Kefalet sandığı kesintisine tabi olmayan personele tahsilat yaptırılabilir mi?

2489 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelikler ışığında kefalet sandığı kesintisine tabi olmayan personele tahsilat yaptırılamaz.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 24 Kasım 2024 00:10, Son Güncelleme : 20 Kasım 2024 16:43
Kefalet sandığı kesintisine tabi olmayan personele tahsilat yaptırılabilir mi?

2489 sayılı Kefalet Kanunu'nun 1'inci maddesinin birinci fıkrasına göre; 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermayeli kuruluşlarda para, menkul kıymet ve ayniyatı alıp veren ve elinde tutan; memur, sözleşmeli personel ve işçiler (geçici işçiler hariç) için müteselsil kefalet usulü kabul edilmiş ve bu maksatla tüzel kişiliği haiz Kefalet Sandığı kurulmuştur. Bu Kanundaki memur ve müstahdem ibarelerinden bu fıkrada geçen kefalete tabi personel anlaşılır.

Kanunun 13'üncü maddesine göre; bu kanunun dışında kalan Devlet teşekkülleri (hususi idareler ve belediyeler dahil) için lüzumuna göre bu kanunda yazılı esaslar dairesinde bir veya bir kaç kefalet sandığı tesis etmeğe ve bunlar için yönetmelikler çıkarmaya Cumhurbaşkanı mezundur.

Hususi İdareler ve Belediyeler Kefalet Sandığı Nizamnamesi'nin 1'inci maddesine göre; hususi idare ve belediyelerde para ve menkul kıymetleri ve ayniyatı alıp veren ve elinde tutan memur ve müstahdemler için müteselsil kefalet usulünü tatbik etmek maksadıyla (Hususi İdareler ve Belediyeler Kefalet Sandığı) kurulmuştur. Bu sandık hükmi şahsiyeti haiz ve Dahiliye Vekilliğine bağlıdır.

Hususi İdareler ve Belediyeler Kefalet Sandığı Nizannamesinin 11'inci maddesine göre; vilayetler hususi idareleriyle belediyelerde para ve menkul kıymetleri ve ayınları alıp veren ve elinde tutan ve bunların girmesinden ve çıkmasından ve saklanmasından mesul olan veznedar, tahsildar, ambar ve tevzi memurları, müteselsil kefalete bağlı olduğu gibi bu idarelere merbut müesseselerin aynı vaziyette bulunan diğer memur ve müstahdemleri dahi müteselsil kefalete bağlıdır.

Kefalet Sandığı Nizamnamesinin 17'nci maddesine göre; kadrodaki memuriyet unvanı ve vazifesinin mahiyeti itibariyle kefalete bağlı bir memuriyete tayin edilenler, kefalete tabi olmayan işlerde kullanıldıkları takdirde dahi kefalet aidatı vermekle mükelleftirler.

Mahalli İdareler Bütçe Ve Muhasebe Yönetmeliği'nin "hesaba ilişkin işlemler" başlıklı 50'nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının d/1 bendine göre; muhasebe yetkilileri de dahil olmak üzere, veznedarlardan başka hiçbir kimse bankadan para alamayacağı gibi muhasebe yetkilileri kefalete tabi olmadıklarından fiilen tahsilat ve ödeme yapamazlar ve veznedarlara vekalet edemezler.

Sonuç olarak; "para, menkul kıymet ve ayniyatı alıp verme ve elinde tutma" kefalete tabi olmanın temel unsuru olduğu dikkate alındığında veznedar ve tahsildar kadrosunda bulunmayan personele tahsilat yaptırılamaz. Ancak, Kefalet Kanunu metninde bulunmamakla birlikte, Kanunun düzenlemeleri için çıkarılan Kefalet Sandığı Nizamnamesinin yukarıda yer alan ve altı çizili ibareyi içeren 17'nci maddesinde yer alan düzenlemeyi dikkate alınarak kurumlarca bazı personelin (veznedar, tahsildar gibi) kefalete tabi tutulduğunu da söylemek mümkündür. Anayasamıza göre Tüzükler, Kanunun uygulamasını göstermek üzere Kanunlara aykırı olmamak şartıyla çıkarılabilir. Dolayısıyla, Kefalet Kanununda yapılmayan bir düzenlemenin Kefalet Sandığı Nizamnamesinin ile yapılmasının Anayasaya aykırı olup olmadığı hususu da göz ardı edilmemelidir. En nihayetinde sonuçta veznedar ve tahsildar kadrosunda bulunmayan personele tahsilat yaptırılmamalıdır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber