Taksirli suçlardan hüküm giymek memuriyete engel midir?

Bu yazımızda taksirli suçlardan hüküm giymenin memuriyete etkisi ve cezanın infazı sürecinde memurun durumunun nasıl değerlendirileceği konusunda açıklamalarda bulunulacaktır.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 03 Temmuz 2024 00:10, Son Güncelleme : 02 Temmuz 2024 10:03
Taksirli suçlardan hüküm giymek memuriyete engel midir?

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun memurluğa alınacaklarda aranan genel ve özel şartları düzenleyen 48 inci maddesinde, ".Kamu haklarından mahrum bulunmamak,
Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahküm olmamak." hükmü yer almaktadır.

Mezkur Kanunun "Memurluğun sona ermesi" başlıklı 98 inci maddesinde ise, "Devlet memurlarının

a) Bu kanun hükümlerine göre memurluktan çıkarılması;

b) Memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi;

c) Memurluktan çekilmesi;

ç) İstek, yaş haddi, malüllük sebeplerinden biri ile emekliye ayrılması;

d) Ölümü; hallerinde memurluğu sona erer." hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, Danıştay 12 Dairesinin 11/10/1999 tarih ve E.1997/3319, K.1999/1785 sayılı Kararında, " hakkında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan, herhangi bir suçtan tutuklanan ya da gözaltına alınan memurlar hakkında uygulanacak işlemler 657 sayılı Yasanın 137. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup, davacının da taksirli suç nedeniyle yargılanması ve bunun sonucunda aldığı 1 yıl 3 aylık hapis cezasının infazı aşamasında hakkında yukarıda bahsi geçen hükümler uyarınca işlem tesis edilmesi ve cezanın infazından sonra görevine iade edilmesi gerekirken 657 sayılı Yasanın 48/A-4. maddesindeki şartı taşımadığından bahisle aynı Yasanın 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. Maddesinin A/4. fıkrasında; "kamu haklarından mahrum bulunmamak" koşulunun Devlet memurluğuna alınmada aranan genel şartlar arasında olduğu belirtilmiş ise de; dava konusu işlemin tesisine neden olan mahkumiyete ilişkin ceza mahkemesi kararında, davacının kamu haklarından mahkumiyetine dair ayrı bir hüküm bulunmayıp, temyize konu mahkeme kararında sözü edilen medeni hakları kullanma bakımından getirilen kısıtlama, cezanın süresi ile sınırlıdır. Daha sonra böyle bir sınırlama kalmadığından kararın gerekçesinde de bu yönden isabet görülmemiştir." ifadesine yer verilmiştir.

Ayrıca, Danıştay 1. Dairesinin 13.04.2004 tarih ve E:2003/170, K:2004/3 sayılı Kararında, memuriyete son verilmesini gerektirmeyen haldeki bir hapis cezası mahkumiyeti bulunanların bu cezanın infazı süresince memuriyet haklarının korunmayacağı ve bu cezanın infazı aşamasında maaş almasının ve izin kullanmasının mümkün olmadığı, kişinin bu sürede memuriyetine son verilemeyeceği, kişinin memuriyetinin cezanın infazı süresince askıda olacağı ve infaz süresi bitiminde ilgilinin görevine iade edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Bu sebeple,

-Taksirli suçlardan alınan cezanın süresi ve yaptırım şekli (türü) ne olursa olsun memuriyete girişe engel teşkil etmediği, yetkide ve usulde paralellik ilkesi gereğince memuriyetleri sırasında bu suçlardan mahkum olanların da taksirli suçlar sebebiyle memuriyetine son verilemeyeceği,

-İnfaz süresinden, denetimli serbestlik ve para cezası gibi tedbirlerin de anlaşılması gerektiği, dolayısıyla hapis cezası veya denetimli serbestlik gibi infaz türlerinin tamamlanmasına kadar ilgililerin memurluğunun askıda geçerli olduğu,

-Cezanın infazından sonra ilgililerin görevine başlatılmasının zorunlu olduğu,

-Cezanın infaz edilme aşamasında ilgililerin, yıllık izin, hastalık izni vb haklarını kullanmalarının ve buna bağlı olarak da aylık almalarının mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber