Sadece son iki ayda 30 mühendis, DSİ'den özel sektöre geçti
DSİ personeli özel sektöre geçince
Enerji sektörü, piyasanın liberalleşmesi çerçevesinde atılan adımlar ve yatırımların özel sektöre açılmasıyla irili ufaklı bütün şirketlerin ilgi odağı haline geldi.
Başta Koç, Sabancı, Zorlu ve Çalık gibi büyük holdingler enerjide büyüme kararı alırken, sektörde yatırım kararı alan şirketler 'kalifiye' eleman ihtiyacını kamudan karşılıyor. Bu durum enerji KİT'lerini bir hayli zayıflatırken, sunulan hizmetlerin de aksamasına yol açıyor. Sadece son iki ayda 30 tecrübeli mühendis Devlet Su İşleri'nden (DSİ) ayrılarak, özel sektöre geçti. Bu yüzden hidroelektrik santral müracaatları incelemelerinde büyük aksaklık oldu. Ekim 2007'ye kadar 500'ün üzerinde yeni hidroelektrik santral başvurusu alan DSİ, aradan geçen altı aylık süreye rağmen bunların ancak 239'unun ön incelemesini yapabildi. Devlet Su İşleri'nde 20 yıllık bir mühendis yaklaşık bin 500 YTL maaş alırken özel sektörde aynı rakam 3 ile 5 bin yeni lira arasında değişiyor.
Doğalgaz yatırımlarıyla BOTAŞ, petrol ve rafineri projeleriyle TPAO'dan yaşanan nitelikli eleman göçü şimdi de DSİ'ye sıçradı. Elektrik üretimi yapacak şirketlerin Enerji Üst Kurulu'ndan lisans alabilmesi için projelerine DSİ'nin onay vermesi gerekiyor. Ancak kurum, yaşadığı personel sıkıntısı yüzünden kendisine gelen projeleri incelemekte büyük zorluk yaşıyor. Elektrikte Türkiye'yi karanlık günlerin beklediğine dikkat çeken sektör temsilcileri yaşananlara şu sözlerle tepki gösteriyor: "En erken 2015 yılında faaliyete geçecek nükleer enerji sürekli gündemde tutuluyor. Ancak sularımız boşa akıyor. Sesini çıkaran yok. DSİ, 5-6 sayfalık bir başvuruya ön izni vermekte bile zorlanıyor." İnceleme ve izinlerin tamamlanmasının ardından 2 bin 500 megavatlık kurulu güce sahip 500 civarında hidroelektrik santralin birkaç yıl içerisinde devreye girmesi bekleniyor. Söz konusu santraller, toplam 42 bin MW kurulu güce sahip Türkiye'nin tüketimin fazla olduğu günlerdeki talebini karşılayabilecek.
2007'de meydana gelen kuraklık nedeniyle elektrik enerjisi üretim ve tüketiminde de değişimler yaşandı. Buna göre, önceki yıl kullanılan enerjinin yüzde 74,8'ini termik santraller karşılarken bu oran 2007'de yüzde 81,7'ye yükseldi. Hidroelektrik santrallerinin payı ise yüzde 25,1'den yüzde 19,7'ye geriledi. 2008 yılı programına göre kamuya ait HES'ler ile özel sektör santrallerinin devreye girmesiyle elektrik santrallerinin toplam kurulu gücü yüzde 2,9 artarak 42 bin 160 megavata ulaşacak.
Devlet Su İşleri, şirketlerin geliştirdiği projelere ilk onayı verdikten sonra oluşturduğu listeyi internette yayınlıyor. Bir ay askıda kalan santral listelerine başka bir firma 30 günlük süre içerisinde itiraz edebiliyor. İtiraz olursa iki firma arasında ihale yapılıyor. İtiraz yoksa, DSİ'nin ön incelemesinden geçen firma 3 aylık süre içerisinde fizibilite raporunu hazırlıyor. Sonrasında DSİ projeyi altı aylık süre içerisinde inceleyip onaylıyor.
Elektrik tüketimindeki yıllık artış yüzde 8
Türkiye'nin geçen yıl toplam elektrik enerjisi üretimi, 2006 yılına kıyasla yüzde 8,4 oranında artarak 191,2 milyar kilovatsaat (kWh) düzeyine ulaştı. Bu dönemde yurtiçi toplam elektrik enerjisi talebi de yüzde 8,6 oranında artarak 189,5 milyar kWh olarak gerçekleşti. 2007 yılının ilk üç çeyreğinde sırasıyla yüzde 8,5, 9,6 ve 9,9 olarak kaydedilen talep artış hızı, son çeyrekte azalarak yüzde 6,2 düzeyine indi. 2007 yılında 191,2 milyar kWh'lik elektrik enerjisi üretiminin yüzde 33,2'si mevcut sözleşmesi bulunan üretim tesislerinden, yüzde 48,8'i kamu mülkiyetindeki üretim tesislerinden sağlandı.