Mesleği inşaat mühendisi olan belediye meclis üyesinin yapacağı yapamayacağı işler nelerdir?
5393 sayılı Kanun, Danıştay Kararı ve İçişleri Bakanlığı Görüşleri hep birlikte dikkate alındığında, mesleği örneğin inşaat mühendisi olan bir belediye meclis üyesi kendi belediyesi dışında özel-kamu tüzel kişiliklerinden, gerçek kişilerden mesleğini icra edebilecek işleri yürütmesinde herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun "başkan ve meclis üyelerinin yükümlülükleri" başlıklı 28'inci maddesine göre; belediye başkanı görevi süresince ve görevinin sona ermesinden itibaren 2 yıl süreyle, meclis üyeleri ise görevleri süresince ve görevlerinin sona ermesinden itibaren 1 yıl süreyle, belediye ve bağlı kuruluşlarına karşı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak taahhüde giremez, komisyonculuk ve temsilcilik yapamaz.
Danıştay 8. Daire kararında (T:16.05.2007, E:2006/1679, K:2007/2963);
" Dosyasının incelenmesinden; ....belediye meclisi üyesi olan ve aynı zamanda serbest mimarlık mesleğini de yürüten davacının, bir taşınmaz üzerindeki yapıda yapılacak tadilat için mimari proje müellifi olarak hazırladığı tadilat projesinin onaylanması isteminin yukarıda anılan Yasa maddesi hükmü gereği kabul edilmediği anlaşılmaktadır.
Olayda, mimar olarak serbest mimarlık faaliyetinde bulunan davacının, serbest meslek faaliyeti kapsamında bir kişiye ait yapı ile ilgili olarak hazırladığı projesini belediyeye onaylatması, yukarıda anılan Yasa hükümlerinde belirtilen "belediyeye karşı bir taahhüde girmek, komisyonculuk ve temsilcilik yapmak " eylemleri arasında kabul edilemez. Aksinin kabul edilmesi davacının anayasal hakkı olan çalışma özgürlüğünün engellenmesi sonucunu doğurur.
Bu durumda; davacının bir yapıda yapılacak tadilat nedeniyle hazırladığı projenin, onaylanması için yaptığı başvuru üzerine oluşturulan . Belediyesinin işlem ve onayını gerektiren konularda iş alamayacağına ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir."
Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğünde; "komisyonculuk" bir iş karşılığında yüzde alan kimse, simsar veya kabzımalın yaptığı iş; "temsilcilik" aracı olarak başkası adına mal satmakla görevlendirilen ve çoğunlukla yasal çalışma yeri ve elinde malı bulunmayan kişinin yaptığı iş; "taahhüt" söz verme, yüklenim şeklinde tanımlanmıştır.
Kanun koyucu, belediye başkanları ve meclis üyelerine görevlerini yaparken bir takım sınırlamalar ve yasaklar getirdiği, nitekim 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 28'inci maddesinde yapılan düzenleme ile belediye başkanı ve meclis üyelerinin maddede belirtilen süreler içinde, seçilmiş olma nitelikleri ve kamu gücü kullanmalarından dolayı, belediye ve bağlı kuruluşlarına karşı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak taahhüde girerek, komisyonculuk ve temsilcilik yaparak kendilerine menfaat temin etmelerinin engellenmek istendiği, bu durumda belediye başkanı ve meclis üyeleri için yasaklanan faaliyetlerin; anılan maddede belirtilen süreler içinde belediye ve bağlı kuruluşlarına karşı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak taahhüde girmek, komisyonculuk ve temsilcilik yapmak olduğu, yukarıda yapılan tanımlar ışığında; mesleği komisyonculuk, temsilcilik veya müteahhitlik olan belediye başkanlarının ve meclis üyelerinin, maddede belirtilen süreler içinde doğrudan doğruya veya dolaylı olarak, belediye ve bağlı kuruluşlarına karşı bu mesleklerini icra edemeyecekleri, komisyonculuk ve temsilcilik yapılamaması hususu net olmakla birlikte, taahhüde girememe konusunun izahında fayda bulunduğu, taahhüdün "yüklenim" anlamına geldiği, yüklenim ve yüklenicinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 4'üncü maddesinde; "Üzerine ihale yapılan ve sözleşme imzalanan istekliyi ifade eder." şeklinde tanımlandığı, yani 5393 sayılı Kanunun 28'inci maddesinde getirilen taahhüde girememe yasağı hükmünün belediye başkanı ve meclis üyelerinin belediye ve bağlı kuruluşlarına karşı maddede hükmolunan süreler içinde doğrudan veya dolaylı olarak ihaleye giremeyeceği hususunu düzenlediği, mesleği inşaat mühendisi, mimar vs. olan meclis üyelerinin kendi mesleklerini icra etmelerinden dolayı imar mevzuatından kaynaklanan birtakım proje vs. gibi dokümanların belediyesince onaylanmasının yasal bir zorunluluk olduğu, mevzuattan kaynaklanan bu zorunluluk durumunun belediye veya bağlı kuruluşlarına karşı bir taahhüde girmek şeklinde yorumlanmaması gerektiği, yasaklamanın bu kişilerin belediye veya bağlı kuruluşlarının yapmış olduğu ihalelere girmeleri, temsilcilik ve komisyonculuk yapmaları hususunda olduğu, yoksa herhangi bir özel veya tüzel kişinin yaptırdığı inşaat projesinin, neticede belediyede onaylanması sebebiyle o meclis üyesinin inşaat mühendisliği veya mimarlık mesleğini o belde sınırları içinde icra etmesini engellemenin uygun olmayacağı, dolayısıyla mesleği inşaat mühendisi, mimar vs. olan meclis üyelerinin, görev yaptıkları belde sınırları dahilinde, belediyeye karşı bir taahhüde girmek, komisyonculuk ve temsilcilik yapmak" kapsamında yer alabilecek işler dışında bu mesleklerini icra edebilecekleri, mevzuatta bu hususu engelleyici veya sınırlandırıcı bir düzenlemenin bulunmadığı, bununla birlikte; konunun hassasiyetine binaen belediye meclis üyelerince, görevin kötüye kullanıldığı izlenimi verecek ve yanlış anlaşılmalara sebep olabilecek uygulamalardan kaçınılması ve dikkatli hareket edilmesi ile valilik ve kaymakamlıklarca da bu anlamda görevini kötüye kullandığı tespit edilenler hakkında gerekli yasal işlemlerin anında yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Konu hakkında aynı minvalde İçişleri Bakanlığı'nın bir görüş yazısı bulunmaktadır (T:24.01.2012, S:1236). Yine aynı şekilde bir başka görüşü de bulunmaktadır (T:12.07.2005, S:2797). Bu görüş yazısında da; Belediye Kanunu'nun 28'inci maddesi ile maddede belirtilen süreler içerisinde meclis üyelerinin belediye ve bağlı kuruluşlarına karşı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak taahhüde giremeyeceği, komisyonculuk ve temsilcilik yapamayacağı ilkesi getirilmiş, ancak herhangi bir meslek grubu bakımından istisna tanınmamıştır. Ancak, bu hususun belediye meclis üyeliğine seçilen bir meslek mensubunun serbest biçimde mesleğini icradan alıkoyacak şekilde yorumlanmaması gerekmektedir. Şöyle ki, belediye meclis üyesi seçilen bir mimar, mühendis veya benzeri meslek mensubunun beldede bulunan herhangi bir kişiye proje çizmesinin, neticede bu projelerin bir şekilde belediyeye intikal edeceği ve belediyenin yetkili birimleri tarafından onaylanacağı düşünülerek, bu işlemin dolaylı olarak belediye ile iş ilişkisine girildiği şeklinde yorumlanmaması gerekmektedir. Bu çerçevede, belediye meclisi üyesi olan meslek mensuplarının yaptığı bu faaliyetlerin belediyeyi direkt olarak ilgilendirmediği ve kişilere çizilen proje ile belediyeye karşı doğrudan veya dolaylı olarak taahhüde girilmiş olamayacaktır.