Tarımsal Üretim Planlaması Nasıl Çözülür?
Tarımsal üretim planlamalarında genel perspektifi yakalamak mümkün olmakta ama bir türlü tarımın özüne veya özel şartlarına inilememektedir. Planlamada en önemli unsur verileri yeterince toplama, bir araya getirme, doğru değerlendirerek sonuca gitme olmalıdır. Çiftçi planlamaya rağmen kendi çiftçiliğini sürdürüyorsa planlama çek edilmelidir.
Üretim Planı ümit veriyor, o kadar!
Tarımda üretim planlaması, ülkemizde tarımın kurumsallaştığı günden beri önemli bir gündem olarak her zaman öne çıkmıştır. Zamanın şartlarına göre şekillendirilmeye çalışılarak bugünlere gelmiştir. Ancak günümüzde nüfusun artması, sağlıklı gıdaya ulaşımın zorlaşması, savaşların sarsıcı etkisi, ülkesel ve küresel piyasa şartlarıyla doğal şartların daha değişken olması, daha hassas ve sistemli üretim planını, hatta tüketim planının yapılmasını zorunlu kılmaktadır.
Üretim planlamasının, son güncellendiği şekliyle yürürlüğe girmesiyle birlikte üreticiye çözüm olabilmesi, kapsayıcılığı ve kalıcılığı açısından gözden geçirilmesi için katkıya ihtiyaç olduğu, dolaşımdaki söylemden ortaya çıkmaktadır. Dolaşımdaki söylemin, genelden daha özele yansıtılması elbette süreç istiyor. Ancak üretim planına rağmen çiftçi hala sulu tarım şartlarında en çok kar getireni tercih ediyor. Bu durumda üretim planlaması sekteye uğramakla karşı karşıya kalıyor.
Tarımda üretim planlamasının kurgusu, anlatımı genel kalıyor, uygulaması ise kısmen öze iniyor!
Planlamanın en büyük sorunu, söylemlerle uygulamaların bir türlü örtüşememesi, ardaki açıklığın düşünülenden fazla olmasıdır. Bunun ana nedeni veri eksikliği ve mevcut verilerin yerli yerinde kullanılamamasıdır. Bunun kaynağı da verileri toplama, bir araya getirme, doğru değerlendirerek, doğru yorumlayarak, olgunlaştırarak sonuca gidememedir.
Bunun içindir ki, tarımsal üretim planlamalarının geçmişinde olduğu gibi bugününde de genel perspektifi yakalamak mümkün olmakta ama bir türlü tarımın özüne veya özel şartlarına inilememektedir. Bu durum belirsizliği berberinde getirmekte, söylemde, dolu dolu cümlelerle anlatılmaya başlanan planlama, bölgeye, sahaya, araziye, tarımın özel şartlarına inildiğinde ürkek ve tutarsız uygulamalarla karşı karşıya kalınmakta, çiftçi yine bildiğini okumakta böylece plan dahilindeki tarımsal uygulamalar güvensiz ve her an değişecekmiş gibi bir usule itilmektedir.
Uzun yıllardır birbirinin benzeri şekilde gündem edilen üretim planlamaları, normalde uzun vadeli ve sürekli bir plan olarak ele alınması gerekirken, bitkisel ve hayvansal üretim bazında özelden başlayıp genele yansıması gerekirken ya da genelden başlayıp özele ulaşması gerekirken, çok az istisna hariç genelden başlayıp genelde kalma, hedefine ulaşamama sendromu yaşamaktadır. Bu çok az istisnalar ise daha çok kişisel gayretlerle gerçekleşen lokal üretim modelleridir.
Tarımsal potansiyellerde yaşanan kullanım hatası, tarımı nereye götürüyor?
Tarımın en büyük sorunlarından biri mevsimlik sebze gibi ömrü hep kısa süren yetkililik sorunudur. Bu durum doğru seçim yapılmadığını göstermektedir. Her şeyden önce doğru yetkili seçimi yapılsaydı bu kadar sık değiştirilir miydi? Seçimi yanlış yapılan ve olgunlaşması beklenmeyen yetkili, ömrü kısa olacağı kanısıyla kısa zamanda başarı sağlaması gerektiğini düşünmekte, yıllardır olduğu gibi kurguları aceleye getirmekte ve tamama erdirememektedir. Bu durum tarımın tabiatına aykırıdır. Bu halin bugüne kadar tarıma hiçbir başarı getirmediği artık görülmelidir. Tarım sabır ister, süreç ister, tecrübe ister, bilgi ister, her şeyi tavında ister. Yoksa ekmek vermez!
Savunma sanayi kadar önemli olan tarım için başarı konusunda savunma sanayi iyi bir örnektir. Savunma sanayinde aldığımız mesafede, seçiciliğin, aktarılan kaynakların ve kaynak kullanımının, yetkisel kalıcılığın aynısı tarım içinde düşünülmelidir. Acaba savunma sanayinde de iki, üç yılda bir yetkili değiştirilseydi, doğru yetkili seçimi yapılmasaydı, hedef ve hedefe giden yöntem, hedefe taşıyacak personel doğru ve disiplinli seçilmeseydi bugünkü başarı elde edilebilir miydi? Savunma sanayinde yetkili seçimi doğru yapılmış, süre ve imkan verilmiş ve kısa zamanda başarı sağlanmıştır. Bu durum başta tarım olmak üzere tüm alanlar için örnek alınmalıdır.
Tarımsal üretim planlaması söyleminde, gündem çek edilirken birkaç hatırlatma!
Tarımsal Üretim planlamasında pazar-pazarlama sorunu kalıcı ve sürekli bir şekilde çözülmezse, fiyat istikrarı ve satış zinciri sistemi tutarlı oluşturulmazsa planlamada ürkeklikten kurtulunmaz, güven ve istikrar yakalanamaz.
Sorumluluğun ve sahiplenmenin tamamen yetkiliye yüklendiği bir üretim planlamasında, planlama tutmayınca günah keçisi aranır, sık sık yetkili değiştirmek zorunda kalınılır.
Zararın tamamen üreticiye yüklendiği bir üretim planlaması, sonuçsuz kalır. Çiftçinin, üreticinin tarımdan soğumasına ve kopmasına sebep olunur, fırsatçılara gün doğar.
Piyasa şartları çok değişken ve istikrarsız olan ortamlarda daha esnek ve sorumluluğu paylaşan bir yapıda planlama yapılmazsa çok yönlü sert kırılmalar yaşanır.
Tarımsal girdilerde yerli tercih edilmezse, yerli geliştirilmezse, ürünü uyguna mal etmek mümkün olmaz, kalıcı bir plan yapılamaz.
Tarımsal üretimin geçmişi iyi analiz edilmeden yapılacak üretim planlaması işlevsel olmayacak bir süre sonra sürdürülebilirliğini kaybedecektir.
Tarımsal üretime doğrudan etki eden; araştırma geliştirme faaliyetleri, tarımsal politika üretme üniteleri, üretim faaliyetleri, devlet kaynaklı kooperatifler, birlikler, strateji belirleme kuruluşları gibi örnek teşkil eden devlet kuruluşları ve ona yakın kuruluşlar her açıdan güncel yapılanmaya tabi tutulmadan bakanlık olarak planlamada başarı sağlanması, bir sonraki jeneriğe kadar söylemi gündemde tutmaktan ibaret kalır.
H.Hüseyin YILMAZ