Sözleşmeli konservatör istihdamına son veren düzenlemeye mahkemeden onay

Danıştay'dan karar çıktı! Konservatör unvanı resmen kaldırıldı

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 01 Ekim 2021 10:33, Son Güncelleme : 01 Ekim 2021 10:34
Sözleşmeli konservatör istihdamına son veren düzenlemeye mahkemeden onay

Bilindiği üzere, /08/2013 tarihli ve 29750 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar ile "konservatör" ibaresinin yürürlükten kaldırılmış ve "restoratör" kadrosu için var olan şartlar değiştirilmişti.

Bir sendika tarafından açılan iptal davası sonuçlandı ve karar yayımlandı.

Danıştay 12. Dairesi davayı reddederken, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gönderilen değişiklik tasarısının gerekçesi benimsenmiştir.

Gerekçede, konservatör unvanı ile restoratör unvanı adı altında çalışanların aynı işi yaptıkları, restoratör unvanı altında söz konusu hizmetlerin aksatılmadan yürütülmesinin mümkün olduğu belirtilmektedir.

T.C.

DANIŞTAY

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No: 2018/1133

Karar No: 2020/4665

Karar tarihi: 24.12.2020

DAVACI: . Emekçileri Sendikası

VEKİLİ: Av. .

DAVALI : . (.) / .

VEKİLLERİ: Hukuk Hizmetleri Başkanı V. . Hukuk Müşaviri, .

DAVANIN KONUSU:

29/08/2013 tarihli ve 29750 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esasların eki (2) cetvelde yer alan "konservatör" ibaresinin yürürlükten kaldırılmasına ve "restoratör" kadrosu için varolan şartların değiştirilmesine ilişkin 05/08/2013 tarihli Bakanları Kurulu Kararı'nın iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI:

Restorasyon ve konservasyon bilimlerinin birbirlerini tamamlayan fakat birbirlerinden farklı uzmanlık alanları olduğu, bir restoratörün teknik olarak yaptığının "tadil etmeye" yönelik bir yaklaşım iken, konservatörün "korumaya yönelik" bir işlevinin bulunduğu; restorasyonun, konservasyonu mümkün olmayan ya da yeterli olmayan durumlarda ihtiyaç duyulan bir uzmanlık alanı olduğu, öncelikli olanın eserin korunması ile ilgili önlemlerin alınması olduğu, bu önlemlerin alınmaması halinde kültür varlıklarının geri dönülmez zararlar göreceği, bu nedenle konservasyonun çok önemli olduğu, konservasyon işinin bütünüyle devlet gücüne bağlı olan bunun dışında istihdam olanı olmayan bir bilim dalı olduğu, bu kadronun kaldırılmasının konservasyon bölümünden mezun olanların mesleklerini icra etme ve istihdam olanaklarını imkansız hale getireceği, yapılan değişiklikle restoratör kadrosuna yalnızca Üniversitelerin Taşınır ve Taşınmaz Kültür Varlıklarını Koruma, Onarım, Restorasyon ve Konservasyon bölümünden lisans mezuniyeti almış olanların değil, Mimarlık, Mühendislik, Fen-Edebiyat, Güzel Sanatlar ve Dil-Tarih-Coğrafya Fakültelerinin, Taşınır ve Taşınmaz Kültür Varlıklarını Koruma, Onarım, Restorasyon ve Konservasyon konularında lisansüstü eğitim almış olanların girmesine olanak tanıdığı, ilk bakışta lisansüstü eğitimin lisanstan daha büyük bir uzmanlaşma biçimi gibi göründüğünden, bu düzenleme ideal gibi görünse de fiili gerçeğin böyle olmadığı, üniversitelerin restorasyon ve konservasyon bölümlerinde çok ciddi anlamda derinlemesine ve uzun saatler alan derslerle uzmanlık eğitimi verildiği, laboratuvarlarda uygulanmadan, ören yerlerinde kazıya kadar pek çok deneyim ile bu eğitimin desteklendiği, çalışma alanının oldukça tehlikeli kimyasallar ve detaylı araştırmalar gerektiren bir mesleki eğitimin alınmasının zorunlu olduğu, oysa lisansüstü eğitimde böyle bir eğitimin verilmediği, öğrencinin yalnız bir konu seçerek bu konu üzerinde yoğunlaştığı, uzmanlaştığı, düzenlemede anılan bölümlerde verilen eğitimle, restorasyon ve konservasyon bölümlerinin eğitimleri arasında çok ciddi farklar bulunduğu, hatta uzaktan yakından bir ilgisi bulunmadığı, bu nedenle düzenlemenin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI:

Her ne kadar konservatör unvanı yürürlükten kaldırılmış ise de, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı ile konservasyon konusunda üniversitelerin ilgili bölümlerinin mezun olanlara hali hazırda restoratör pozisyonlarında çalışma imkanı tanınmış olduğundan, konservasyon bölümünden mezun olan kişilerin istihdam olanaklarının imkansız hale geldiği yönündeki iddianın hukuki temelden uzak olduğu, restoratör kadrosu için aranan şartların değiştirilerek mimarlık, mühendislik, fen-edebiyat, güzel sanatlar ve dil-tarih-coğrafya fakültelerinde taşınır taşınmaz kültür varlıklarını koruma, onarım, restorasyon konservasyon konularında lisansüstü eğitim almış olan kişilerin de restoratör kadrosuna kabul edilmesinin mesleki yetkinlik açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı iddia edilmekte ise de, restorasyon ve konservasyon sürecinin bu alanda faaliyet gösteren birden fazla mesleki disiplinin faaliyetlerini kapsadığı ve yakın ilişkide bulunduğu, bu nedenle bu iddia ve kaygıların asılsız ve yersiz olduğu, öte yandan dava konusu düzenlemeye ilişkin olarak, Devlet Personel Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda yapılan hukuki değerlendirme neticesinde restoratör ve konservatör unvanlarında çalışanların aynı işi yaptıkları ve restoratör unvanı altında söz konusu hizmetlerin aksatılmadan yürütülmesinin mümkün bulunduğu sonucuna varıldığından bu düzenleme konusunda mutabık kalındığı, dava konusu düzenlemenin tamamen objektif kriterler çerçevesinde kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak mevzuat kapsamında gerçekleştirildiği, hukuka aykırı olmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ:

Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISININ DÜŞÜNCESİ:

Dava, davacı Sendika tarafından, 29/08/2013 tarihli ve 28750 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar"ın eki (2) sayılı cetvelde yer alan "konservatör" ibaresinin yürürlükten kaldırılmasına ve "restoratör" kadrosu için var olan şartların değiştirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu'nun . tarihli ve . sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Dosyada mevcut bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, Maliye Bakanlığının . tarihli ve . sayılı yazısı üzerine hazırlanıp yürürlüğe konulan uyuşmazlığa konu "Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar"ın yürürlüğe konulması hakkındaki (6/6/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Kararnameye ek) Bakanlar Kurulunun . tarihli ve . sayılı kararının 1. maddesiyle yapılan düzenlemenin, Anayasa'ya, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası hükmüne ve ilgili diğer mevzuata aykırılık teşkil etmediği, dolayısıyla üst hukuk normlarına uygun olduğu anlaşıldığından, iptali istenilen söz konusu düzenlemede hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca Başbakanlık yerine "Cumhurbaşkanlığı" hasım mevkiine alınarak, Dairemizin 21/11/2013 tarihli ve E:2013/8770, K:2013/8417 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 28/04/2016 tarihli ve E:2014/1137, K:2016/1845 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak uyuşmazlığın esası hakkında işin gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:

29/08/2013 tarihli ve 29750 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esasların eki (2) cetvelde yer alan "konservatör" ibaresinin yürürlükten kaldırılmasına ve "restoratör" kadrosu için var olan şartların değiştirilmesine ilişkin 05/08/2013 tarihli Bakanları Kurulu Kararı'nın iptaline karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

İlgili Mevzuat:

Anayasa'nın 128. maddesinde; "Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin kanunla düzenlenir." hükmüne yer verilmiştir.

Kamu hizmetlerinin gördürülmesinde kullanılacak istihdam şekilleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 4. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan Kanun'un 4. maddenin birinci fıkrasında, "Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür." hükmü; aynı fıkranın (B) bendinde, "Sözleşmeli personel: Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Cumhurbaşkanınca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde, ihdas edilen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu görevlileridir." hükmü yer almaktadır.

06/06/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar, 28/06/1978 tarihli ve 16330 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Kamu kurum ve kuruluşları yürüttükleri hizmetler bakımından personel ihtiyaçlarını, kadrolu personel istihdamı ile karşılayacakları gibi yürütülen hizmetlerin ve işin niteliğine göre sözleşmeli personel vasıtasıyla karşılayabileceklerdir.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile taşınır - taşınmaz kültür varlıklarının bilimsel ve akademik kazılar ile açığa çıkarılması için gerekli restorasyon - konservasyon çalışmalarının yapılarak kültür varlıklarının müzelere kazandırılması, kazı alanlarının ve taşınmaz kültür varlıklarının restorasyon, koruma, onarım çalışmalarının yapılması, tasnifi, tescili, envanteri, katalog fişlerinin düzenlenmesi, sergilenmesi, depolanması, tanıtımı, yayımı, güvenlik tedbirlerinin alınmasını sağlama görevleri Kültür Bakanlığı'na bırakılmıştır.

Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esasların eki (2) cetvelde yer alan "konservatör" ibaresinin yürürlükten kaldırılmasına ve "restoratör" kadrosu için var olan şartların değiştirilmesi amacıyla hazırlanan ve Kültür Bakanlığınca (Kültür ve Turizm Bakanlığı" Devlet Personel Başkanlığı'ndan görüş istenilmek amacıyla gönderilen tasarı taslağının gerekçesinde; "Kültür varlıklarının gelecek nesillere taşınması ve bu süreç içinde koruma, onarım, restorasyon faaliyetleri kapsamında fiziksel şartların sorgulanması, bu verilere göre müdahale koşullarının belirlenmesi için yapılan tüm çalışmaların durum tespiti ve sürdürebilirlik açısından uygulama kararlarının alınması için konservasyon süreci bu sürecin katılımcı bu alanda faaliyet gösteren multidisipliner mesleki faaliyetlerinin tümünü kapsadığından (mimar, mühendis, arkeolog ve bunun gibi meslek grupları) konservatörler Restoratör içinde tanımlanmıştır. Bu bağlamda, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve bağlı birimlerinde bulunan taşınır, taşınmaz kültür varlıklarının bilimsel niteliklere uygun olarak restorasyon ve konservasyonun; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesi çerçevesinde taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarını koruma, onarım, restorasyon ve konservasyon konularında üniversitelerin ilgili ön lisans ve lisans programlarından mezun olanlar ile Mimarlık, Mühendislik Fakülteleri, Fen-Edebiyat Fakülteleri, Güzel Sanatlar Fakülteleri, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültelerinin taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarını koruma, onarım, restorasyon ve konservasyon konularında lisansüstü ve doktora programlarından mezun olup, konuyla ilgili iş ve uygulama deneyimine sahip olup bu görevleri yapmaya hak kazanan personel tarafından yapılabilmesi amacıyla, 06/06/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'a ek 4 sayılı cetvelde yer alan Restoratör pozisyon niteliklerinde değişiklik yapılması, Konservatör pozisyonu için belirlenen niteliklerin, ayrıca ek 2 sayılı cetvelde yer alan Konservatör pozisyon unvanının yürürlükten kaldırılması gerekmektedir." denilerek dava konusu edilen düzenlemenin nedeni açıklanmaktadır.

Gerekçede, konservatör unvanı ile restoratör unvanı adı altında çalışanların aynı işi yaptıkları, restoratör unvanı altında söz konusu hizmetlerin aksatılmadan yürütülmesinin mümkün olduğu belirtilmektedir.

Dava konusu edilen düzenleme ile "Konservatör" unvanı yürürlükten kaldırılmış, "Restoratör" unvanında değişikliklere gidilmiştir. Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'da yapılan bu değişikliklerin, objektif kriterler çerçevesinde, kamu yararın ve hizmet gerekleri dikkate alınarak, Anayasa'ya, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesine ve diğer ilgili mevzuata aykırılık teşkil etmediği, kısacası üst hukuk normlarına uygun olduğu anlaşılmaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVANIN REDDİNE,

2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam .-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar düzeltme aşamasında yapılan .-TL yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına,

4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen .-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,

5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,

6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 24/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)

KARŞI OY

Dava; 29/08/2013 tarihli ve 29750 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esasların eki (2) cetvelde yer alan "konservatör" ibaresinin yürürlükten kaldırılmasına ve "restoratör" kadrosu için varolan şartların değiştirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu'nun 05.08.2013 tarihli kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Dosyanın ve ilgili mevzuat değişikliğinin incelenmesinden; iptali istenen Bakanlar Kurulu'nun 29/08/2013 tarihli ve 29750 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren

05/08/2013 tarihli kararı ile, 06/06/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların eki (2) sayılı cetvelde belirtilen unvanlardan "konservatör" unvanının tamamen kaldırıldığı, (4) sayılı cetvelin "A-Sözleşmeli Personel Pozisyon Unvanları ile Asgari Nitelikleri Gösterir Cetvel" kısmında yer alan "restoratör" unvanına atanmak için gereken öğrenim şartının, "Taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarını koruma, onarım, restorasyon ve konservasyon konularında, üniversitelerin ilgili ön lisans ve lisans programlarından mezun olmak veya Mimarlık, Mühendislik, Fen-Edebiyat, Güzel Sanatlar, Dil ve Tarih-Coğrafya fakültelerinin taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarını koruma, onarım, restorasyon ve konservasyon konularında lisansüstü programlarından mezun olmak" şeklinde değiştirildiği görülmektedir.

Konservasyon ve restorasyon; kültür varlıklarının gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak adına koruma ve geri kazanım faaliyetlerini kapsayan bilim dalları olmakla birlikte birbirine yakın ve tamamlayıcı ancak buna rağmen birbirinden farklı iki uzmanlık alanıdır. Konservasyon; kültür varlıklarının mevcut durumunun korunması ve eserin bozulmaya karşı direncinin artırılmasına yönelik koruma faaliyetlerini içerirken, restorasyon ise konservasyonu mümkün olmayan ya da yeterli olmayan durumlarda eserin eski haline getirilmesine yönelik kazandırıcı faaliyetleri içermektedir.

Bu itibarla, birbirine yakın ve tamamlayıcı olmakla birlikte temelde birbirinden farklı olan iki uzmanlık alanından "konservatör" unvanının kaldırılarak, "restoratör" unvanı altında birleştirilmesine ilişkin dava konusu düzenlemede, bu unvanlarda görev yapan kişilerce yapılan işin niteliği ve amaçları bakımından hukuka uyarlık bulunamamaktadır.

Öte yandan, lisansüstü eğitimdeki teorik uzmanlaşma, lisans düzeyinden daha ileri seviyede bir eğitim düzeyi olarak kabul edilse bile, konservasyon ve restorasyon gibi, üniversitelerin dört yıllık teorik lisans eğitimi ile birlikte laboratuvarlarda yapılan araştırmalar ve ören yerlerinde yapılan uygulamalı çalışmalarla kazanılan çok yönlü uzmanlık seviyesine ulaştırmayacağı anlaşıldığından, iptali istenen Bakanlar Kurulu Kararının, "restoratör" unvanına atanmadaki öğrenim şartının "Taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarını koruma, onarım, restorasyon ve konservasyon konularında, üniversitelerin ilgili ön lisans ve lisans programlarından mezun olmak veya Mimarlık, Mühendislik, Fen-Edebiyat, Güzel Sanatlar, Dil ve Tarih-Coğrafya fakültelerinin taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarını koruma, onarım, restorasyon ve konservasyon konularında lisansüstü programlarından mezun olmak" şeklindeki kısmında da hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka uyarlık bulunmadığından, dava konusu edilen düzenleyici işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği görüşüyle aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyorum.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber