İDDK: Disiplin cezası verilirken iyi halden bir alt ceza verilmesi zorunlu değil

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, öğretim üyesi olarak görev yapan davacının, intihal suçunu işlediğinden bahisle 2547 sayılı Kanunun 53. maddesinin (b-5) fıkrası uyarınca Üniversite Öğretim Mesleğinden Çıkarma Cezası ile tecziyesine ilişkin işlemde daha önceki çalışmalarının ve sicilinin olumlu olması ve soruşturmacının da alt ceza uygulanmasını dikkate almayan idareyi haklı buldu.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 24 Ağustos 2024 00:10, Son Güncelleme : 22 Ağustos 2024 09:38
İDDK: Disiplin cezası verilirken iyi halden bir alt ceza verilmesi zorunlu değil

İlk derece mahkemesi: İyi hali illa dikkate almak zorunda değil
2547 sayılı Kanun'un 53/D maddesinin üçüncü fıkrasında, idareye kendilerine disiplin cezası verilenlerden geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alanlara bir derece hafif olan disiplin cezasını uygulamak konusunda takdir hakkı tanındığı, anılan anayasal ve yasal düzenlemeler karşısında; söz konusu yetkinin kullanılması açısından idarenin yargı kararıyla yönlendirilmesine veya takdir hakkına müdahale edilmesine hukuken olanak bulunmadığından davacının bu talebi yerinde görülmemiştir.

İstinaf bu kararı onamakla birlikte Danıştay 8. Dairesi bu kararı bozmuştur

Gerekçesi:
Dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarının incelenmesinden, davacının dergide yayınlamış olduğu makalesinde intihal eylemini gerçekleştirdiğinin kabulü ile birlikte; daha önceki çalışmalarının ve sicilinin olumlu olması ve soruşturmacının da alt ceza uygulanması gerektiğine yönelik görüşü dikkate alındığında, davacıya 2547 sayılı Kanunun 53/D maddesi uyarınca bir alt ceza uygulanmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

İlk derece mahkemesi kararında ısrar etmiş ce İDDK'da bu kararı onamıştır.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2023/1099
Karar No: 2024/1133

İSTEMİN KONUSU:
. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, ... Fakültesi, ... Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapan davacının, intihal suçunu işlediğinden bahisle 2547 sayılı Kanunun 53. maddesinin (b-5) fıkrası uyarınca Üniversite Öğretim Mesleğinden Çıkarma Cezası ile tecziyesine ilişkin . tarih ve . sayılı kararın iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
. İdare Mahkemesi'nin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesinden; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53/b-5 maddesindeki başkalarının özgün fikirlerini, metotlarını, verilerini veya eserlerini bilimsel kurallara uygun biçimde atıf yapmadan kısmen veya tamamen kendi eseri gibi göstermek fiilini işlediği sabit olan davacıya, bu fiilinin karşılığı olarak maddede düzenlenmiş olan "akademik bir kadroya bir daha atanmamak üzere üniversite öğretim mesleğinden çıkarma" cezasının, atamaya yetkili amirin teklifi üzerine, yetkili kurul tarafından verilmesine dair dava konusu Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun ... tarih ve ... sayılı oturumunda alınan 2019/105 karar sayılı dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı,

Öte yandan, gerek davacı, gerekse davacı vekili tarafından dilekçelerde; getirilen teklif doğrultusunda alt ceza uygulaması yapılarak "Kademe ilerlemesinin durdurulması" cezası verilmesi ancak davacının halen 1.derece 4.kadroda bulunduğundan Kanun'un 53/D-6 fıkrası uyarınca anılan cezanın "brüt aylığının 2/4 ile 1/2'si oranında aylıktan kesme" şeklinde infaz edilmesi gerektiği ileri sürmüşse de, Anayasa'nın 125. maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesinde, "takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez." kuralına ve yine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 2. fıkrasında da, "İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler, yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler." kuralına yer verilerek, 2547 sayılı Kanun'un 53/D maddesinin üçüncü fıkrasında, idareye kendilerine disiplin cezası verilenlerden geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alanlara bir derece hafif olan disiplin cezasını uygulamak konusunda takdir hakkı tanındığı, anılan anayasal ve yasal düzenlemeler karşısında; söz konusu yetkinin kullanılması açısından idarenin yargı kararıyla yönlendirilmesine veya takdir hakkına müdahale edilmesine hukuken olanak bulunmadığından davacının bu talebi yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:
Danıştay Sekizinci Dairesinin 31/01/2023 tarih ve E:2022/2672, K:2023/235 sayılı kararıyla; dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarının incelenmesinden, davacının dergide yayınlamış olduğu makalesinde intihal eylemini gerçekleştirdiğinin kabulü ile birlikte; daha önceki çalışmalarının ve sicilinin olumlu olması ve soruşturmacının da alt ceza uygulanması gerektiğine yönelik görüşü dikkate alındığında, davacıya 2547 sayılı Kanunun 53/D maddesi uyarınca bir alt ceza uygulanmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, bu itibarla, davanın reddi yönündeki karara yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti:
. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; dava konusu disiplin cezasının dayanağı olan soruşturma raporunda alt ceza uygulanması yönünde getirilen teklifin disiplin cezası vermeye yetkili merci tarafından kabul edilmeyerek, suçun ağırlık ve niteliğine göre sübut bulan fiile karşılık gelen cezanın verildiği ve 2547 sayılı Kanun'un 53/D maddesinde alt ceza uygulanması yönünde idareyi icbar eden bir hüküm bulunmadığı, alt ceza uygulanıp uygulanmaması hususunun idarenin takdirine bırakılmış bir yetki olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacı tarafından, esasa yönelik argümanlarının dikkate alınmadığı, tahkikatın noksan yapıldığı ve hukuki dinlenme hakkının ihlal edildiği, Yükseköğretim Kurulu tarafından önerilen cezanın üstünde ceza vermek suretiyle yasanın vermediği bir yetki kullanılarak yetki gaspı yapıldığı, dava konusu Yüksek Disiplin Kurulu kararının 2547 sayılı Kanunun 53/D-3 maddesi kapsamında bir alt ceza tesisi için yapılan talebe rağmen bir üst cezanın verilmesi yönünden gerekçesiz olduğu, davacının akademik ve idari kariyerinde dava konusu disiplin cezasının haricinde hiçbir cezası bulunmadığı, görevini layıkıyla ifa eden bir idareci olduğu, savunma istem yazısının tebliği üzerine davalı Yükseköğretim Kurulu Yüksek Disiplin Kurulu'na başvurarak savunmasını
hazırlayıp dinletmek istediği tanıklarını hazır bulundurmak için bir aylık ek süre talep ettiği, ancak bu talebine olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmediği, 17/10/2019 tarihinde Yüksek Disiplin Kurulu huzurunda gerçekleştirilen sözlü oturumda tanıklarını hazır etmesi için süre verilmesini yeniden talep ettiği, bu talebinin Yüksek Disiplin Kurulu tarafından kabul edilmediği, bu nedenle savunma hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davalı idareler tarafından, ısrar kararının hukuka ve usule uygun bulunduğu, davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK H KİMİ .'IN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin reddi ile ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının duruşma istemi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava daireleri ile bölge idare mahkemelerinin temyize tabi kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin temyize konu . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan .-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya iadesine,
4. Bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 22/05/2024 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber