I sayılı Cetvelden Naklolan İFP'ler Bankacılık ve Ek Tazminatı Da Alacak
Özelleştirilen kamu kurum ve kuruluşlarında çalışırken, Devlet Personel Başkanlığı tarafından, 4046 sayılı Kanunun 22. maddesi çerçevesinde, diğer kamu kurumlarına aktarılan I sayılı cetvele tabi personelin, bankacılık ve ek tazminatı da şahıslarına bağlı olarak alıp almayacakları uygulamada tartışmalı bir konudur. Ancak, Danıştay 5. Dairesinin 2004/2240 sayılı genişletici yorumuna göre bu durumdaki personelin bankacılık ve ek tazminatı alması gerekmektedir. Kararın tam metni için tıklayın.
Aşağıdaki karar Sayın İlter Ertuğrul tarafından sitemiz Forum bölümü İFP kategorisinde yayımlanmıştır. Aynen alıntılıyoruz. Karara ilişkin görüş alış verişleri için lütfen Forum bölümü İFP kategorisini takip ediniz.
T.C.
DANIŞTAY
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2003/5342
Karar No: 2004/2240
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü
Ulus - ANKARA
Vekili :
Karşı Taraf :
İsteğin Özeti : İzmir 2. İdare Mahkemesi'nin 26.3.2003 tarihli E: 2002/1422,
K: 2003/465 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek
bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik hakimi : Hasan Turgut
Düşüncesi: Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Semra Şentürk
Düşüncesi : Davacının, 4046 sayılı Kanunun 22. maddesi uyarınca naklen
atanması sonucu fark tazminat hesabının eksik yapılmasına ilişkin işlemin iptali
ile yoksun kaldığı parasal hakkın yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle
açtığı davada, dava konusu işlemi iptal eden ve parasal tutarın ödenmesine karar
veren idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istemidir.
4603 sayılı Yasanın Geçici 1/3 maddesi uyarınca istihdam fazlası durumunda olup
4046 sayılı Kanunun 22. maddesine göre nakle tabi tutulan personelin maaş ve
diğer özlük haklarının, fark tazminat olarak ödenmesi gerekmekte olup, aksi
yöndeki işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Nitekim, bu husus, dava konusu işlemden sonra 15.8.2003 tarihinde yürürlüğe
giren 4971 sayılı kanunun 4046 sayılı Yasanın 22. maddesini değiştiren 6. maddesi
ve Geçici 2. maddesi ile atama tarihi esas alınarak düzenlenmiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
T. Halk Bankasında 1 sayılı cetvele tabi Başuzman olarak görev yapmaktayken davalı idareye atanan davacı, 4046 sayılı Yasa uyarınca ödenen fark tazminatının hesabında önceki kurumunda ödenen ek tazminat, bankacılık tazminatı ve ikramiyenin dikkate alınmamasına ilişkin işlemin iptali ve ödenmeyen parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
İzmir 2. İdare Mahkemesi'nin 26.3.2003 tarihli, E:2002/1422, K:2003/465 sayılı kararıyla; 4046 sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca davacının atandığı tarihteki kadro ve pozisyonlarına ait aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminat haklarının veya sözleşme ücretlerinin net tutarının, farklar giderilinceye kadar ödenmesi, fark kapandıktan sonra ise geldiği kurumdaki haklarından ek tazminat hariç yararlanması gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının davanın açıldığı tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare, işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
4046 sayılı Yasa'nın işlem tarihinde yürürlükte olan şekliyle 22. maddesinin 4105 sayılı Kanunun 4. maddesi ile değişik 3. fıkrasında ?Kamu kurum ve kuruluşlarına atanan personelin atandıkları tarihteki kadro ve pozisyonlarına ait aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminat haklarının veya sözleşme ücretlerinin net tutarının, nakledildiği kuruluş mevzuatına göre hakedeceği aylık, ek gösterge, varsa ikramiye, her türlü zam ve tazminat haklarının veya sözleşme ücretinin (varsa ikramiye dahil) net tutarından fazla olması halinde aradaki fark giderilinceye kadar, herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.? hükmü, 4232 sayılı Yasayla eklenen 4. fıkrasında ?Ancak bu madde gereğince nakledilen personelden (Bu kanuna göre anonim şirket halinde birleştirilen kuruluşlardaki personel dahil) 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki 1 sayılı cetvelde belirtilen personelin, eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve tazminat (ek tazminat hariç) hakları, şahıslarına bağlı olarak atandıkları görevlerde kaldıkları sürece saklı tutulur. 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince 1 sayılı cetvele tabi iken bu madde çerçevesinde daha önce nakil işlemi gerçekleştirilenler de bu fıkra hükmünden yararlanırlar? hükmü yer almıştır.
T.C. Ziraat Bankası, Halk Bankası A.Ş. ve T. Emlak Bankası A.Ş. Hakkında 15.11.2001 tarih ve 4603 sayılı Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında: ?Bankaların bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte çalışmakta olan personeline en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarının % 180'ini geçmemek üzere görev ve unvanlarına göre yönetim kurullarınca belirlenecek miktarda bankacılık tazminatı ödenir? hükmü, Geçici 1. fıkrasının 4743 sayılı Yasayla değişik halinde ise, ?Bankalarda 31.12.2002 tarihinden sonra özel hukuk hükümlerine tabi olmayan personel çalıştırılamaz. Yeniden yapılandırma sürecinde bankaların yönetim kurullarınca gerek özel hukuk hükümlerine göre kendisine sözleşme teklif edilen ancak özel hukuk hükümlerine göre çalışmayı kabul etmeyen, gerekse özel hukuk hükümlerine göre çalışması uygun görülmeyip sözleşme imzalanmayan personel, bankaların yönetim kurullarınca Devlet Personel Başkanlığına bildirilir..../ Personelin atandığı kurumda fiilen göreve başlayacağı tarihe kadar geçen sürede her türlü mali ve sosyal hakları bankalarca karşılanmaya devam olunur. Bu fıkrada hüküm bulunmayan hallerde 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22. maddesi hükümleri uygulanır.../ Ancak bu şekilde nakledilen personelden anılan madde uyarınca eski kadrolarına ait hakları şahıslarına bağlı olarak saklı tutulanlar için bankacılık tazminatı da şahıslarına bağlı bir hak teşkil etmez? hükmü yer almıştır.
4046 sayılı Yasanın olay tarihinde yürürlükte olan haliyle 22. maddesinin 3. fıkrasında özelleştirilen ya da özelleştirilecek kurumlarda görev yapan personelden başka kurumlara atananların parasal haklarına ilişkin düzenleme yapılmış, 4. fıkrasında ise 1 sayılı cetvelde yer alan görevlerde iken özelleştirme nedeniyle başka kurumlara atananlar için farklı kurallar getirilmiştir.
Anılan Yasa hükmünün 4. fıkrasında yer alan ?yararlanırlar? ibaresi dikkate alındığında, bu farklı düzenlemenin 1. Sayılı cetvelde yer alan görevlerde iken başka kurumlara atananlara yeni haklar sağladığı sonucuna varılmaktadır. Dolayısıyla 4. fıkrada yer alan kuralın ilgililer yönünden hak kaybına yol açacak şekilde yorumlanması mümkün değildir.
Özelleştirilen kurumlarda 1 sayılı cetvelde yer almayan görevlerdeyken başka kurumlara atanan personelin atandıkları tarihteki kadro ve pozisyonlarına ait aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminat hakları veya sözleşme ücretlerinin net tutarı, atandıkları kuruluş mevzuatına göre hakedecekleri aylık, ek gösterge, varsa ikramiye, her türlü zam ve tazminat haklarının veya sözleşme ücretinin (varsa ikramiye dahil) net tutarından fazla olması halinde aradaki fark giderilinceye kadar, herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenecektir.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki 1 sayılı cetvelde yer alan
görevlerden başka kurumlara 4046 sayılı Yasa gereğince atananlara önceki kadrolarına
ait ek tazminat atandıkları tarihteki miktarıyla, ek gösterge ve her türlü
zam ve tazminat ise ödeme tarihindeki güncel miktarıyla ödenecektir. Bir
başka deyişle, 3. fıkrada nakledilen personelin eski kadro ve pozisyonlarına
ait aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminat haklarının veya
sözleşme ücretlerinin toplam net tutarının, nakledildiği kuruluş mevzuatına
göre hakedeceği aylık, ek gösterge, varsa ikramiye, her türlü zam ve tazminat
haklarının veya sözleşme ücretinin (varsa ikramiye dahil) toplam tutarıyla karşılaştırılması
öngörülmekte, 4. fıkrada buna istisna getirilerek 1 sayılı cetvelde iken nakledilenlerin
eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve tazminatının (ek
tazminat hariç) şahıslarına bağlı olarak yani halen eski görevlerindelermiş
gibi ödenmesi, ek tazminatın ise nakledildikleri tarihteki tutarı üzerinden
ödenmesi kurala bağlanmaktadır.
4603 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi de, Yasada adı geçen bankalardan 1 sayılı
cetvelde yer alan görevlerde iken başka kurumlara atananlara aynı kuralların
uygulanmasını ve aynı Yasada yer alan bankacılık tazminatının da sözkonusu
personelin nakledildikleri tarihteki miktarı itibariyle ödenmesini gerektirmektedir.
Aksine bir düşünceyle anılan yasa hükümlerinde yer alan ?şahsa bağlı olarak saklı tutulma? kavramını aylık, ek gösterge vb(nin) ödenmesini, ek tazminatın ve bankacılık tazminatının hiç ödenmemesini gerektirir şeklinde yorumlamak, 1 sayılı cetvelde yer alanların bu cetvelde yer almayanlara göre daha az; hatta atandıkları görevin ücretinden bile düşük ücret almalarına yol açar ki, 4. fıkra ile yeni bir hak getirilirken hak kaybına neden olunamayacağı açık olduğundan, bu yöndeki savlara itibar edilmesi olanaklı değildir.
Diğer taraftan, 4. fıkrada sayılan parasal haklar arasında ikramiyeye yer verilmemesi de nakledilen personelin eski kadrolarına ait ikramiyenin ödenmemesini gerektirmemektedir. Şöyle ki; yukarıda sözü edildiği gibi, 3. fıkra nakledilen personelin parasal haklarına ilişkin temel kuralı koymakta ve atanan personelin eski kadrolarına ait ikramiye ve diğer parasal haklarının yeni kadrolarındaki parasal haklarıyla kıyaslanmasını öngörmekte olup; 4. fıkrada bu kurala getirilen istisnalar içinde sayılmayan parasal hak unsurlarının nakledildiği tarihteki tutarı ile, istisnalar arasında yer verilen unsurların ise ödeme tarihindeki miktarla, bir başka deyişle meydana gelecek artışlar yansıtılarak hesaba katılması gerekmektedir.
Öte yandan özelleştirilen kuruluşlardaki 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 sayılı cetveline tabi kadroların ortadan kalkması halinde ise eski kadrolarına ait parasal hak unsurlarına herhangi bir artış uygulanmayacağı açıktır.
Fıkrada yer alan ?atandıkları görevde kaldıkları sürece saklı tutulur? kuralının açıkça vurguladığı gibi, kişilerin yeni kadrolarından ayrılmaları halinde de şahsa bağlı hak uygulaması sona erecek ve bu andan itibaren 3. fıkrada yer alan temel kural gereği yeni kadrolarına ait parasal haklarındaki artışlar sonucunda iki ücret arasındaki farkın kapanması beklenecektir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle, İzmir 2. İdare Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunan 26.3.2003 tarihli, E:2002/1422, K:2003/465 sayılı kararın yukarıdaki gerekçeyle onanmasına, 12.5.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Turan Mehmet Esen Mustafa Ayfer
FALCIOĞLU ÜNLÜÇAY EROL KILIÇHAN ÖZDEMİR