9 yaşındaki fotoğraf gerçek oldu, uzman annesinin asistanı oldu
Ameliyathane kıyafetleriyle 9 yaşındayken anestezi uzmanı annesiyle hastanede fotoğraf çektiren Şeyma Nur Güner, bugün aynı hastanede annesinin asistanlığını yapıyor.
Çocuk yaşlardan itibaren doktor olmak isteyen Beyhan Güner, ilerleyen yıllarda bu isteğini gerçekleştirerek doktor oldu. Bugün 50 yaşında 3 çocuk sahibi olan Güner, en büyük kızı 25 yaşındaki Şeyma Nur'u kimi zaman hastaneye getirmek durumunda kaldı. Anestezi ve reanimasyon uzmanı annesinin çalışma hayatını yakından gören Şeyma Nur da zaman içerisinde doktor olmaya karar verdi ancak bunu tercih aşamasına kadar ailesiyle paylaşmadı. Üniversite sınavı sonrası tercihlerini yaparken annesinin yolundan gitmek istediğini söyleyen genç kız, bu fikriyle ailesine sürpriz yaptı. İstanbul Üniversitesi -İstanbul Tıp Fakültesi'ni tercih eden Güner, fakülteye yerleşerek hayalini gerçekleştirme yolunda ilk adımı da attı. Mezuniyet sonrası Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde anestezi ve reanimasyon asistanı olarak göreve başlayan Şeyma Nur, annesinin de asistanı oldu.
9 yaşında annesiyle fotoğraf çektirdiği hastaneye şimdi doktor olarak geliyor
15 yıldır annesinin görev yaptığı hastaneye küçük yaşlarda birçok kez gittiğini
aktaran Güner, 9 yaşında annesiyle ameliyat kıyafetleriyle fotoğraf çektirdiklerini
anlattı. Anne kız, birlikte görev yapmaktan çok mutlu olduklarını kimi zaman
bu durumun hastanede esprilere neden olduğunu belirtti. Annesiyle 9 yaşında
yeşil ameliyat kıyafetleriyle çektirdiği fotoğrafın bugün gerçek olduğunu söylen
Şeyma Nur Güner, bunun gururunu yaşadığını söyledi. Prof. Dr. Murat Dilmener
Acil Durum Hastanesi'nin de bağlı olduğu Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş da anne kızın birlikte görev
yapmasıyla ilgili konuştu.
"Evde kızım, burada asistanım, hiçbir şekilde bir ayrıcalık, tolerans yok"
Kızı da olsa hiçbir asistanın ayrıcalığı olmadığını aktaran Anestezi ve Reanimasyon
Uzmanı Dr. Beyhan Güner, "Küçük yaşlardan itibaren doktor olacağım diye annemlere
söylermişim, hatta gülerek anlatırlar. Tıp fakültesi de tek tercihimdi, ilk
tercihimi kazandım. Ailelerin zorlamasıyla yapılabilecek bir meslek değil. Kızım
hep benimle hastaneye gelirdi, ameliyathane gördü, birlikte gezdik, burada doktor
odasında oturduk. Nöbetlerimde gelip burada üniversite sınavına çalışıyordu.
Ama tıp fakültesi yazacağını bana hiç söylemedi, tercih sırasında öğrendim.
Anesteziyi de yine o sırada öğrendim. Mutluyum, gurur verici bir şey kızımın
da bu mesleği isteyerek yapması ve 6 aydır bu mesleğin içinde başarılı olduğunu
da gördükçe daha da gurur duyuyorum. Tercihine yazdığını biliyordum ama birlikte
çalışmaya başlayınca bir bocalama, 'Anne sana ben ne diyeceğim, anne mi diyeceğim'
durumu oldu. Burada çalışan arkadaşlarımızın şaşkınlıkları oldu. 'Alıp asistanını
evde çalıştırıyor musun' diyenler oldu, arkadaşlar espri yapıyorlar. Hatta 'seni
veline söyleriz, velini çağıracağız' diyorlarmış. Güzel espriler, konuşmalar
oluyor. Birbirimizi anlıyoruz, evde kardeşlerine ablanızı rahatsız etmeyin nöbet
ertesi uyusun diyorum. O beni anlıyor, 'annem nöbet ertesi yorgun dokunmayın'
diyor. Biz birbirimizi çok görmüyoruz aslında hastane çok büyük, blokları çok
fazla, bugün aynı odadayız. Genelde farklı odalarda birbirimizi görmüyoruz,
sabah işyerimizde ayrılıyoruz, akşam birleşiyoruz. İlk geldiğinde 'sen torpillisin'
diyen çok olmuş, Şeyma bana çok söyledi, biraz da üzüldü o konuda. Torpilli
değil, bütün asistanlar kıdem kıdem, herkesin çalışma şekli neyse o şekilde
çalışıyor. Evde kızım, burada asistanım, hiçbir şekilde bir ayrıcalık, tolerans
yok. Covid dönemini atlattık, mesleğimizi çok şartlarda, yoğun çalışmayla gerçekleştiriyoruz.
Yıllar önce buraya yeni gelmiştik, hastanede bir tetkik yapılacaktı. Ameliyathaneden
de ayrılamadığım için tetkik saati gelene kadar yanımda, ameliyathanede doktor
odasında kaldı, forma giydirdik. Birlikte bir anı olsun diye fotoğraf çektirdik.
O hala duruyor, güzel bir anıydı 9 yaşındaydı" şeklinde konuştu.
"Evdeki annemle burada doktor Beyhan Güner çok farklı"
Yıllarca annesiyle hastaneye geldiğini ve ortama aşina olduğunu aktaran Anestezi
ve Reanimasyon Asistan Doktoru Şeyma Nur Güner, "Annemin çocukluğumdan beri
asistanlıktan, uzmanlık dönemine kadar hepsini gördüğüm için bu meslek benim
için çok özenilen bir meslekti. Annemin branşı sürekli hayat kurtaran bir meslek.
Buna özendim, her zaman bunu istiyordum. 9 yaşından öncesinde de var aslında
böyle fotoğraflar ama en eski onu bulabildik. Küçükken annemin yanına hastaneye
gelmek durumunda kalıyordum. Buraya geldiğim zaman içeriye girebilmek için üstüme
bir tane yeşil formamı giyip doktor odasında oturuyordum. O zamanlarda böyle
tatlı fotoğraflarımız var annemle, o 9 yaşındaki çocuk Şeyma'nın formayı giyip
annesinin yanında çektirdiği fotoğrafla şu anki asistan doktor Şeyma'nın uzman
annesiyle birlikte yaptığı bu röportaj mesela o kadar gurur verici ki. Sanki
annemle aynı hastanede olmak değil ayrıca kendi hayalimi de gerçekleştirmek,
kendi başarı hikayemi yazmak bu da var. Burada herkesi tanıyorum, çocukluğumdan
beri tanıdığım insanlar var, o da çok heyecan verici. Geldiğimde şaşırdım, çünkü
evdeki anneyle burada uzman doktor Beyhan Güner çok farklı kişilermiş. Biz birlikte
nöbette çok ağır vakaları da aldık, annem yönetti, uzman olduğu için asla içeride
annem var olmuyor. O kaosu, krizi yönetebilen biri oluyor. Hayranlık uyandırıyor
bu kadar tecrübeli bir uzmanla çalışmak. Başlarda şaka yapıyordum ama gerçekten
zormuş ne diyeceğim. Tabi ki de anne demiyorum iş ortamında, gelip bir şey sorabilir
miyim diye yanına yaklaşık sorarak. Annemi çok eskiden beri tanıdıkları için
beni böyle aileden kabul ediyorlar, güzel oluyor. Ben bu mesleği gerçekten isteyerek,
zorluğunu en içinden bilerek annemin asistanlığını da uzmanlığını da bilerek
seçtim. İstemeyen birinin zorlanmasını hiç doğru bulmuyorum, eğer birinin hayalinde
varsa arkasında dursun ve devam etsin" şeklinde konuştu.
"Beklentimiz üçüncü jenerasyonun da buraya gelmesi"
Anne ve kızının hastanede ev yaşantılarının dışında profesyonellik çerçevesinde
görevlerini sürdürdüklerini anlatan Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi'nin
de bağlı olduğu Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi
Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş, "Birinci jenerasyon, ikinci jenerasyon beklentimiz
üçüncü jenerasyonun da buraya gelmesi. Düşünün anne burada okuyor, eğitim alıyor
burayla bir aidiyeti oluyor. Buradan çok memnuniyeti oluyor ki kendi kızını
da buraya yönlendiriyor. Yönlendirmese bile kızı annesinin gayet güzel düzgün
bir şekilde okuduğunu, burada çalıştığını görünce rol, model olarak burayı seçiyor.
Çok memnuniyet verici bir şey, biz de çok sevindik. Sonuçta buraya girildikten
sonra biraz daha profesyonel bakılıyor, meslek de ne gerektiriyorsa onlar yapılıyor.
Önemli olan burada saygı, sevgi, bilimsel etik doğrultusunda çalışmalarını yapması,
annenin burada tecrübelerini kızına yansıtması açısından kızı daha da çabuk
yol alacaktır diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.