Stresten en çok hemşireler etkileniyor
STRES YAŞAYAN HEMŞİRELERDE TÜKENMİŞLİK SENDROMU GÖRÜLÜYOR
- KALP DAMAR CERRAHİSİ UZMANI DR. BÜLENT HAKAN TEKİN:
- "HEMŞİRELERİN YÜZDE 96'SI DUYGUSAL TÜKENME, YÜZDE 72'Sİ İSE KİŞİSEL DUYARSIZLAŞMA İLE KARŞI KARŞIYA"
BURSA (İHA) - Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Bülent Hakan Tekin, stres içerisinde çalışan hemşirelerde 'Tükenmişlik sendromu'nun görülmeye başlandığını, acil serviste ve yoğun bakımda çalışan hemşirelerin de stresten en fazla etkilenen grup olduğunu söyledi.
Dünya Hemşireler Günü'nü kutlayan Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Bülent Hakan Tekin, sağlık hizmetlerinin olmazsa olmaz unsuru hemşirelerin, tükenmişlik sendromu içerisinde olduğunu dile getirdi. Birçok meslek grubunda görülen sendromun, sağlık çalışanlarında da görülebileceğinin altını çizen Dr. Tekin, özellikle acil servis ve yoğun bakım görevlilerinin bu sorunla daha sık karşılaştığını aktardı. Bunun en önemli sebebinin çalışma ortamındaki gerginlik ve stres olduğuna dikkat çeken Dr. Tekin, "2006 yılında hemşireler arasında yapılan araştırmaya göre, yüzde 96'sının duygusal tükenme, yüzde 72'sinin ise kişisel duyarsızlaşmayla karşı karşıya kaldıkları ortaya çıktı. Türkiye'deki sağlık sisteminin bu yönüyle acilen gözden geçirilmesi gerekir. Acil serviste ve yoğun bakımda çalışan hemşireler, stresten en fazla etkilenen gruptur. Stres faktörleri ortadan kaldırılmalı, çalışanların koşulları düzeltilmelidir. Var olan sorunlar ortaya çıkmadan, önceden saptanmalı ve ileride gelişebilecek ciddi rahatsızlıkların önlenmesi için çalışmalar yapılmalıdır" dedi.
Hemşireler Günü'nün, hemşirelerin meselelerinin gündeme gelmesi için iyi bir fırsat olduğuna dikkat çekerek Tekin, "Tükenmişlik Sendromu, çalışanların, mesleğin özgün anlamı ve amacından kopması, hizmet götürdüğü insanlarla artık gerçekten ilgilenemiyor oluşu olarak tanımlanabilir. Sendromun daha çok doğrudan insana hizmet eden, hizmetin kalitesinde insan etmeninin çok önemli bir yere sahip olduğu alanlarda görülmektedir. Tükenmişlik sendromu 4 ana evreye ayrılmaktadır. İlki şevk ve coşku evresidir. Bu evrenin ardından durağanlaşma evresi gelir. Sonraki aşama, çalışmaya başlamış olan kişi, insanları, sistemi, çalışma koşullarını değiştirmenin ne kadar zor olduğunu anlamasıdır. Umursamazlık evresi diye adlandırdığımız evrede de çok derin duygusal kopma ya da kısırlaşma, derin bir umutsuzluk gözlenmektedir" diye konuştu.
Hemşirelerin, bu sendromla karşı karşıya gelmemeleri için başta hasta ve hasta yakınları olmak üzere aynı hizmetin içerisinde olan hekimlere ve yöneticilere büyük görevler düştüğünü söyleyen Tekin, hemşirelere hak ettikleri değerin verilmesi gerektiğini vurguladı.