İzmir'de 5 kardeşin hayatını kaybettiği yangın Meclis gündeminde
DEM Parti'li Temelli 5 kardeşin hayatını kaybettiği yangınla ilgili iktidarı "Yoksullukla mücadele programınız yok. O ev gibi evlerde yaşayan yüz binlerce çocuk var" sözleriyle eleştirdi. AK Parti'li Zengin ise Temelli'ye "Dönüyorsunuz, dolaşıyorsunuz, her şeyi paraya bağlıyorsunuz" yanıtını verdi
TBMM Genel Kurulu'nda, İzmir'in Selçuk ilçesinde anneleri Melisa Akcan'ın kapıyı üzerlerine kilitleyip hurda toplamaya gittikten sonra çıkan yangında hayatını kaybeden yaşları 1-5 arasında değişen 5 kardeş ile ilgili tartışma çıktı. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "İzmir yangınında 5 kardeş yaşamını yitirdi. Bu kardeşlerin isimlerini size okumak istiyorum unutmayın diye, Fadime Nefes 5 yaşında, Funda Peri 4 yaşında, Aslan Miraç 3 yaşında, Masal Işık 2 yaşında ve Aras Bulut Akcan 1 yaşında. Anne ihmalden gözaltında ama siz o evi gördünüz mü? Esas ihmalde bulunan sizlersiniz" ifadelerini kullandı.
"İhmalinizin belgesi bütçede"
"Keşke fırsat olsa da sizi ihmalden gözaltına alsak" diyen Temelli
şöyle devam etti: "İhmalinizin belgesi nerede mi? İşte bütçede, bütçe komisyonunda
görüşülüyor. Neyi ihmal ettiğiniz için o çocuklar yanarak can verdi biliyor
musunuz? Bütçeden o çocuklara para ayırmak yerine kaynakları silaha ayırdığınız
için, bütçeden o çocuklara kaynak ayırmak yerine, yoksullukla mücadele etmek
yerine o kaynakları sermayeye ayırdığınız için. Belgesi bütçede, gidin, bakın;
sermayenin 3 trilyon lira vergi borcunu siliyorsunuz, sonra da anne gözaltında.
'Annenin ihmalinden çocuklar öldü', hayır, sizin ihmalinizden bu ülkede çocuklar
ölüyor ve o çocuklara bir öğün yemeği çok gören zihniyet sermayeye 3 trilyon
lirayı peşkeş çekebiliyor. Bunu kabul etmiyoruz. Bu ihmalin sorumlusu bu iktidardır,
bu iktidarın aslında ekonomi politikalarıdır."
"Resmi gösterirken acı çekiyorum"
Temelli'nin Ardından Genel Kurul'da söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir
ise İzmir'de yaşanan yangın ile ilgili şunları söyledi: "O evin ben üzülerek
resmini göstermek istiyorum. Bu resmi gösterirken büyük acı çektiğimi de bilmenizi
isterim. Ama bu devirde, bu dünyada 5 çocuğun böylesine bir şekilde, böylesine
bir yoksulluk içerisinde ve ihmal sonucunda yaşamını yitirmesi asla kabul edilemez.
Burada her birimizin sorumluluğu olduğunu, her birimizin yapabileceği bir şeyler
olduğunu, hele hele bu Mecliste görev yapan her bir milletvekiline görev düştüğünü
bilmek zorundayız. Elbette ki ülkeyi yönetenler iktidar partisi, Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanlığı iktidar partisinde. Mutlaka yapılması gerekenler var, eksik
yapıldığı çok belli ama bugün burada, bir tartışmayı, bir suçlamayı, bir eleştiriyi
büyütmek yerine şu resim karşısında vicdanları ayağa kaldırıp, elimizi uzatıp
gerçekten ne yapılması gerekiyorsa yapalım demek gerekiyor. CHP Grubu olarak
özellikle bütçe çalışmaları yaptığımız bu süreçte, bu tip çocuklara ve ailelere
mutlaka sosyal yardımların ulaştırılması, bu çocukların mutlaka koruma altına
alınması ve ülkemizdeki derinleşen yoksulluğun mutlaka giderilmesi için, sosyal
devlet ilkesinin yaşama geçirilmesi için neler yapılması gerekiyorsa tek tek
yapılması gerektiğini düşünüyoruz."
"Bakanlık 18 kez bu aileyi ziyaret etmiş"
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise çocukların evde yalnız bırakılmasının
anlaşılabilir olmadığını kaydederek, "Şimdi, bu konuyla ilgili olarak yapılan
çalışmalara baktığımız zaman şunu görüyoruz. Ailenin babası hapiste, 8 yıl hapis
cezası almış, annenin maalesef pek çok suç kaydı var ve Aile Bakanlığı, kaymakamlık
üzerinden bu konudan haberdar olmuş. Yani bu çocukların gerekli özenle bakılmadığını
görmüş, belediyede görmüş. Nihayetinde, çok yakında bir tarihte, 9/1/2024 tarihinde,
Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak bu çocuklarla ilgili olarak hem sağlık konusunda
hem de ailenin genel olarak bir danışmanlık alması üzerine bir karar çıkmış.
Bu vesileyle de Aile Bakanlığı tam 18 defa bu ailemizi ziyaret etmiş. Bu ziyaretlerde
aileye sağlık konusunda yardımcı olunmuş, mali destekler verilmiş; burada rakamlar
da var, aylık düzenli olarak destek verilmiş aileye, kaymakamlığın verdiği destek
dışında destekler verilmiş. Fakat tüm bunlara rağmen yani belediyenin, kaymakamlığın,
bakanlığın, mahkemenin verdiği özene, alakaya rağmen bu sonuç hasıl olmuş. Aile
Bakanlığı çocukların yeteri kadar bakılamadığını gördüğü için, bu çocukların
tamamını, 5'ini de devlet korumasına almayı aileye önermiş fakat aile bu talebi
reddetmiş. Şimdi, buradan bizim şunu yapmamız gerekiyor: Bu tarz bu konumda
olan aileler için biz Meclis olarak nasıl bir düzenleme yapmalıyız? Yani eğer
aileler buna müsaade etmiyorsa bunun karşısında devletin, kamu kurumlarının,
bakanlıkların elini güçlendiren bir düzenleme yapmamız gerekiyor" dedi.
"Yoksullukla mücadele edecek programınız yok"
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in açıklamaları üzerine söz alan DEM
Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının
gitmesi, 18 defa görüşmesi, kurumsal işleyişe yönelik çalışmaları bir tarafa,
çocuklarını vermek istemeyebilirler. Yani siz gideceksiniz, illaki zorla mı
çocukları alacaksınız, işte zihniyet burada zaten sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Önemli olan, yerinde onların sosyal yaşamı içinde ve yoksullukla baş edebilmiş
bir şekilde o ailenin korunması. Hani hep lafa gelince, 'Ailenin bütünlüğü,
ailenin bütünlüğü' aklınıza soyadında mı geliyor? Ailenin bütünlüğü, sosyal
yaşam meselesinde karşınıza çıkmalı. Yoksullukla mücadele edecek bir programınız
var mı sizin? Yok. Siz o evi gördünüz mü hiç? O ev gibi evlerde yaşayan yüz
binlerce çocuğumuz var. 4 milyon aile yoksulluk sınırı altında sosyal yardım
alıyor. Dolayısıyla Türkiye'deki fotoğraf budur. Bu fotoğrafa doğru yerden yaklaşıp
neden sonuç ilişkilerini doğru koyup yoksullukla mücadele edersek çocuklarımızın
yaşamlarını kurtarabiliriz. Aksi halde, burada her seferinde ölen çocukların
arkasından ağıt yakan anmalarla günümüzü geçirmeye devam ederiz. Sorun budur,
bu sorunu çözecek misiniz, çözmeyecek misiniz? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
gitmiş de görmüş de incelemiş de, 18 defa oraya gitmiş. 18 defa gittiğiniz için
mi öldü bu çocuklar?" değerlendirmesinde bulundu.
"Dönüyorsunuz, dolaşıyorsunuz, her şeyi paraya bağlıyorsunuz"
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli'ye cevaben söz alan AK Parti Grup
Başkanvekili Özlem Zengin, "Ben bilerek yapılan destekleri söylemedim,
ailemize bir yıl içerisinde 110 bin 705 lira Bakanlığımız tarafından, kaymakamlık
üzerinden de 9 bin lira civarında. Ayrıca, elektrik tek tek, kalem kalem var,
desteği verilmiş, başka destekler verilmiş fakat şu var: Aile tüm bunlara rağmen
çocuklarına kendi bakmayı tercih etmiş. Biz şunu görüyoruz, kimsenin çocuğunu
zaten zorla alma kastı yok. Bakınız, eğer öyle olsaydı başka bir. Öyle bir imkan
da yok zaten ama şu da var, burada annenin de hayat tarzı işte acılı günde söylemek
istemiyorum. Yani annenin de çocuklarına bakmayla ilgili bir meselesi varsa
bununla alakalı hep çağrıda bulunuyorum, yani hep beraber ortak yeni bir sistem
üzerinde konuşalım diyorum. Yani siz dönüyorsunuz, dolaşıyorsunuz, her şeyi
bir paraya bağlıyorsunuz. Yani bütün mesele, bu problemlerin olmasının sebebi
parasal sebepler mi?" diye sorarken DEM Parti Muş Milletvekili Sezai Temelli,
'Evet' yanıtını verdi. Özlem Zengin bunun üzerine, "Değil. Bunun altında
başka sebepler var. Konuşalım yani onları da arka tarafta size izah edeyim.
Yani ailenin içerisinde olan başka problemler de var. Bu kadar acılı bir günde
dönüp dolaşıp bütün meseleyi sadece paraya bağlanmanızı hakikaten anlamakta
zorlanıyorum" ifadelerini kullandı.
"Paraya bağlayan sizsiniz"
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in açıklamaları üzerine söz alan DEM
Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Biz hiçbir şeyi paraya bağlamıyoruz,
paraya bağlayan sizsiniz. İşte bütçeniz orada, paradan başka bir şey yok, bütün
hesaplarınız parayla ilgili. Sermayeye vergi indirelim, ona teşvik verelim,
müteahhitlere ödememiz aman aksamasın, halkın üzerine vergi yükleyelim, her
şey para; sermayenin partisi olduğunuz için böyle, halkın partisi olsanız sosyal
meseleleri toplumsal barış içinde çözersiniz. Dolayısıyla, mesele, '130 bin
lira verdik', '30 bin lira daha verdik.' İşte, paraya bağlamışsınız; onu söylemeyin.
Sosyal adaleti sağlayın, gelir dağılımını düzeltin, mesele bu. Paraya bağlayan
sizsiniz. Bu paranın etkisinden kurtulsanız belki de bu meseleleri çözeceğiz"
diye konuştu.
"Hiçbir şey yapmamayı kabullenemiyoruz"
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise yaşanan olaydan ders alınması gerektiğini
ve iktidarın bu sorunları çözmekle yükümlü olduğunu söyledi. Emir, "Biz
her yıl sürekli buraya geliyoruz, getiriyoruz; şu yoksulluğu, derin yoksulluğu
araştıralım, el atalım diyoruz. Türkiye'de 8 milyon kişinin aylık geliri asgari
ücretin üçte 1'inden daha az, bir kuruş sosyal güvenlik primi ödeyemiyor. Dolayısıyla,
buralara bakıp, 'Buralarda hepimizin sorumluluğu var, buraya Meclisçe el koyalım,
bu sorunları çözelim, bir daha böylesine acılar yaşamayalım' dememiz gerekmez
mi? Ve buradaki en büyük sorumluluk iktidar partisine düşüyorken dönüp burada
hiçbir şey yapmamayı kabullenemiyoruz. Gelin, bunu bir fırsata çevirelim, kuralım
bir araştırma komisyonu, hep beraber bu konuyu tartışalım" dedi.
"Sadece konuşmak için verilen önergeleri reddediyoruz"
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir'e cevaben söz alan AK Parti Grup Başkanvekili
Özlem Zengin, "Anlaşılmak ne kadar zor hakikaten. Diyor ya, 'Anlam arayışı',
yani hayattaki en önemli şey anlaşılmak. Ben de tam böyle söylüyorum, tam"
derken araya giren CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "Niye reddediyorsunuz
Sayın Başkan? Reddetmeyin o zaman önergelerimizi" dedi. Özlem Zengin bunun
üzerine, "Neyi reddetmişim, anlamadım ben. Beraber yapalım diyoruz beraber
yapalım; bunu söylüyoruz. Sadece konuşmak için verilen önergeleri reddediyoruz"
değerlendirmesinde bulundu.
"Komisyon kurulması gerekirse kuralım"
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin ise "Biz Özlem Hanım'ı
anladık, onu ifade edelim öncelikle. Tabii, yiğidi dövelim de hakkını da verelim.
Şimdi, burada iktidar partisinden bence güzel bir teklif geldi, önemli bir sorunda,
'Bunu masaya yatıralım, birlikte bir çözüm yolu bulalım' gibi değerli bir teklif
geldi. Biz bunu önemsiyoruz, bu konu önemli; bu anlamda Meclis araştırması komisyonu
kurulması gerekiyorsa komisyon kuralım, kanun çalışması yapılması gerekiyorsa
birlikte yapalım. Ben bu anlamda bu teklifi değerli bulduğumu ifade ediyorum.
Özlem Hanım'ı da anladığımızı tekrar ifade ediyorum" ifadelerini kullandı