Öğretmenin İlişik Kesmesi Neden Öğretim Yılı Sonuna Bırakılmıyor?
MEB'in son dönem atamaları okulların bir şekilde oluşturmuş olduğu eğitim öğretim düzenini bozmaktadır. Aralıkta öğretmen atayan MEB, şimdi eğitim öğretim yılının ikinci yarısı içindeyken, Anadolu liselerine öğretmen atamaya çalışmaktadır. Bir kez daha, eğitim öğretim döneminin tam ortası sayılacak bir dönemde okullar ve öğrenciler öğretmen değiştirmek zorunda kalacaklardır. Maksut Balmuk'un yazısı için başlığa tıklayınız.
Bir Kez Daha İnandım Huylu Huyundan Vazgeçmiyor
04 Ocak 2008'de ?Aralıkta Öğretmen Atamak? ve 03 Şubat 2008'de ?Aralıkta Öğretmen Atamanın Anlamsızlığı ve Şubat Ataması? başlıklı iki yazı kaleme almıştım. Sitede de yayımlanan ve binlerce eğitim paydaşının okuduğu bu yazıların ilkinde Aralıkta yapılan Sözleşmeli Öğretmen Görevlendirmesi ile, karne dağıtımına 20 gün kala öğretmeni bir yere giden öğrencilerin öğretmensiz kaldığı, ücretli de olsa öğretmeni olan bir çok öğrencinin ise öğretmen değiştirmek zorunda kaldığını yazmıştım.
Bu değişiklikler neticesinde 20 gün sonra karne alan öğrencilerin değerlendirmelerinin sağlıklı yapılamayacağını vurgulamıştım.
İkinci yazım da ise MEB'in karne tatili süresince yapması gereken Öğretmen atamalarının okullar başladıktan sonra yapmasının eğitime verdiği zararlardan bahsetmiştim.
Şimdi ise Anadolu Liselerine öğretmen ataması gündemde ve bugünlerde binlerce öğretmenin yerleri değiştirilmektedir. Düşünün okullar açıldı eğitim öğretim döneminin tam ortası sayılacak bir dönemde okullar ve öğrenciler öğretmen değiştirmek zorunda kalıyorlar.
Yukarıda yazdığım tüm atamalarda olduğu gibi bu atamalarda da mağdur olan maalesef eğitimin amaç paydaşı olan ÖĞRENCİLERDİR.
Elbet ki öğretmen atanmasına ya da öğretmenin istediği bir kuruma gitmesine karşı değilim. Bir öğretmen olarak buna karşı çıkmam mümkün de değildir zaten.( Ben bunlara değil ama Sözleşmeli Öğretmenliğe karşıyım.)
Ben tüm yazı ve yorumlarımda mümkün olduğunca eleştiren değil eleştirirken eğitim adına çözüm üreten yaklaşımlar sergilemeye çalışıyorum.
Anadolu Liselerine ataması yapılan öğretmenlerimizin şu anda mevcut halde bir sınıfları ya da dersleri mutlaka vardır. Yani açıkta değillerdir. Okullarımız da bu zamana kadar başlarının çarelerine bakmışlar ve Anadolu statüsündeki okullarda derslerin boş geçmemesi için gerekli tedbirleri almışlardır. Elbet ki istisnalar olabilir ama şu anda sorunlarımızın bir şekilde çözümlenmiş olduğunu düşünüyorum.
Durum böyle iken şimdi bu okullarda derse giren öğretmenlerin derslerini oynatmanın, buraya atanan öğretmenlerin ayrılacakları okullardaki dersleri boşaltmanın anlamsızlığından bahsediyorum.
Bunun çözümü var ve çok basit iken adeta Huylu Huyundan Vazgeçmiyor misali aynı tavır maalesef bile bile devam etmektedir.
Bunu çözmek için bu atamalar madem ki bu dönemde yapılmıştır buna itirazımız yok o zaman bu öğretmenlerimizin ilişiklerinin kesilmesi (yani okullarından ayrılma işlemlerinin yapılması) öğretim yılı sonuna bırakılamaz mıydı? Böylece ne şiş yanacaktı ne de kebap.
Kaldı ki bu atamaların büyük tartışmalar getirdiğini ve yargıya taşındığını da unutmamak lazım. Bu süreçte en azından yargı süreci de bir şekilde olumlu ya da olumsuz belki sonuçlanabilirdi.
Özellikle idari Yargı kararlarına bir göz atarsanız kararlarda 3 temel ilke çok önemli bir yer tutar. Hukuk Kuralları, Kamu Yararı ve Hizmetin Gereği.
Yapılan bu atamaların hukuka uygunluğunu tartışma konusu yapmazsak burada kamu yararından söz etmek mümkün müdür? Atama yapılan okullar Anadolu Lisesi ve bu okullarda bulunan seçkin öğrencilerin derslerini ikinci dönemin ortasında at yarışında yarışmanın son çeyreğinde joker değiştirmek misali öğretmen değişikliği yaparak eğitimlerini sekteye uğratmıyor muyuz?
Saygılarımla
M.BALMUK
Eğitim Yöneticisi