Bahçeli ikinci Sevr hayalini engelledi!

Devlet Bahçeli'nin Öcalan çıkışı Türkiye'de olduğu kadar bölge ülkeleri ve dünya genelinde de şok etkisi yaptı. Tarihi çıkışı gazetemize yorumlayan Türk ve Kürt aydınların ortak görüşüne göre, Bahçeli bu hamlesiyle, hazırlanan ikinci Sevr projesinin bozulmasını sağladı.

Kaynak : Türkiye
Haber Giriş : 25 Ekim 2024 08:07, Son Güncelleme : 25 Ekim 2024 10:59

Türkiye Gazetesinden Yılmaz Bilgen'in haberine göre MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Öcalan çıkışı Türkiye'de olduğu kadar bölge ülkeleri ve dünya genelinde de şok etkisi yaptı. Tarihi çıkışı gazetemize yorumlayan Türk ve Kürt aydınların ortak görüşü sarf edilen sözlerin arka planında güçlü bir devlet aklı yattığı yönünde. Bu çıkışla her geçen gün etkisi daha fazla hissedilen harici kuşatma ve coğrafyamızla ilgili yapılan karanlık planların engellenmesinin ve hazırlanan ikinci Sevr projesinin bozulmasının hedeflendiği kanaati yaygın.Milliyetçi kanatta baskın bir biçimde eleştirilen husus ise teröristbaşının Mecliste konuşturulması ile ilgili kısım. Bir sonraki aşamada devlet imkanlarının da aynı minvalde seferber edileceği, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sahaya inerek Van, Diyarbakır başta olmak üzere bölgede büyük çaplı miting ve görüşmeler gerçekleştireceği belirtiliyor.

SINIRLARI KİMİN NASIL DEĞİŞTİRECEĞİ İLE İLGİLİ BİR HAMLE
Ülkücü hareketin önemli isimlerinden Mahir Damatlar, yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: ''Devlet Bey'in sözlerini, DEM Parti eş başkanı ya da Erdoğan söylese elbette farklı yorumlanırdı. Cumhurbaşkanı için gelecek seçim, DEM Parti için ideolojik aidiyet ve menfaat vesair yorumları yapılabilirdi. Ancak bu ifadeler Devlet Bahçeli tarafından dile getiriliyorsa ise çok ama çok farklı anlamak lazım. Bunun mutlaka bir önü ve arkası vardır. Farklı bir okuma biçimi geliştirmek zorundayız. Bahçeli, çok ciddi bir siyasi risk alıyor olmanın yanında PKK'nın terör etkinliği güçlü iken bunları dese yine farklı bir anlam çıkardı. Her ne kadar sahada siyasal bölücülük varlığını sürdürüyor olsa da esas mesele dışarıda büyüyen tehdidi engelleme hamlesiydi bu. Devlet Bahçeli'nin politik geçmişi tartışılabilir anca Devlete olan sadakati tartışılmaz. Bizim de içerisinde olduğumuz coğrafyada sınırların değiştiği tartışmasız bir gerçek. Şimdi bu adım bir anlamda harita ve sınırların leyhte mi, aleyhte mi değişeceği ile ilgili görülmeli, okunmalı.''

YENİ BİR SEVR DAYATACAKLAR
Kürt kanaat önderlerinden İbrahim Güçlü'nün konuya ilişkin değerlendirmesi ise bu süreçte başta ABD ve İsrail olmak üzere örgütün Rusya, İran, Avrupa, Esad, bağlantıları daha da belirginleşir ve PKK'nın ipliği pazara çıkar yönünde. Güçlü'nün bu noktada dikkat çektiği konu olayın Abdullah Öcalan'dan ibaret kalmaması gerektiği hususu. İbrahim Güçlü, "Kürtlerin talepleri rasyonel düzeyde dikkate alınmalı. Sınır değişecek endişesi ile girilen yolda Kürtlerin talepleri PKK'nın dışında dinlenmeli ve çözüm üretilmeli. Şayet etrafımızda büyüyen ateş topunun herkesi yakacağı anlatılacak ise tüm Kürtler kucaklanmalı ve muhatap alınmalı. Kürtlerin iradesi Kandil'in ya da Öcalan'ın elinde değil. Şayet bu çıkışla PKK ve Öcalan gerçeği ortaya konulacaksa dozu çok iyi ayarlanmalıdır. Milli bütünlüğün anahtarı sizin elinizde tarzı bir imaj Türk, Kürt herkese büyük zarar verir. Ayrıca Apo'nun ikili üçlü oynama ihtimalleri ve geçmişi de göz önünde tutulmak zorunda. Kardeşliği tesis açısından başarılı bir girişim olursa içeride zaten silahlı gücü kalmayan PKK, Kürt halkından tamamen soyutlanır. Hepimiz yeni bir Sevr masasının kurulduğunu sahadaki faaliyetlerden çok net görüyoruz. Herkes hesabını buna göre yapmalı" şeklinde konuştu.

DEPREM ETKİSİ YAPTI
Bir diğer Kürt kanaat önderi ve Aşiretler Federasyonu Başkanı Rasim Aslan, "Devlet Bey'in çok zor bir dönemde inisiyatif aldığını kaydetti ve milli bütünlüğü koruma adına biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız" dedi. Son üç günde gelen tepkilerin olağanüstü olduğuna vurgu yapan Aslan, "Bu sözler Kürt sokağında resmen deprem etkisi yaptı. Hatta Irak, Suriye ve İran'da şok etkisi yaptı. Devlet Bey kişisel kanaatime göre çok büyük risk aldı. Bu olayın dünya ölçeğinde etkileri olacaktır. Ben daha bugünden Dem-PKK-Öcalan üçgeninde çatlaklar ve kavgaların yaşanacağını rahatlıkla söyleyebilirim. Yine iç dinamikler kadar KYB, KDP, İran, Suriye denkleminde de büyük etki yaptı. Dahilde ve hariçteki gücümüzün kaynağı birlikteliğimizdir. Bu manada yeniden Çanakkale ruhunu inşa etmek zorundayız. Türkiye'nin en büyük STK'sı olma niteliği taşıyan Aşiretler Federasyonu bu sürece her türden desteği vermeye hazırdır" dedi.

AÇILIM SÜRECİNİN TEKRARI DEĞİL
Açılım sürecinin önemli isimlerinden ve Akil Adamlar arasında yer alan Ahmet Tarık Çelenk, yeni dönem kodlarının geçmiş açılım sürecinden farklı olacağını söyledi. Projenin anayasal demokrasi ve meşru platformlar nezdinde yürütülmesi gerektiğini savunan Çelenk, "Her şeyden bu milli bir projedir. Kimsenin bundan yana endişesi olmamalı. İyi niyetli bir çağrı yapıldı. Barış süreci daha çok iç dengelerin gözetildiği bir açılımdı. Şu an çok daha başka kaygılar hakim. Açık bir çevreleme tehdidi ile karşı karşıyayız. Üstelik de Kürtler üzerinden tehlikeli bir senaryo yazıldı ve uygulanmaya çalışılıyor. Devlet Bey'den bu çağrının gelmesi önemliydi ancak doğru siyaset temelinde süreç çok iyi yönetilmeli. Doğru müzakere biçimi ve yerinde adımlarla kazançlı çıkılan bir durum olacağına inanıyorum. İçeride teorik anlamda iyice pişmeden dışa vurulduğunu düşünmüyorum. Bu noktada sabırlı olmak ve sonuçlarını beklemek zorundayız" dedi.

KARŞI OPERASYON
Emekli Kurmay Albay Gürsel Tokmakoğlu'nun konuyla ilgili tespitleri ise çok daha dikkat çekici. Öcalan'ın teslimine dair ABD'nin ne gibi teminatlar istediği ve nelerin verildiği kısmının çok önemli olduğunu kaydeden Tokmakoğlu, "Bu katil 25 yıldır elimizde ve örgütte varlığını sürdürüyor. Gelinen noktada halen sınırları belli olmayan İsrail'e sınır çiziliyor. Diğer yandan Akdeniz'deki zenginlikle ilgili dev şirketler acele edin diye başat aktörleri sıkıştırıyor. Kimin elinde ne var görmek istiyorlar. İşin özü bu. Ayrıca 5 Kasım yani ABD seçimlerinin bittiği günle ilgili herkesin bir hazırlığı var. Denklemin yeniden şekillendiği bu vasatta Kürt kartı bir çok aktör için çok önemli hale geldi. Türkiye'de bu tehdidi gördü ve hamlesini yaptı. Kişisel kanaatim FETÖ'yü alıp Öcalan'ı veren CIA operasyonuna karşı bir milli refleks sergileniyor. Bölge daha karmaşık bir hal alıyor ve Türkiye kendi asli unsuru olarak gördüğü Kürtlerin böylesine kirli bir planın parçası olamaması adına karşı operasyona girişti" ifadelerini kullandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber