Neler oluyor, neler olacak?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 19 Mart 2008 22:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Cumhur Özalp/Haber10.com

Bir kapatma davası açıldı; aslında yeni bir perde açıldı?

Dünyada bunun nasıl karşılanacağını tahmin etmek güç değildi. Nitekim ilk gelen mesajlar hayret ve şaşkınlık dolu. % 47 ile iktidar olmuş bir parti rejim düşmanlığıyla itham ediliyor. Peki bu partiye oy veren halk! Milyonlarca insan da ya rejim düşmanı veya kandırılmış. İyi de kim bu kadar büyük bir kandırma becerisine sahip vs. vs. Yaşadıklarımız başka bir ülkede olsa, ben böyle düşünürdüm. Hele iddianameyi okuyunca! Muhtemelen başka ülkelerin halkı da durumda garabet ve tuhaflık olduğunu düşünüyordur. Bir de, yakın dönem Türkiye siyasal tarihini bilen yabancılar mutlaka Menderes'in köpek ve bebek davasını hatırlarlar.

Biz dünyadan görünümü bir yana bırakalım. Şimdilik onu dert edecek lüksümüz yok. Kendi derdimiz bize yeter. Bu dertlerin ilki, Cumhurbaşkanlığı makamı ile ilgili itham? Bu kapatma davasından sonra, artık devletin en üst kademesinde, ?siyaset yasaklısı olması talep edilen? bir kişi oturmuş oluyor. Asıl dünyaya bunu nasıl izah edeceğiz?

Diyelim ki AKP kapatıldı; sayın Cumhurbaşkanı'na siyaset yasağı getirildi; o zaman ne olacak? Sayın Gül siyasi parti mensubu değil ki! Konulacak yasak, ?seçilmiş siyasetçi? makamı ile ilgili olur. Kaldı ki sayın Gül artık ilişkisini kestiği bir siyasal partideki eylemleri dolayısıyla itham edilemez. Mahkemeye de çağrılamaz.

Bir de tabii, Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanı'nın sadece vatana ihanet suçlamasıyla görevinden alınabileceği düşünülürse, sayın Gül'ün Çankaya'dan indirilmesi mümkün değil; eğer indirilirse ihanet suçuyla yargılanması gerekir. Bir kişiyi, hele Cumhurbaşkanlığı makamındaki bir kişiyi ihanetle suçlamak o kadar kolay mı? Hayır, neredeyse imkansız. Zaten böyle bir şey olursa, dünya siyaset tarihine geçeriz ve bu da yüzlerce yıl konuşulur.

Velhasıl kelam, bu dava önemli sonuçlar doğuracak. Sayın Cumhurbaşkanı'nın ?sonuçları iyi hesaplamak lazım? şeklindeki mesajı galiba, gelecekte ülkeyi bekleyen bu ve benzeri sorunları işaret ediyor. Mesela Cumhurbaşkanlığı makamıyla ilgili bu sorunlar demeti yanında, bir de, eğer AKP kapatılırsa, onun yerine kurulacak bir partinin % 60 oyla iktidara gelmesi ihtimalini unutmamak gerek!

Aslında bu olaya, yani kapatma davasına ?yeni bir perde? demek lazım. Bu yüzden, olup bitene başka bir açıdan bakmaya çalışalım?

***

Bu dava, küresel işgalcilerle ulusalcıların yeni cephesi. Savaş alabildiğine kızışıyor. Böylesine önemli ve sansasyonel bir davanın açılmasında, bir plan işliyor olmalı! Bunun, sırf yetkili mercinin yasal tasarrufu olduğuna inanmak pek mantıklı durmuyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine girilince, bir çok yazar-çizer küresel güçlerin yönetim kademelerinin şekillenmesine kayıtsız kalamayacağını belirtmişti. Gerilimler, gösteriler, e-muhtıralar derken seçim, AKP'nin zaferi ve Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi?

Küresel güçler bu gelişmelerden rahatsız olmadılar. Olup bitenlerin hepsi, ?ulusalcılar?ın hezimetiyle sonuçlandı. AKP ise küresel güçlerle dirsek temasını sürdürdüğü gibi, bir de 5 Kasımda Beyaz Saray'da bir uzlaşmaya varıldı.

Son aylarda neler oldu? Ergenekon adı verilen bir örgüt ortaya çıktı. Bu örgütün mensubu olduğu iddia edilenler, önemli güvenlik birimlerinde görev almış kişilerdi. Soruşturma derinleştirildikçe örgütün eylem yelpazesinin hayli geniş olduğu iddia edilmeye başlandı. Bu bağlamda deşifre edilen bazı bilgiler, ortalıkta bir yığın darbe meraklısının dolaştığını gösteriyor. Bu çetenin, infial uyandıran birçok olay ve cinayetle bağlantılı olduğu iddiaları ortalıkta dolaşıyor. Bu örgütün, hayli üst kademelere kadar uzanabileceği yorumları yapılır oldu. Bu örgüt ulusalcı çizgideydi.

Ergenekon niye şimdilerde su yüzüne çıkarıldı? Daha önce bilinmiyordu denebilir mi? Hayır? Yine iddialara göre, ABD, bir zamanlar onun mimarlığında kurulan ve artık ona ayak bağı olmaya başlayan bu örgütün son kalıntılarını, Türkiye'deki siyasal dengelerin değişmemesi için tasfiye ettiriyor.

Youtube'a sızan dehşet verici konuşmaları hatırlayalım? Hem önemli bürokratlara hem de stratejik mevkideki kişilere ait konuşmalar! Tıpkı Nokta dergisine sızdırılan darbe günlükleri gibi? Çete ve ifşaatlar ulusalcıları bitirecek cinsten. Bu demektir ki, savaş her cephede sürüyor; hukuki alanda, sanal alemde; hem de ?inceltilmiş bir savaş.? Bu olanların dinamikleri sadece ve sadece bizim içimizde mi? Olup bitenler tüm dünyada süren savaşın bize yansımalarından başka bir şey değil! Ama hemen ifade edelim; ulusalcıların stratejistleri çok kötü? Son bir yılda yaptıkları bunu açıkça gösteriyor. Hepsi başarısızlıkla sonuçlandı. Hepsi yok etmek ve etkisizleştirmek istediklerinin iktidarını güçlendirmeye yaradı. Bu hamle de işe yaramayacak. O zaman da durup düşünmeden edemiyoruz: Acaba ?cambaza bak? denilip başka işler mi çevriliyor? Mesela AKP'yi bitirme hamlesi altında, onu uzun yıllar iktidarda tutacak oyunları mı seyrediyoruz? Veya, gelecek yıl yapılacak mahalli seçimlerde Güneydoğu, AKP'ye altın tepsi içinde sunulmaya mı çalışılıyor? Eğer böyle bir şey varsa, Türk demokrasisini bitme noktasına getirecek bir oyun olması bakımından, bu da kötünün kötüsü bir senaryo. Geriye de ?çok kötü strateji? ihtimali kalıyor. Tabii belki de ?zor oyunu bozar? mantığı. Yani strateji filan yok, sadece bilek güreşi var. Bu ihtimal diğerlerinden daha dehşet verici. Birkaç kişi küresel oyuncu olmaya soyunan bu büyük ülkenin önünü tıkayacak adımlar atabiliyorsa, sistemde büyük sorunlar var demektir.

***

Hamleler tıpkı satranç oyunu gibi. Başörtüsü ile ilgili düzenlemeler, ulusalcıların harekete geçmeleri için bardağı taşıran son damla olmuş gibi görünüyor. Şah çekildi, karşı hamle başladı.

Küreselciler AKP yönetimindeki Türkiye'yi finanse edip destekledi; ulusalcılar sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirdi, bayrak mitingleri yapıldı. O arada bir de e-muhtıra yayınladı. (Hamle-karşı hamle) AKP Cumhurbaşkanı seçecekti, 367 kararı ile seçtirilmedi. Erken seçim kararı ve Anayasa değişiklikleri? (Hamle-karşı hamle) Ardından AKP'nin dilediği kişi Cumhurbaşkanı seçildi. Ergenekon tasfiye edilmeye başlandı; bir de artık savaşın simgesi haline gelmiş olan başörtüsü düzenlemeleri yapıldı; ulusalcı cephe karşı harekete geçti. (Hamle-karşı hamle) Yani ulusalcılar ?siz bizim istemediğimiz işleri mi yaparsınız, bize rağmen bizim onaylamadığımız adımlar mı atarsınız; biz de sizi hukuken imha ederiz...? demiş oluyor. Hele sayın Gül'ü de içeren bir iddia ortaya atmak, ?istemediğimiz Cumhurbaşkanı'nı oradan indiremesek bile yıpratmış oluruz? veya ?siz eşi başörtülü bir Cumhurbaşkanı seçer misiniz, işte ben de böyle yaparım?? demekten başka hiçbir şey değil.

Şimdi rektörlerin niye kazan kaldırdıkları anlaşılıyor. Demek ki onlara bir yerlerden işaret verilmiş. Artık iktidarda kapatılmaya aday bir parti oturduğuna göre, bu durum, onun ?meşruiyetini? değil de ?muktedirliğini? sorgulamak ve ona karşı çıkmak için bir gerekçe. Onun atadığı bürokratlara, özellikle YÖK Başkanı'na baş kaldırmak ve onunla kavga etmek için de bir gerekçe.

***

Sonuçta AKP kapatılacak mı? Bilemeyiz. Çünkü bu dava süreci sonlanmadan çok şey olacak?

Ulusalcıları yıpratan Youtube videolarının arkası gelecek. Bir zamanlar üst düzey görev yapanların itirafları da cabası! Hem bu sefer CHP'lileri de bitirecek iddialar ortalığa dökülecek. Mesela bir zamanlar sayın Baykal'ın borsa oyunlarından büyük vurgun vurduğu iddia edilmişti. Niye -sahte veya gerçek- böyle bir belge sızdırılmasın? Çünkü en büyük ulusalcı, şimdilerde CHP.

Youtube'a erişimin engellenmesi bir şey değiştirmeyecek. Türkiye'den erişilemezse başka ülkeden erişilir ve oradan Türkiye'ye başka sitelere transfer edilir. Bu hamleyi planlayanlar bunu da düşünmüş olmalıdır. İnternette erişimi kesin şekilde engellemenin imkanı yok ki!

Bu arada bir şey daha olacak? Doğan grubu yanlış ata oynamakta. Ulusalcıların tarafını tutmakla, küreselcilerin tekerleğine taş koymuş oluyor. Onun tasfiyesi hiç de sürpriz olmaz. CNN Türk'ün yayın alanı niye daraldı acaba? Doğrusu merak ediyorum.

***

Sonuçta savaşı küreselciler kazanacak. Ama bu arada, oligarşi tasfiye edilmiş olacak. Yurdum insanı bu savaştan kazançlı çıkacak. Gerçi küreselcilerle kol kola girmek zorunda kalacağız ama, artık bu kadarcık maliyet de olacak. (!) Şayet savaş kıran kırana geçerse, yurdum insanı birazcık ekonomik hasar görecek.

Açıklamalar piyasalar kapandıktan sonra yapıldı. On yıl önce, bu türden olayların şayiası bile dövizi, faizi patlatırdı. Bakalım pazartesi ne olacak? Çünkü Pazartesi, teorimizin test edileceği gündür.

Eğer piyasalar altüst olur ve dalgalanma biraz sürer de sonra sakinleşirse, savaş kıran kırana geçecek demektir. Küreselciler bu yolla gözdağı verecekler. ?Oturun oturduğunuz yerde, size dünyada cehennem yaşatırız?? gibi! Ama bu ihtimal biraz zayıf. Çünkü altüst olan bir piyasa, AKP'nin sonu olur. Faiz kolay çıkar da kolay inmez. Bu da küreselcilerin işine gelmez. O halde Pazartesi azıcık bir sarsıntı olması normaldir.

Şayet piyasaların açılışındaki hararet kısa sürede, mesela akşama doğru veya Salı günü sönerse, küreselciler iktidarı korumak için kolları sıvadılar demektir. Bir de, sitemizdeki yazarlardan birinin yazdığı gibi, içerideki aktörlere ?siz ne yaparsanız yapın, güç benim? mesajı vermiş olurlar. Bu demektir ki, Türkiye'de asıl ekonomik kıyamet, AKP'nin kapatılmasıyla koparılır. Çünkü küreselciler, siyasal müttefiklerini imha eden bir ülkenin ekonomisini cehenneme çevirmekten mutluluk duyacaklardır.

***

Pazartesi etraflıca açıklama yapacağı söylenen MHP'nin tavrı çok önemli. Hem gelecek açısından, hem de MHP'nin tabloyu nasıl okuduğunu göstermesi bakımından! Eğer MHP de CHP gibi klasik açıklama yaparsa, gelecek günler hiç de güzel olmayacak. Ama sayın Bahçeli çıkıp ?anayasanın parti kapatma maddesini değiştirelim ve parti kapatmaya son verelim. Sadece suçu sabit olanlar cezalandırılsın? derse, ulusalcı hamlenin çektiği şah boşa gidecektir. Cumhur'a sorarsanız, MHP sistemin tıkanmasını engelleyip bu şekilde bir tavır koyacak ve AKP'yi bir kez daha kurtaracak. MHP 22 temmuzdan sonra, siyasal alanda, artık büyük düşünen oyuncu. Gerçi kapatma davası açılma ihtimali bu parti için de ihtimal dışı değil. Fakat o zaman da seçime girecek parti kalmaz. Üstelik müesses nizamın MHP'ye şiddetle ihtiyacı var. MHP ise eskisi gibi teslimiyetçi değil. Hem ulusalcılar MHP'ye şantaj yapabilecek durumda değiller.

***

Önümüzdeki günler çok farklı gelişmelere sahne olacak? Ortalığa daha neler dökülecek neler; ben şimdiden yerimi aldım ve merakla bekliyorum. Nasıl olsa Cumhur'un oy vermekten başka yapabileceği bir şey yok?

Bu ülkede yaşama ne kadar heyecan verici; hem heyecan verici hem trajik!

Cumhur Özalp/Haber10.com

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber