Üst dereceli akademik kadrolara başvurularda hizmet süresi şartı neden aranır?
Üst dereceli (1-4) akademik kadrolara atamalarda hizmet süresi şartı aranmasının ilgili mevzuatımızda hukuken hiçbir temeli bulunmamaktadır.
Bu yazımızda, üniversitelerde üst dereceli öğretim elemanı kadrolarına atamalarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda aranan hizmet süresi şartının aranıp aranamayacağını ele alacağız.
Bilindiği üzere, öğretim elemanlarının atama usulleri ve diğer düzenleyici hususlar başta 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu olmak üzere 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununda ve bunlara dayanılarak çıkartılan ikincil mevzuatta düzenlenmektedir.
2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun "Uygulanacak Diğer Kanun Hükümleri" başlıklı 20 inci maddesinde "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır." hükmü bulunmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun üst dereceli kadrolara atanmada aranan şartları düzenleyen 68/B maddesinde; "Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfı ile Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı hariç, sınıfların 1, 2, 3 ve 4 üncü derecelerindeki kadrolarına, derece yükselmesindeki süre kaydı aranmaksızın, atanmasındaki usule göre daha aşağıdaki derecelerden atama yapılabilir.
Ancak, bu şekilde bir atamanın yapılabilmesi için ilgilinin;
a) 1 inci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300 ve daha yukarıda olanlar için en az 12 yıl,
b) 1 inci ve 2 nci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300'den az olanlar için en az 10 yıl,
c) 3 üncü ve 4 üncü dereceli kadrolar için en az 8 yıl,
hizmetinin bulunması ve yükseköğrenim görmüş olması şarttır.
Dört yıldan az süreli yükseköğrenim görenler için bu sürelere iki yıl ilave edilir. Bu sürelerin hesabında; 8/6/1984 tarihli ve 217 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesi kapsamına dahil kurumlarda fiilen çalışılan süreler ile Yasama Organı Üyeliğinde, belediye başkanlığında, belediye ve il genel meclisi üyeliğinde, kanunlarla kurulan fonlarda, muvazzaf askerlikte, okul devresi dahil yedek astsubaylık ve yedek subaylıkta ve uluslararası kuruluşlarda geçen sürelerin tamamı ile yükseköğrenim gördükten sonra özel kurumlarda veya serbest olarak çalıştıkları sürenin; Başbakanlık ve bakanlıkların bağlı ve ilgili kuruluşlarının müsteşar ve müsteşar yardımcıları ile en üst yönetici konumundaki genel müdür ve başkan kadrolarına atanacaklar için tamamı, diğer kadrolara atanacaklar için altı yılı geçmemek üzere dörtte üçü dikkate alınır." hükümleri bulunmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununda üst dereceli kadrolara atamalarda aranan hizmet süresi şartının öğretim elemanlarına uygulanıp uygulanamayacağına dair Devlet Personel Başkanlığı tarafından verilen 26 Aralık 2016 tarihli görüşte özetle; "Öğretim elemanlarının başlangıç derecelerinin 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanununun 3 üncü maddesinde ayrı ayrı gösterilmesi, derece yükselmesinin ve kademe ilerlemesinin ne şekilde olacağının ise mezkür Kanunun 7 nci ve 8 inci maddelerinde açıklanması sebebiyle 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNUN 68/B HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASININ MÜMKÜN BULUNMADIĞI mütalaa edilmektedir." ifadesi yer almıştır.
Kanuni düzenlemeler ve mülga Devlet Personel Başkanlığının görüşü birlikte değerlendirildiğinde; öğretim elemanlarının atanma şartları, derece yükseltilmesi ve kademe ilerlemesi gibi hususlar 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununda açıkça düzenlendiği için hüküm bulunmayan bir halin varlığını ifade ederek 657 sayılı Kanundaki hizmet süresi şartını akademik kadro atamalarında zorlayıcı unsur olarak öne sürmek doğru bir yorum değildir. Nitekim, üniversitelerde profesör kadrosuna atamalarda dahi doçentlik unvanını aldıktan sonra beş yıl ilgili bilim alanında çalışma şartı koyulmuş, bunun bir üniversitede görev yaparak yerine getirilmesi öngörülmemiştir.
Dolayısıyla, üniversiteler tarafından ilan edilen 1 ila 4 dereceli öğretim elemanı kadrolarına başvuran adayların yeterli hizmet süreleri bulunmadığı gerekçeleriyle elenmelerinin yürürlükteki mevzuat hükümleri ile mülga Devlet Personel Başkanlığının görüşü dikkate alındığında hukuka uygun olmadığı değerlendirilmektedir.