Yaygınlaştırılan sözleşmeli istihdamında üç hususa düzenleme şart!
Cumhurbaşkanlığı yaygınlaştırdığı sözleşmeli personeli alımlarında yasal zeminin sağlamlaşması için birkaç konuda seri düzenlemeler yapması şart!
Kamuda temizlik ve güvenlik personeli alımlarının işçi statüsünden sözleşmeli personel (4-B) yoluna evrildiğini, Cumhurbaşkanlığı tarafından bu durumun yaygınlaştırılmasının sözlü sınav sürecini kaldırması ve KPSS puan şartı olması bakımından kamuya hakkaniyetli bir alıma vesile olacağını düşündüğümüzü 15 Ekim 2021 tarihli yazımızda gündeme getirmiştik. Bununla birlikte, destek personeli bakımından aynı işi yapan memur (Yardımcı Hizmetler Sınıfı), sözleşmeli personel ve işçi olmak üzere üç değişik statüde personel istihdam edilmesiyle birlikte kamu kurumlarında aynı işi yapan üç farklı kesimin yani üç farklı maaşın olacağını ifade etmiştik. Bu mesele ileride büyük bir sorun olarak karşımıza gelecek ama şimdilik dursun!
Bu yazımızda, yaygınlaştırılan sözleşmeli istihdamına alım süreçleriyle ilgili Cumhurbaşkanlığınca acil düzenleme yapılması gereken hususları paylaşacağız.
A) İLANLARDA YAŞ SINIRINA YER VERİLMESİ
Son günlerde kurumlar tarafından verilen temizlik ve güvenlik personeli alım ilanlarında yaş sınırı koyulmaktadır. İlandan ilana değişmekle birlikte genel olarak 30 veya 35 yaşını doldurmuş olan kişilerin anılan pozisyonlara başvuruları engellenmektedir. Genç nüfusun istihdamına yönelik politika belirleyerek sözleşmeli personel alımında yaş sınırı koyulmuş olması kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımında olumsuz olarak değerlendirilemez. Ancak, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda kamu idarelerinin yalnızca "özel koşul (alanda tecrübe, mesleki uzmanlığa yönelik sertifika vb.)" belirleme yetkisine haiz olduğu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yer verilen yaş düzenlemesinin ise "genel şartlar" arasında olduğu göze çarpmaktadır.
Bu kapsamda değerlendirildiğinde, Cumhurbaşkanlığı tarafından başta temizlik ve güvenlik olmak üzere anılan pozisyonlara yaş sınırı koyulabileceğine dair ilgili esaslarda düzenleme yapılması faydalı olacaktır.
B) İLANLARDA UYDURUK SERTİFİKALARLA KPSS PUANI YÜKSEK ADAYLARIN ÖNÜNÜN KESİLMESİ
Özellikle üniversiteler tarafından verilen ilanlarda bir denetim mekanizması olmadığı için "referansı" güçlü olan adayları almak amacıyla niteliği ve kalitesi belli olmayan uyduruk sertifikalara ilanlarda yer verilmektedir. Bunun sonucunda, Resmi Gazete'de ulusal düzeyde ilan edilen kadroya bir kişinin başvurabildiğini gördüğümüzde anlıyoruz ki başarı değil başka şekilde bir ölçme yöntemi uygulanmış.
Bu durumun engellenmesi çok zor bir durum değildir. Üniversiteler tarafından ilan edilecek sözleşmeli personel pozisyonlarının esaslarda yapılacak düzenlemeyle Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının kontrolüne ve denetimine alınması sorunun en hızlı çözümüdür.
C) SÖZLEŞMELİ İSTİHDAMINDA DİSİPLİN HÜKÜMLERİNİN BULUNMAYIŞI
Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar uyarınca kamu kurumlarına yerleştirilen ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4-B maddesi uyarınca görev yapan sözleşmeli personelle ilgili olarak gerek Esaslarda gerekse diğer hizmet sözleşmelerinde disiplin hükümlerinin bulunmaması büyük bir sorun olarak ortada durmaktadır.
Ancak, her kurum kendi sorununu kendisi çözmeye kalkışınca ortada sorun yokmuş gibi davranılmaya devam edilmektedir. Halbuki daha geçtiğimiz günlerde Danıştay 12 nci Dairesi tarafından bu konuda önemli bir karar verilmiş ve Esaslarda disipline dair hüküm yer almadığı için Adalet Bakanlığınca çıkarılan bir düzenleyici işlemde yer almasının hukuka aykırı olduğuna karar verilmiştir. (Habere ulaşmak için TIKLAYINIZ.)
Suç sabit ancak disiplin hükmü olmadığı için işlem tesis edemiyorsunuz! Ne kadar garip değil mi?
Sonuç itibarıyla, her seçim döneminde bir vaat olarak gündem edilen "sözleşmeliye kadro" meselesiyle sözleşmeli istihdamında yaşanan sorunlara kökten çözüm mü düşünülüyor bilemiyoruz; ancak görmezden gelmeye devam edildikçe mevcut durumda büyüyen birkaç meseleye umuyoruz Cumhurbaşkanlığı tarafından el atılır.