Kamu konutlarındaki işgaliye bedelinde İDDK son noktayı koydu

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, işgaliye bedeli alınamayacağına dair Danıştay dairelerinin kararlarını onadı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 07 Ekim 2021 00:02, Son Güncelleme : 07 Ekim 2021 10:56
Kamu konutlarındaki işgaliye bedelinde İDDK son noktayı koydu

Memurlar.net olarak bu konuya ilişkin gelişmeleri takip ederek takipçilerimize duyurmaya devam etmekteyiz.

Bilindiği üzere, Kamu Konutları Yönetmeliğinin 34. maddesinin üçüncü fıkrasında, 20 nci maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca İdarece konutta oturmasına izin verilenler hariç olmak üzere, 33 üncü madde gereğince konutta oturma süresini doldurduğu veya konutta oturma hakkı sona erdiği halde konutu tahliye etmeyenlerden, konutu on beş gün içerisinde tahliye ederek boşaltması, aksi takdirde bu sürenin bitiminden itibaren işgaliye bedeli alınacağına ilişkin olarak İdarece yapılacak tebligata rağmen, konutu tahliye ederek boşaltmayanlardan, yeni bir tebligata gerek olmaksızın, konutun tahliye tarihine kadar geçecek süreler için ödenmesi gereken kira bedeli yerine işgaliye bedeli tahsil edilir. Bu bedel; konutun tahliye edilmesi gereken tarihten sonraki üç ay için, ödenmesi gereken kira bedelinin (yakıt, elektrik, su vb. hariç) iki katı, daha sonraki aylar için ise dört katı olarak uygulanır. Ancak, bu şekilde oturulan süreler 33 üncü madde ile belirlenmiş olan sürelerin uzatılması sonucunu doğurmaz ve oturanlar yönünden bir hak teşkil etmez." hükmü yer almakta olup; bu madd çok sayıda Danıştay kararı ile iptal edilmiştir. Mevzuat sitesinde bu kararlardan bazıları aşağıda verilmiştir:


Bi Mola ile bir ara verip paylaşım yapmak için TIKLAYINIZ


. Danıştay İkinci Dairesinin 20/3/2014 tarihli ve E.: 2013/5756 sayılı Kararı
. Danıştay Onbirinci Dairesinin 24/5/2018 tarihli ve E:2018/5537; K:2018/2580 sayılı kararı
. Danıştay Onikinci Dairesinin 24/4/2019 tarihli ve E:2018/3179; K:2019/3021 sayılı kararı
. Danıştay Onikinci Dairesinin 21/1/2020 tarihli ve E.:2018/4393; K.:2020/386 sayılı Kararı

Yukarıda yer verilen mahkeme kararlarının Danıştay İDDK'daki son durumlarına baktığımızda;

Danıştay Onbirinci Dairesinin 24/5/2018 tarihli ve E:2018/5537; K:2018/2580 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 07.10.2019 tarihli ve E:2018/4626, K:2019/4119 sayılı kararıyla onanmıştır.
Danıştay Onikinci Dairesinin 24/4/2019 tarihli ve E:2018/3179; K:2019/3021 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 02.12.2020 tarihli ve E:2019/3476, K:2020/2825 sayılı kararıyla onanmıştır.

T.C.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2019/3476

Karar No: 2020/2825

Karar tarihi: 02.12.2020

TEMYİZ EDEN (DAVALI): Cumhurbaşkanlığı

VEKİLİ: Hukuk Müşaviri K1

DİĞER DAVALI: Milli Eğitim Bakanlığı - ANKARA

VEKİLİ: Av. - Aynı adreste

KARŞI TARAF (DAVACI):

İSTEMİN KONUSU: Danıştay Onikinci Dairesinin 24/04/2019 tarih veE:2018/3179, K:2019/3021 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem:

Davacının, lojman işgaliye bedeli olarak 2014 Ocak ve Şubat aylarında maaşından kesilen işgaliye bedeli ile 2013 yılı Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ait borç çıkartma işleminin ve bu işlemlerin dayanağı olan Kamu Konutları Yönetmeliği'nin 27/03/2012 tarih ve 28246 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik 34. maddesinin 3. fıkrasının iptali ile kesilen işgaliye bedelinin yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.

Daire Kararının Özeti:

Danıştay Onikinci Dairesinin 24/04/2019 tarih veE:2018/3179, K:2019/3021 sayılı kararıyla;

2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu'nun "Kira bedeli" başlıklı 5. maddesinin 2. fıkrasında, konutların aylık kira bedellerinin, personelin aylık veya ücretinden peşin olarak bordro üzerinden kesilmek suretiyle tahsil edileceği ve genel bütçeye dahil kurum ve kuruluşlarda hazineye, diğerlerinde kendi bütçelerine irat kaydedileceği düzenlemesinin yer aldığı;

Aynı Kanun'un "Konuttan çıkarılma" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında ise, konutların, 7. maddede belirtilen süreler sonunda boşaltılmaz ise, tahsise yetkili makam tarafından ilgili mülki veya askeri makamlara başvurulacağı, bu başvuru üzerine konutun başka bir bildirime gerek kalmaksızın, kolluk kuvveti kullanılarak bir hafta içinde zorla boşalttırılacağı, zorla boşalttırmaya karşı, idareye ve yargı mercilerine yapılacak başvurunun boşalttırma işleminin icra ve infazını durdurmayacağı kuralına yer verildiği;

2946 sayılı Kanun'a dayalı olarak 16/07/1984 tarih ve 84/8345 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile çıkarılan "Kamu Konutları Yönetmeliği"nin "Konuttan çıkarılma" başlıklı 34. maddesinin, 27/03/2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik 3. fıkrasında, "20 nci maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca İdarece konutta oturmasına izin verilenler hariç olmak üzere, 33 üncü madde gereğince konutta oturma süresini doldurduğu veya konutta oturma hakkı sona erdiği halde konutu tahliye etmeyenlerden, konutu on beş gün içerisinde tahliye ederek boşaltması, aksi takdirde bu sürenin bitiminden itibaren işgaliye bedeli alınacağına ilişkin olarak İdarece yapılacak tebligata rağmen, konutu tahliye ederek boşaltmayanlardan, yeni bir tebligata gerek olmaksızın, konutun tahliye tarihine kadar geçecek süreler için ödenmesi gereken kira bedeli yerine işgaliye bedeli tahsil edilir. Bu bedel; konutun tahliye edilmesi gereken tarihten sonraki üç ay için, ödenmesi gereken kira bedelinin (yakıt, elektrik, su ve benzeri hariç) iki katı, daha sonraki aylar için ise dört katı olarak uygulanır. Ancak, bu şekilde oturulan süreler 33 üncü madde ile belirlenmiş olan sürelerin uzatılması sonucunu doğurmaz ve oturanlar yönünden bir hak teşkil etmez." düzenlemesine yer verildiği;

2946 sayılı Kanun'un 8. maddesinde konutta oturma süresi sona erenlere karşı idarelere sadece konutu boşalttırma yetkisi tanındığı, konutun boşaltılmaması durumunda idareye işgaliye bedeli tahsil etme yetkisi verilmediği, Kanun'un anılan maddesinde yer alan açık kurala rağmen, dava konusu Yönetmeliğin 34. maddesinin değiştirilen 3. fıkrası ile idareye işgaliye bedeli tahsil etme hakkı tanınmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştay Beşinci Dairesinin 28/05/2014 tarih ve E:2013/10117 sayılı kararı ile söz konusu düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına; daha sonra Danıştay Onbirinci Dairesinin 24/05/2018 tarih ve E.2018/5537, K:2018/2580 sayılı kararıyla iptaline karar verildiği anlaşıldığından, dava konusu düzenlemenin iptali gerektiği;

Hukuka aykırılığı yargı kararıyla hüküm altına alınarak iptaline karar verilen dava konusu Kamu Konutları Yönetmeliği'nin 34. maddesinin 3. fıkrasına dayanılarak davacıdan işgaliye bedeli alınması ve adına borç çıkarılmasına ilişkin işlemde de hukuka uygunluk görülmediği;

Bu nedenle, davacının maaşından kesinti yapılarak tahsil edilen işgaliye bedellerinin de yasal faiziyle iadesinin gerektiği gerekçesiyle,

Kamu Konutları Yönetmeliği'nin 34. maddesinin 3. fıkrası ile davacıdan işgaliye bedeli alınması ve adına borç çıkarılmasına ilişkin işlemin iptaline, davacının maaşından kesinti yapılarak tahsil edilen işgaliye bedellerinin yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davalı idarelerden Cumhurbaşkanlığı tarafından, dava konusu düzenlemenin yapılmasında, kamu konutlarının sınırlı sayıda bulunması ve tüm personele konut tahsis edilememesi göz önünde bulundurularak, konutta oturan personel ile oturmayan personel yönünden ücret politikası açısından büyük bir orantısızlık ortaya çıkacağı, süresi dolan personelin konutu boşaltması için etken olacağı ve sosyal adaletin sağlanabileceği düşüncesinin etkili olduğu; işgaliye bedeli alınması işleminin de Kamu Konutları Yönetmeliği uyarınca hukuka uygun olarak tesis edildiği belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davacı tarafından, Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.Davalı idarelerden Cumhurbaşkanlığının temyiz isteminin reddine,

2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali ile kabule ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin temyize konu 24/04/2019 tarih ve E:2018/3179, K:2019/3021 sayılı kararının ONANMASINA,

3.Kesin olarak, 02/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber