Öğretmenlerin Yer Değiştir(eme)me Sorununa El Atılmalı!
Öğretmenlerin isteğe bağlı il içi, isteğe bağlı iller arası ve mazerete bağlı yer değiştirme takvimi özellikle eğitim öğretime hazırlık ve öğretmenler açısından her yıl sorun oluşturmaktadır.
MEB'in yapması gereken açık ve nettir. Okullar açılmadan okulun kadrosunu oluşturmak. Bunun için de iyi bir planlama yapmak gerekiyor. Evet kağıt üstünde okullar açılmadan süreç tamamlanıyor gibi (zaman zaman sarkıyor) ama fiili durumda örneğin iller arası yer değiştiren öğretmenin yeni yerleşim yerinde ev bulması, taşınması, mehil müddeti derken okullar açıldığı halde öğretmenin göreve başlayamadığı durumlar söz konusu olmaktadır.
Yöneticilik konusu ise başlı başına bir sorun çünkü adeta 3 ay gibi uzun bir süreye sarkan sözlü sınav süreci nedeniyle okullar eksik yönetici ile açılıyor diyebiliriz.
Yıllarca öğretmen kadrolarının sıkıştığını, yer değiştirmenin zorlaştığını bu nedenle eldeki imkanların en iyi şekilde kullanılması gerektiğini söyledik, yazdık.
Bunun en önemli üç ayağının;
1- Yer değiştirmelerin yönetici görevlendirmesinden sonra yapılarak yöneticiliğe geçiş nedeniyle boşalan kadroların yer değiştirmelerde kullanılabilmesi,
2- Yer değiştirme işlemlerinin emeklilikten boşalacak kadroların kullanılabilmesine imkan verecek şekilde yapılması,
3- Norm kadro,
olduğunu da bir çok kez çözüm önerileri ile belirtmiştik.
1- Yöneticiliğe İlişkin Süreç
Bakanlar, genel müdürler değişse de maalesef anlayış değişmiyor. Örneğin yöneticilikte sözlü sınav uygulaması süreci en çok tıkayan konu olmasına rağmen geri adım atılmıyor. Oysa ki bakan Ziya Selçuk döneminde bazı yerlerde uyulmasa da sözlü sınav puanlarının yazılı sınava eş değer verilmesi söz konusu idi. Bunun anlamı yazılı sınav puanı yüksek olanın yönetici olmasıdır. Durum böyle olduğu halde ve bir çok yerde uygulandığı halde sözlü sınavda ısrar edilmesi zaman kaybından başka bir işlev görmedi. Kaldı ki bazı illerde bu yöndeki sözlü talimata uyulmayarak ülke genelinde de birlik sağlanamamasına, sonuç olarak haksızlıklara yol açmıştır. Ülkenin Tekirdağ'ı farklı, İzmir'i farklı, Ankara'sı farklı, Edirne'si farklı uygulama yapmış oldu.
Sözlü sınav uygulamalarında adalet sağlayamadığımız açık olduğuna ve çok tartışmalara yol açtığına göre bu sistemde ısrar neden? Kaldı ki yöneticilikte sözlü sınav kanunun olmazsa olmaz emri değil. Bir yönetmelik düzenlemesi ile düzeltmek/kaldırmak mümkün.
Kaldırılması halinde yönetici görevlendirmeleri daha hızlı yapılabilecek, yönetici olan öğretmenler yaz döneminde oryantasyon sürecini tamamlayıp okullar yöneticilik yönünden eğitim öğretime hazır olabilecekken bu fırsat maalesef kaçırılıyor. Erken yapılacak görevlendirmenin bir başka yararı da yönetici olan öğretmenlerin boşaltacakları kadroların yer değiştirmelerde kullanılabilecek olmasıdır.
2- Emeklilik İşlemlerine İlişkin Süreç
Yıllarca ele aldığımız konulardan biri olan emeklilikten boşalacak kadroların yer değiştirmelerde kullanılabilmesine ilişkin olarak son iki yıldır MEB'de olumlu bir hareket söz konusu fakat yeterli değil. Mevzuata (10.07.2018 tarihli ve 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine) göre öğretmenler Haziran ve Temmuz aylarında emekli olmaktadırlar. Yani süreç 31 Temmuz tarihine kadar uzayabilmektedir. Oysa ki isteğe bağlı il içi yer değiştirmeler 31 Temmuz öncesi sonuçlanıyor ve kadroların kullanılması zorlaşıyor.
Oysa ki MEB emeklilik başvurularını Mayıs ayında almaktadır. Mevzuat gereği daha sonra başvuranlara da emeklilik hakkı verse de asıl başvuru Mayıs ayında gerçekleşiyor.
Son iki yıldır önerilerimizi hayata geçirerek, Temmuz'da emeklilik nedeniyle boşalacak kadroların il içi yer değiştirmelerde kullanmaya yönelik çaba harcayan MEB, bu duruma bağlı olarak il içi yer değiştirmeler dahil, iller arası ve mazerete bağlı yer değiştirmeler de sarkmaktadır. Yani takvim sıkışmaktadır.
Bu konuda da çözüm mümkündür fakat bu noktada MEB adım atmaktan geri durmaktadır.
Bunun için bir öneri sunacak olursak;
Öncelikle belirtelim ki hukuken MEB'in sıkışacağı bir durum söz konusu değil çünkü yeni sistemde Cumhurbaşkanı kararnamesi ile her türlü düzenleme yapmak da mümkün lakin buna da ihtiyaç olmadan yönetmelik düzenlemesi ile de sorun çözülebilir.
MEB Mayıs ayında aldığı ön başvuru öncesinde yönetmeliği düzenlemelidir. Yapılacak düzenlemeye göre emeklilik başvurusu yapıp ön inceleme sonucunda emeklilik şartları taşıdığı tespit edilenlerin kadroları il/ilçe ya da okul emrine verilebilir. Ya da emeklilikten vazgeçme durumunun olmayacağı mevzuata alınabileceği gibi emekliliğe başvuruda bulunanların kadrolarının yer değiştirmelerde duyurulacağı, herhangi bir nedenle emeklilikten vazgeçenlerin/emekli ol(a)mayanların kadrolarının dolması halinde başka bir kuruma atanacakları mevzuata işlenmelidir.
Bu uygulama yer değiştirmelerde zaten vardır. Örneğin isteğe ya da mazerete bağlı yer değiştirmesi gerçekleşen bir öğretmen her hangi bir nedenle bu atamayı iptal ettirdiğinde atama öncesi kadrosu bir şekilde dolmuş ise başka bir kuruma atanmaktadır.
Bu şekildeki bir düzenlemede en önemli husus, öğretmenlerin bu durumdan önceden haberdar olmaları yani yapılacak mevzuat değişikliklerinin öncelikle yapılmasıdır. Aksi halde öğretmenlerin mağduriyeti söz konusu olabilecektir.
Bu öneriden sonra MEB'in 2022 yılı için emeklilik işlemlerine yönelik yazıyı yayımladığını ve 22 Nisan-22 Mayıs 2022 tarihleri arasında MEBBİS üzerinden ön başvuru alacağını da ayrıca belirtelim. https://www.memurlar.net/haber/1024064/
3- Norm Kadro
Yer değiştirmelerde yaşanan kadro sorunu ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir başka konu ise normların güncelliği konusudur. Bunun için özellikle haftalık ders çizelgesi değişimi, yeni okul açılması, kapanması ya da kadro artışı ya da düşüşü kesin olan durumlarla ilgili güncellemeler hızla yapılmalıdır. Örneğin bakan Özer bu yıl (2022-2023'e hazır hale gelecek) 40 bin yeni okul öncesi sınıf açılacağını açıklamıştır. İşte bu süreçler yer değiştirme öncesi tamamlanmalı ve bu kadroların yer değiştirmelerde kullanılması sağlanmalıdır. Ya da MESEM'lerde devam eden öğrenci artışları ile 1 milyon öğrenci hedefi söz konusu olup normu etkileyen bir durumdur.
Sonuç olarak;
Öğretmenlerin yer değiştirme sürecinin sağlıklı yapılabilmesi ve eğitim öğretim süreci başlamadan tamamlanması için bu konularda adımlar atılması gerekmektedir. Bu düzenlemeler sonrasında yer değiştirme süreci daha erken tamamlanabilecek, öğretmenler yeni görev yerlerine taşınmaları, yerleşmeleri, çocuklarının okul durumları ve oryantasyon süreci gibi sorunlar kolaylıkla sonuçlandırılabilecektir.
Ayrıca sürekli şikayet konusu olan boş kadro olmadığı için örneğin ilk tercihine atanamayan bir öğretmen ilk tercihindeki okulda yöneticilikten kaynaklı boşalma olması halinde daha düşük puanlı bir öğretmenin diğer atanma dönemlerinde atanması haksızlıkları da minimize edilmiş olacaktır.
Bakan Özer'in bu tür konularda yani sistemli çalışma tavrı ile ÖSYM gibi önemli bir kurum tecrübesine dayalı yaklaşımla bu sorunlara çözüm bulabilmesi mümkündür. Çözülmesi mümkün olan, eğitim öğretim sürecine katkı sunacak bu tür basit sorunların çözümü neticesinde kazanan sadece öğretmenler değil aynı zamanda öğrenciler yani eğitim sistemi olacaktır.
Maksut BALMUK