Tarımsal kaynaklar yanlış strateji kurbanı mı?

Tarımsal üretimimizin lokomotifi konumunda olan Tarım İşletmeleri (TİGEM) ile Tarımsal Ar-Ge merkezi (TAGEM), Tarımsal kaynakların her yönüyle en fazla bulunduğu kuruluşlar olup ülkemiz tarımının gelişimine direk etki etmektedirler. Hatta bu iki büyük kuruluş tarımsal özel sektörün gelişimini de doğrudan etkilemektedir.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 03 Haziran 2024 12:46, Son Güncelleme : 03 Haziran 2024 12:48
Tarımsal kaynaklar yanlış strateji kurbanı mı?

Tarımın hemen hemen her alanında faaliyet gösteren ve alanında dünyanın en büyük işletmelerinden biri olan TİGEM, en iddialı olduğu alanların başında gelen tohum üretiminde; ülkemizde üretilen sertifikalı buğday tohumunun %25'ini, arpanın %10'unu üretmektedir. Bu rakam bu yapıya göre düşüktür ve bu düşüklüğün nedenleri vardır!

Dünyanın sayılı Ar-Ge kuruluşlarından olan TAGEM yerli tohum ıslahında hemen hemen tek söz sahibidir. Bu söz sahipliğini sahaya ve skora yeterince yansıtamamaktadır. Ve bununda nedenleri vardır!
Tescil edilen yerli bitki tohum çeşitlerinin yaklaşık %90'ı TAGEM kaynaklıdır. Ancak sahada, üretimde bu rakam %50'lerin çok daha altına düşmektedir. Bu durum stratejik hataların varlığını ve sürdürüldüğünü göstermektedir.

İşletmelerin ağırlıklı masrafları devlet bütçesinden karşılanmaktadır. Tarımsal özel sektörde olmayan bu durum bir işletme için çok büyük bir avantajdır. Ancak masrafların, üretilen üründen karşılanma oranı çok düşüktür ve bu avantaj, rakamlara bakılınca, karşılığı yeterince alınmayan bir avantajdır.

Tarımsal kaynakların doğru stratejiyle kullanılmama nedenleri, bilinmeyen nedenler değildir!
Tohum ıslahının %90'ının kamu kuruluşlarınca yapıldığı bir ortamda, kamu kuruluşlarının ıslah ettiği tohum çeşitlerinin birinci alıcısı TİGEM'dir. Tabir caizse ilk seçicisidir. Bu uygulamanın ülkemiz tohumculuğu açısından sakıncaları vardır.
- Bu durum özel sektör tohumculuğunun önünü tıkayan bir uygulamadır.
- Islah yapan kamu kuruluşlarının zarar etmesine yol açmaktadır.
- Yerli tohumculuğun gelişmesini yavaşlatmaktadır.
- Yabancı tohum çeşitlerinin ülke tarımında yaygınlaşmasını devam ettirmektedir.
- Bu alandaki tarımsal kaynakların verimli kullanılmasına olumsuz etki etmektedir.
- Tohumculuk alanında tarımsal karı düşürmektedir.
- Ticari işleyişe uymamakta, haksız rekabete yol açmaktadır.
İlk seçici, en iyileri seçip alınca geriye kalanlar, özel sektör tarafından fazla tercih edilmemekte, özel sektör, ya kalite ve verimi daha düşük çeşitlerle üretime devam etmek durumunda kalmakta ya da daha iyi çeşit için dışarıya yönelmektedir. Bu durum hem yabancı çeşitlerin ülkemizde yaygınlaşmasını sağlamakta ve hem de yerli tohum çeşitlerinin geliştirilmesini yavaşlatmaktadır.
Islah yapan kamu kuruluşu en iyi çeşidini TİGEM'e vermek durumunda kalınca ürününü tam değerinden verememektedir. Ayrıca ıslahçı kamu kuruluşunun ürününün bu alandaki değeri ve getirisi TİGEM'in üretimiyle sınırlandırılmış olmaktadır.
TİGEM kaliteli ve verimli tohumu sınırlı miktarda ürettiğinde bu durum ülkesel üretime de direk etki etmektedir. Bu uygulamayla tarımsal üretimde yerli kar oranı düşmektedir.
Tohumculukta yoğun ve masraflı çalışmalarla güncel ve verimli yerli çeşitler ıslah edilirken, bu yeni çeşitler yerine hala 30-40 yıl öncenin çeşitlerini üretip çiftçiye ulaştırmak tarımsal kaynakları doğru kullanmamaktır.
Eski çeşitlerin üretimde ağırlıklı olarak hala devam ediyor olması, açıklama gerektiren stratejik bir hatadır. Bu hatayı "çiftçi bu çeşitlere alışmış bu nedenle eski çeşitleri üretiyoruz" yorumuyla açıklamak gerçekçi bir yaklaşım değildir.

Tarımsal Ar-Ge stratejisi doğru yolda mı?

Ar-Ge yöntemleri ile ürün geliştirme, politika ve strateji üretme konumunda olan TAGEM, araştırmacıların 10-15 yıl emek harcayarak ve ülke kaynaklarını kullanarak geliştirdiği tohum çeşitlerinin değerinin muhafaza edilmesinde, üretimde yer almasında gereken özeni ve tanıtımı göstermediği ortadadır.

Hem direk gıda olarak üretilen ürünleri olan ve hem de tohum ıslahı alanında söz sahibi olan TAGEM'in yüzlerce ürününün takibini yapacak ve pazarlayacak bir birimi bile bulunmamaktadır!

Bitki ıslahı alanında ulusal bazda rakipsiz olan TAGEM bu imkanı doğru bir strateji ile kullandığı taktirde, uluslararası tohumculuk alanında da kendinden söz ettirebilir, yerli ıslah edilmiş tohum çeşitlerini dünya pazarına ulaştırabilir. Bunun için öncelikle kendi ürünün değerini ve sahaya arzını iyi bir hesaplama ve tanıtımla kendi belirlemeli ve bunu entegre bir şekilde yapmalıdır. Yoksa emekler ve kaynaklar heba olmaya, 10-15 yılın alın teri ve akıl teri vitrinde kalmaya mahkumdur.

Ar-Ge çalışma standartlarını dünya standartlarına yaklaştırmalıdır. Bu alanda araştırmacıların, dünyada yapılanları takip etme, ortak çalışma yapma istekleri; imkanlar ve tasarruf tedbirleri gerekçe gösterilerek kısıtlanmamalıdır. Zira bu çalışmalar getirisi yüksek olan ve yapılmadığı taktirde daha

pahalıya mal olacak çalışmalardır. Ayrıca devlet olarak parasını ya da yıllık aidatını ödediğimiz uluslararası kuruluşların imkanları, araştırmacılara tasarruf tedbirleri gerekçe gösterilerek kısıtlanması mantıklı bir yaklaşım değildir. Çünkü zaten ödemesi yapılmış ve yapılmaktadır.

Şu anda tarımsal Ar-Ge çalışmaları ve eğitimi alanında önemli mesafe kat etmiş durumda olan TAGEM araştırmacıları, yönetimsel anlayış tarzından dolayı gerilemeye maruz bırakılmamalıdır.

Tarım sektörünün iki büyük ve güzide kuruluşu, gıda sektörünün çok fazla miktarda hammaddeye ihtiyaç duyduğu bir dönemde, tarihinin en aktif ve üretken dönemini yaşaması gerekirken öne çıkan bu basit stratejik hatalar ve verimsiz anlayışların etkisiyle kaynakları ve imkanları aynı oranda değerlendiremiyor olması oldukça düşündürücüdür!

M. Yılmaz TOPRAK


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber