Kalp yetmezliği görülme sıklığı artıyor
Anadolu Sağlık Merkezi Kalp-Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Çiçek, Türkiye'de kalp yetmezliği olan hasta sayısının bir milyona yaklaştığının tahmin edildiğini bildirdi.
Prof. Dr. Çiçek, yaptığı açıklamada, kalp yetmezliğinin günümüzde çok sayıda insanı etkileyen, tedavi edilmemesi halinde yaşam kalitesini ileri derecede bozan ve ölümcül olabilen ciddi bir sağlık problemi olduğunu belirtti.
Çabuk yorulma ve nefes darlığıyla kendini gösteren kalp yetmezliğinin en basit olarak, kalbin vücudun metabolik ihtiyacını karşılayabilecek yeterli miktarda kanı pompalayamaması olarak tanımlanabildiğini ifade eden Çiçek, görülme sıklığının gün geçtikçe arttığını vurguladı.
Verilerin önümüzdeki 20 yılda kalp yetmezliğinin önemli bir sorun haline gelebileceğini gösterdiğini dile getiren Çiçek, şu bilgileri verdi:
?ABD'de yaklaşık 5 milyon kalp yetmezliği hastası var ve ilerleyen yaşla birlikte bu sayı hızla artmaktadır. Türkiye'de kalp yetmezliği
olan hasta sayısının bir milyona yaklaştığı tahmin edilmektedir. En sık
görülen belirtiler, çabuk yorulma ve nefes darlığı, böbreklerin vücutta su ve tuz tutmasına bağlı ödem ve kilo alma, kalp atımlarının hızlı ve düzensiz olmasıdır. Ancak bazı hastalarda çok ileri evrelere kadar belirtilerin görülmeyebileceği unutulmamalıdır.
Kalp yetmezliği, kalp kasında harabiyete ya da kalp kasının aşırı çalışması ve yüklenmesine yol açabilen çeşitli hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabilir. En sık görülen nedenler koroner arter hastalıkları, yüksek tansiyon, kardiyomiyopati denilen kalp kası hastalıkları, kalp kapak hastalıkları, doğumsal kalp bozuklukları ve kronik böbrek hastalıklarıdır. Kalp yetmezliğinin görülme sıklığı yaşla birlikte artar.?
TEDAVİ
Kalp yetmezliği tedavisinin, öncelikle tanının konulması ve problemin analizi ile başladığını; ilk evrelerde risk faktörlerinin ortadan kaldırılması, ilaç tedavisi, beslenmenin düzenlenmesi, yaşam biçimi değişikliklerinin önerildiğini anlatan Çiçek, şunları kaydetti:
?Beslenmenin tedavide önemli bir yeri vardır ve tuz alımının kısıtlanması, lifli ve potasyumdan zengin besinlerin tüketilmesi, rafine şeker, doymuş yağlar ve kolesterolün kısıtlanması, alkol tüketiminin kontrol altına alınması, sigaranın bırakılması gereklidir. Daha ileri evrelerde altta yatan nedene yönelik cerrahi girişimler (koroner by-pass cerrahisi, kapak ameliyatları gibi) önerilebilir. Son aşamada kalp nakline kadar giden farklı tedavi alternatifleri vardır.?