Tarımın Enstitüleri Nereye Doğru Eviriliyor?

Bugün ekmek yediniz mi, ya da buğday ürünü bir gıda? Peki güvenilir olduğunu sorguladınız mı? Sorgulamadınız! Aklınıza bile gelmedi mi? Öyleyse bu cehaletten değilse güvendendir! Evet güvenin çünkü buğday da yerlilik ve millilik yüzde doksanlarda.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 06 Kasım 2024 12:48, Son Güncelleme : 06 Kasım 2024 12:49
Tarımın Enstitüleri Nereye Doğru Eviriliyor?

Yerli ve Milli Tarım ürünlerinin bir dayanağı var!

Bugün ekmek yediniz mi, ya da buğday ürünü bir gıda? Peki güvenilir olduğunu sorguladınız mı? Sorgulamadınız! Aklınıza bile gelmedi mi? Öyleyse bu cehaletten değilse güvendendir!

Evet güvenin çünkü buğday da yerlilik ve millilik yüzde doksanlarda. Güvenin çünkü farklı gıda konseptlerine dönüşen buğday, hammaddesi olan tohum, yerli ve milli ıslahçıların emekleriyle kendimize yeter duruma getirilmiş durumda. Bugün yediğimiz ekmek dünün emeğiydi, yarının ki ise bugünün emeği olacak! Bunun hep sürmesini istiyoruz. Yarına da, öbür güne de kalsın, hem de daha bereketli ve hep güvenli kalsın istiyoruz. Diğer tarımsal ürünlerde ve onların hammaddelerinde de yeterlilik derecesinde yerliliğin ve milliliğin başarılmasını istiyoruz.

Meyvede de yerli ve milliden yana başarımız yüksek, sebzede gelişmeye devam ediyoruz. Diğer tarımsal ürünlerin hammaddeleri olan tohumlarda da yüksek yerlilik beklentilerimiz var. Evet işte bütün bu beklentilerin bir dayanağı var.

Bu dayanak yüz yıla aşkın süredir devam eden, başını devletin tarım enstitülerinin çektiği yerli ve milli araştırma ve ıslah çalışmalarıdır. Bu araştırma ve ıslah çalışmaları büyük oranda bedeni ve zihni fedakarlık isteyen çalışmalardır. Bu fedakarlığın sürekli bir şekilde faydaya yani ürüne dönüşebilmesi için sistemli ve düzenli, zemine ve zamana ihtiyaç vardır.

Tarım Enstitüleri, ortaya çıkardığı ve çıkarabileceği ürünlere bakılınca sistemli ve düzenli organizeyi hak ediyor!

Tarımsal alanda araştırma ve ıslah çalışmalarının ağırlıklı olarak yürütüldüğü Tarım Enstitüleri, ortaya çıkardığı ve çıkarabileceği ürünlere bakılınca sistemli ve düzenli organizeyi hak ediyor. Zemini ve zamanı bu sistem dahilinde kullanarak uzun yıllar boyunca çoğu zaman kıt imkanlarla, klasik yöntemlerle, beden gücüyle yakın zamana kadar varlığını koruyarak ve hatta kendini geliştirerek taşıdı. Ancak yakın zamanda ve halen modernize olmayı ve yönetimsel yenilenmeyi uluslararası emsallerine göre uygun şartlarda, yeterince başaramadığı için bugün güvenle yediğimiz buğday gibi yerli ve milli ürünleri yarına da aynı güvenle taşıyabilir miyiz, diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz!

Teknik donanım olarak; ekip, bina, teknik araç ve gereç bakımından yeterince modernleşen ancak zihinsel ve yönetimsel manada modernleşmek bir yana sıradanlaşan, evraklaşan, basitleşen, istepleneşen, her geçen gün nitelik kaybı yaşayan ve günün sonunda da görsel bir meze izlenimi veren bir şekle dönüşmesi tehlikesiyle karşı karşıya olan asırlık çınarların bu haliyle yarınlara taşınması kaçınılmaz olarak muhal görünüyor.

Araştırma ve bitkisel ıslah alanında ilham ve umut veren ustalarını bir bir kaybeden, yerine yenisini koyamayan, yol göstericiliğini kaybetmesiyle birlikte yeni nesil araştırmacılara, bu haliyle yerlilik ve millilik bilincini yeterince taşıyamayan tarımsal araştırma süreci, ulusallıktan kişiselliğe dönüşme ve yön bilincini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

Tarımsal araştırmalarda zihinsel ve yönetimsel kısırlığın yanında, ülkesel hedefsizlik, önlenebilir!

Artık tarımda yerli ve milli ürün geliştirme kavramı, yeni nesil birçok araştırmacıyı heyecanlandırmıyor. Gündemine dahi girmiyor. Çünkü oluşan boşluktan, hedefsiz salınımlardan kaynaklı gündemleri kişisel geleceğe odaklanıyor. O da ya parasal olarak daha iyi bir firma ya da akademik bir ortam. Peki, bunun sebebi nedir? Elbette ki zihinsel ve yönetimsel kısırlığın yanında, bütünlüğü sağlaması gereken organlar arasındaki uyumsuzluk ve tarımsal araştırma konusunda ülkesel hedefsizlik!

Zihinsel ve yönetimsel modernleşmeyi bir gereklilik olarak görmeyen her anlayış bir süre sonra dinamikliğini ve üretkenliğini kaybedebilecek ve bu duruma düşen kurumların varlığı da fazlalık olarak görülecektir.

Araştırma kavramının ana unsurları olan zihinsel ve yönetimsel bütünlüğü oluşturan organlar arasındaki uyumsuzluğun ve ulusal hedefsizliğin, ruhuna uygun bir şekilde önüne geçilmezse her organ kendinden beklenen performansı sergileyemeyecek, araştırmacı da, bugün emarelerini gördüğümüz kendi kişisel hedefine yönelecektir.

Bugün dünün emeğini, birçok meyve türünde, buğdayda, arpada, bazı baklagillerde ve bazı sebzelerde, yerlilik ve millilik yönüyle zirveye taşıyan araştırmacılar; tarım enstitülerinin zihinsel ve yönetimsel modernleşmesini ruhuna uygun sağlayamadığı, branşlar, disiplinler ve yetkinlikler arası uyumu gerçekleştiremediği takdirde kısır döngü devam edecek, kişisel hedefler ulusal hedeflerin yerini alacaktır. Tarımın Ar-Ge'sinde yerlilik ve millilik eksilerek devam edecektir. Gıda da yarının maliyeti, her bakımdan bugünden daha pahalıya mal olacaktır.

M.Salih DEMİRTAŞ

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber