Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Kamu Reformu Yasa Taslağı'nda çalışmaların son aşamaya geldiğini belirtti.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Yeni Şafak'ta "Politik kahvaltı"ya konuk oldu. Kamu Reformu Yasa Taslağı'nda çalışmaların son aşamaya geldiğini belirten Şahin, Avrupa Birliği konusunun, hükümet politikası olmaktan çıkıp, bir devlet politikası haline dönüştüğünü belirtti. Şahin, Yeni Şafak'ın Kamu Reformu Yasa Taslağı, kamu vakıfları ve MGK tartışmalarına ilişkin sorularını cevapladı.
Avrupa 'uygulama' istiyor
"Avrupa'nın, 'evet yasaları çıkarıyorsunuz, parlamentonuz da çalışıyor,
ama uygulamada bu yasaları çıkış amacına uygun tatbikatta o kadar başarılı olamıyorsunuz'
şeklinde eleştiriler var. Bu konuda bazı eksiklerimiz var, ama bizim iktidarımız
döneminde bunun asgariye indiğini ifade edebilirim. Bir yasa hangi amaçla çıkmışsa
bizim iktidarımız da o amaca uygun uygulanacaktır. Bu konuda aksayan yönler
olursa işte o zaman bizi eleştirin, yerden göğe kadar haklısınız."
Kamu reformu kaçınılmaz
"Kamu reformu, kendi içinde birçok parçalardan oluşan bir reform çalışması.
Önce kamu yönetimi temel kanunu tasarısı hazırlığı içinde olduk. Kamu yönetiminde
genel ilkeleri, genel prensipleri düzenleyen bir çalışma. Bu bitti. Daha çok
3030 sayılı büyükşehir belediye kanunu 1580 sayılı belediyeler kanunu ve il
özel idaresi kanunu üzerinde ciddi çalışmalar yaptık, aksayan yönlerini tespit
ettik. Bu, son saydığım üç yasa yeniden gözden geçirilip taslak metinleri belki
bir tartışmaya da açacağız. Ondan sonra hükümet tasarısı olarak Meclis'e bunları
peş peşe eş zamanlı olarak sevketmeyi düşünüyoruz."
Eyalet kurmuyoruz ki...
"Merkezin taşradaki temsilcisi valilerdir. Taşradaki ekibin başı validir.
Bu bakımdan birtakım endişelere hiç mahal yoktur. Kaldı ki bu bizim bulduğumuz
bir şey de değildir. Yani ilk defa Türkiye'de uygulanması düşünülen bir model
de değildir. Bu, ileri Batı ülkelerinde bizim düşündüğümüzden çok daha ileri
noktada şu anda uygulanıyor ve uygulamadan da çok başarılı sonuçlar alınmıştır.
'Eyaletler mi kurmak istiyorsunuz?' diyorlar. Eyalet yasasını kendi yapar, vergisini
kendi koyar. Halbuki bu yetkileri yerel yönetimlere vermiyoruz ki... Sadece
merkezin yaptığı birtakım hizmetleri yerel yönetimlere veriyoruz. Önemli olan
istikametinizi tayin etmektir, arabanın rotasını o yöne sevketmektir. İlerde
başka yapısal değişikliklerle, Batı'daki gibi, hizmetlerin büyük ölçüde yerel
yönetimler tarafından yapıldığı bir noktaya gidecek Türkiye."
Vakıfların cirosu bilinmiyor
"Esasen vakıf mevzuatımızda 'kamu vakıfları' diye bir bölüm yok. Ancak
özellikle son yıllarda kamu bünyesinde kamu çalışanlarının biraraya gelerek
kurmuş oldukları vakıflar var. Bu vakıflar çoğu kez kamu imkanlarını kullanarak
palazlanmışlar. Kamu hizmeti alan vatandaşlardan, vergi alır gibi zorunlu bağış
almışlar. Kamu içersinde bir ayrı KİT oluşmuş. Bazı kamu vakıfları var ki çok
ciddi mal varlıkları elde etmişler. Çok ciddi mal varlıkları. Sanıyorum 620
miydi, 625 tane kamu vakfı var bu şekilde. Ciroları konusunda kimse birşey bilmiyor.
İki ayrı milletvekili bana yazılı soru önergesi verdiler. Ben de Vakıflar Genel
Müdürlüğü'ne sordum, kaç tane kamu vakfı var, onların mal varlığı nedir diye.
'Bizde bu kamu vakıflarının mal varlığıyla ilgili herhangi bir bilgi yoktur'
diye bir cevap geldi. Sonra oraya yeni genel müdür atadık. Ona da tembih ettim;
'Eğer sizde bilgi yoksa, o vakıflara gidip o bilgileri alacaksınız' dedim. Bunların
bir kısmı geldi."
Zorunlu bağışı kaldıracağız
"Kamu imkanlarının 'kamu vakfı' adı verilen bu vakıflar tarafından
kullanılmasını kabul edemeyiz. Bakanlar Kurulu toplantısının ikinci gündem maddesi
yine kamu vakıflarıdır. Bunu önlemek için bir kanun taslağı hazırladık, tartışacağız.
Bu vakıfları kapatmıyoruz. Kamu kurumlarının isimlerini kullanmasınlar istiyoruz.
Kamu kurumu mensuplarının orada yönetici olmalarını da istemiyoruz. Kamu imkanlarını
kullanarak gelir elde etmelerini istemiyoruz. Yani şimdi siz gittiniz emniyet
teşkilatına ve ehliyet almak istiyorsunuz, başvurdunuz. Bir de makbuz getireceksiniz
falan vakfa bağış yaptığınıza dair. Ondan sonra dosyanızı işleme alacağım diyorsa
bunu kabul etmeyiz. İşte bunu ortadan kaldıracağız."
Vakıflara yeni formül: Restore et-işlet-devret
"Vakıflar kanununda vakıf eserlerine daha ciddi şekilde sahip çıkılabilmesi
için bazı değişiklik çalışmaları yapılıyor. Ancak Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün
şu anda elinde bulunan sahip çıkması gereken vakıf eseri sayısı 15 bin civarındadır.
Bunların önemli bir bölümü bakıma, restoreye muhtaç. Restore et, işlet, devret
modeli öteden beri gündeme gelmiş, ama şu ana kadar sağlıklı çalışamamış. Bu
yıl 81 ilimizde 81 asgari vakıf eserini bu yolla restore edecek, eksiğini tamamlayacak,
yeniden eski haline getirecek olan bir proje başlatıyoruz."
Vakıf arazileri işgal altında
"Bir de şu husus var: Bana verilen bilgiye göre 220 milyon metrekare
civarındaki bir vakıf arazisi işgal altında. Üstüne mahalleler kurulmuş, şehirler
kurulmuş. Vakıf arazisi olduğu için satamıyorsunuz hiçbirisini. O halde şöyle
dedik: Biz bu vakıf arazileriyle hazine arazilerini takas edelim Maliye Bakanlığı'yla
karşılıklı. Yani Maliye bize aynı ebatta, aynı değerde hazine arazisi versin
Dolayısıyla Maliye Bakanlığı orasını satma hakkını elde etsin. Mesela İstanbul
Okmeydanı'nın, Beyoğlu'nun önemli bir bölümü vakıf arazisidir. Alibeyköyü'nün
önemli bir bölümü vakıf arazisidir.
Yenişafak