Hastalığı nedeniyle memur emekliye sevk edilebilir mi?
657 sayılı Kanun, Mülga 5434 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun, ilgili Yönetmelik, Danıştay kararı ve mülga DPB mütalaası dikkate alındığında, hastalığı nedeniyle memurların emekliye sevk edilebilmeleri mümkündür.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "hastalık ve refakat izni" başlıklı 105'inci maddesine göre;
" Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı halinde 18 aya kadar, diğer hastalık hallerinde ise 12 aya kadar izin verilir.
Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınır.
Bu maddede yazılı azami süreler kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda işe başlayabilmesi için, iyileştiğine dair raporu (yurt dışındaki memurlar için mahalli usule göre verilecek raporu) ibraz etmesi zorunludur. İzin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu sürenin sonunda da iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır.
Bunlardan gerekli sağlık şartlarını yeniden kazandıkları resmi sağlık kurullarınca tespit edilen ve emeklilik hakkını elde etmemiş olanlar, yeniden memuriyete dönmek istemeleri halinde, niteliklerine uygun kadrolara öncelikle atanırlar.
Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar izinli sayılır.
Hastalık raporlarının hangi hallerde, hangi hekimler veya sağlık kurulları tarafından verileceği ve süreleri ile bu konuya ilişkin diğer hususlar, Sağlık, Maliye ve Dışişleri Bakanlıkları ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşleri alınarak Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenir.
Ayrıca, memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hallerinde, bu hallerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır."
Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları İle Hastalık Ve Refakat İznine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliği'nin "hastalık raporu ve izin süreleri" başlıklı 6'ncı maddesine göre;
" (1) Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı halinde 18 aya kadar, diğer hastalık hallerinde ise 12 aya kadar izin verilir. Azami izin sürelerinin hesabında, aynı hastalığa bağlı olarak fasılalarla kullanılan hastalık izinleri de iki izin arasında geçen sürenin bir yıldan az olması kaydıyla dikkate alınır.
(2) İzin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu sürenin sonunda da iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır. Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, birinci fıkrada belirtilen hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınır."
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "malül sayılma" başlıklı 25'inci maddesinin birinci fıkrasına göre;
" Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60'ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malül sayılır."
Mülga 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun "malullük" başlıklı 44'üncü maddesine göre;
" Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya duçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma giren iştirakçilere (malul) denir ve haklarında bu kanunun malullüğe ait hükümleri uygulanır."
Mülga 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun 47'nci maddesine göre;
" Vazifelerini yapamayacak derecede hastalığa uğrayanlardan hastalıkları kanunlarında tayin edilen müddetlerden fazla devam edenler, hastalıklarının mahiyetlerine ve doğuş sebeplerine göre (Adi malul) veya (Vazife malulü) sayılırlar."
Danıştay Onuncu Dairenin bir kararında (T. 25.09.1986, E. 1986/780, K. 1986/1647); hastalığının tedavisinin imkansız olduğu hastanece düzenlenen raporla belirlenmiş olan ilgilinin, 657 sayılı Kanunun 105'inci maddesinde belirtilen hastalık izin süresinin bitimi beklenilmeden adi malul olarak emekliye sevk edilmesinde 5434 sayılı Kanunun 44'üncü ve 47'nci maddelerine aykırılık bulunmamaktadır şeklinde hüküm tesis ettirilmiştir.
Danıştay Onuncu Dairenin bir başka kararında (E. 1991/783, K. 1992/3558); Devlet memurlarının, yasal hastalık izin süresince iyileşmemesi nedeniyle emekliye sevk edilebilmesi için, yasal hastalık izninin bittiği tarih itibariyle hastalığının iyileşmediğinin sağlık kurulu raporuyla kesin olarak saptanması gerektiği şeklinde hüküm tesis ettirtilmiştir.
Mülga Devlet Personel Başkanlığının bir görüşünde ( 14 sayılı bülten, sayfa 37); 657 sayılı Kanunun 105'inci maddesine göre azami uzatılan hastalık izin süresinin sonunda da iyileşemediği anlaşıldığından hakkında emeklilik hükümlerinin uygulanmasının uygun olacağı denilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat ışığında; memura verilen en fazla 24 veya
en fazla 36 ay verilen hastalık izinlerinin sonunda da iyileşememesi halinde
memur hakkında eski-yeni memur dikkate alınarak (5510 sayılı Kanunun yürürlük
tarihi dikkate alınarak 15.10.2008 öncesi memur olanlar eski memur olarak 5434
sayılı Kanuna, 15.10.2008 ve sonrasında memur olanlar 5510 sayılı Kanuna tabi
olmakta ve ilgisine göre 5434/5510 sayılı Kanunlara ve en nihayetinde 5510 sayılı
Kanun hükümlerine tabi olacaklardır) sosyal güvenlik mevzuatına göre emeklilik
hükümlerinin uygulanması gerektiği değerlendirilmektedir.