Yazıcıoğlu: Yargı, kararlarıyla konuşmak yerine demeçleriyle konuşuyor
- BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye'de tüm kuvvetlerin denetime kapalı, kendi problemlerini çözmeyen ve sadece başkalarının problemlerini üstlenen güçler haline geldiğini belirterek, "Türkiye'de bu alanda eller, cepler, yetkiler birbirine karışmış durumda. Herkes bir başkanının yetki alanına giriyor ve kendi görevini yapmıyor" dedi.
BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu, TBMM'de Memur-Sen'e bağlı Birlik Haber Sen Genel Başkanı Ali Erdoğan'la birlikte basın toplantısı düzenledi. Birlik Haber Sen Genel Başkanı Erdoğan, PTT dağıtıcılarının sorunlarını gündeme getirdi. PTT'deki yeniden yapılanmanın ardından gelirlerin arttığının ancak personel sayısının azaltılması nedeniyle çalışanların mağdur olduğunu ve iş yükü altında ezilmeye başladığını belirten Erdoğan, PTT'de çalışan posta dağıtıcılarının sayısının 28 bin 700 olduğunu ifade etti.
Erdoğan, Türkiye'de 1 posta dağıtıcısı başına düşen nüfus 2 bin 300'ken, Fransa'da bu sayının 210, Belçika'da 217 olduğuna işaret etti. 55 yaşına gelen bir posta dağıtıcısının çalışmaya devam etmek için doktor raporu alması gerektiğini hatırlatan Erdoğan, buna karşın posta dağıtıcılarının yıpranma haklarının ellerinden alındığına dikkat çekti. Posta dağıtıcılarının halini en iyi, seçim dönemlerinde kapı kapı dolaşan siyasetçilerin anlaması gerektiğini dile getiren Erdoğan, posta dağıtıcılarının günde 5.5 saat yürüdüklerini, Avrupa standartlarında 12 kilo mektup dağıtmaları gerekirken, 300 kilo mektup dağıttıklarını söyledi.
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ise, Türkiye'de sesi daha çok çıkanların sorunlarını çözebildiklerine işaret ederek, PTT dağıtıcılarının akşama kadar yoruldukları için seslerini çıkmadığını, iş yüklerinden dolayı lobi faaliyeti yürütemediklerini, bu nedenle sorunlarını çözmek için hiç kimsenin harekete geçmediğini anlattı. Posta dağıtıcılarının sırtlarında 30 kilo yükle günde 5-6 kilometre yürüdüklerine dikkat çeken Yazıcıoğlu, buna karşın yıpranma hakkından mahrum bırakıldıklarını söyledi. Telekom ve PTT'nin ayrılmasından sonra iş yükünün daha da arttığını söyleyen Yazıcıoğlu, daha çok kazandıran kısmın satıldığını, sosyal bir faaliyet olan ve zarar eden PTT kısmının ise devlette kaldığını bildirdi. Devletin postadan ettiği zararı telefonla dengelemesi gerektiğini kaydeden Yazıcıoğlu, bu dengenin bozulduğunu dile getirdi. Yazıcıoğlu, posta dağıtıcılarının sosyal hakları ve özlük haklarının mutlaka yeniden düzenlenmesi ve iş yükünün azaltılmasına dönük tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.
Yazıcıoğlu, yargı ile yürütme arasında yaşanan bildiri savaşına ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Türkiye'nin gerçek sorunlarıyla uğraşmak yerine sürekli üretilen gerginliklerle meşgul olduğunu ifade eden Yazıcıoğlu, yaşanan bu gerginlikte öncelikli sorumluluğun iktidarda olduğunu söyledi. Yasama, yargı, yürütme olarak ifade edilen kuvvetler ayrılığının oturmadığı ülkelerde sorunların hiç bitmeyeceğine işaret eden Yazıcıoğlu, sorunları çözmenin birinci yolunun bu sistemi oturtmaktan geçtiğini
belirtti. Türkiye'de tüm kuvvetlerin denetime kapalı ve sadece başkalarının problemlerini üstlenen, kendi problemlerine çözüm üretmeyen güçler haline geldiğini söyleyen Yazıcıoğlu şunları kaydetti:
"Türkiye'de bu alanda eller, cepler, yetkiler birbirine karışmış durumda. Hükümet kendi alanları dışındaki alanlara müdahale ediyor. Onun için Türkiye'de çözüm üretmesi gerekenler sorun üretiyor. Türkiye sürekli kendi içine dürülüyor. Yargıçlar kararlarını mahkeme kararlarıyla verirler, demeçlerle vermezler. Öbür taraftan da siyaset yargının işini yargıya bırakır. Ama herkes bir başkasının yetki alanına giriyor ve kendi görevini yapmıyor. Yargı kararlarıyla konuşmak yerine demeçleriyle konuşuyor. Yasama düzenlediği yasalarla konuşmak yerine şikayetlerle gündeme geliyor. Yürütme de çözümlerle değil sorunlarla gündeme geliyor."
Yargıtay bildirisinde hükümetin kapatma davasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak suç işlediğinin öne sürüldüğünü hatırlatan Yazıcıoğlu, "Eğer suç işlediyse dava açılmalıdır. Yargının görevi şikayet etmek değil" diye konuştu.
Türkiye'de sürekli gerilime yönelik gündem oluşturulması halinde sorunlara çözüm üretilemeyeceğini vurgulayan Yazıcıoğlu, bunun faturasını milletin ödediğini belirtti. Yazıcıoğlu, yasal düzenlemeler yapılırken uzlaşma aranması ve sağlanması halinde bu yasaların engellenmesinin de söz konusu olmayacağını belirtti.