankara'ya gidip mülakat önünde ter döken bir başka arkadaşın da ilsis modülünde mülakatla atandı yazıyor. Tersi bir örnek de benim için geçerli, şöyle ki: 83 puan alarak tercih ettiğim Anadolu Türü bir Meslek Lisesinde görev yapıyorum. Bundan yine üç sene öncesinde sınavsız, komisyonsuz bir şekilde şu an aynı okulda birlikte çalıştığım branştaşımın da benimle beraber ilsis modülünde yazılı sınavla atananlar ibaresi yazıyor. Bu nasıl bir mantık, sınava girmeyen bir öğretmenin ilsis modülünde yazılı sınavla atanan ibaresi yer alır mı? Veya hiç mülakata çağrılmayan ve sınava da girmeyen bir öğretmenin ilsis modülünde mülakat sonucu atananlar şeklinde bir ibare yer alabilir mi, bundan kasıt ne? Niçin böyle bir tasnif yapıldı, niçin Anadolu İmam Hatipler bu gruba dahil edildi?
Geçen sene Öğretmen Liselerini veya kapanması tartışılan Anadolu İmam Hatip Liselerini yazmış olsa idim Fen Lisesi veya Sosyal Blimler Lisesi öğretmeni adayı idim, şimdi ise bu okullar hayalden de öte. Çünkü 5.1. Maddenin a bölümü aslanların mekanındaki çitayı düşündürtüyor insana.
Sonuç olarak , çelik gibi bir "Maarif-i Umumiye Nezareti"miz, çelik gibi düşünen ve bunun neticesinde eğitimle çelik çomak oynayan bir "ÇELİK" imiz var işte. Umarım ahirette mahkemey-i Kübra, dünyada mahkemey-i ekber çomak olur da, ÇELİK yine ÇELİK olur.
Yukarıdaki bilgiler mail adresimize gelen bir iletiden alınmıştır.