Taşkent: Sosyal yardımlardaki sürekli artış müjde değil
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin görüşmelerinde milletvekilleri söz aldı. AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı:"(Selçuk'ta 5 çocuğun yangında hayatını kaybetmesi) Bakanlık uzmanlarımız çocukların güvenliği için gereken mücadeleyi zaten verdi. Ancak tüm çabalara rağmen bu trajedinin önüne geçilemedi. Olayın ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı'mız Mahinur Özdemir Göktaş ile birlikte aileyi ziyaret ederek acılarını paylaştık" dedi. CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent:"Sosyal yardımlardaki sürekli artış müjde değil, bu durum AK Parti döneminde yoksulluğun nasıl kronikleştiğini gösteriyor" dedi.
TBMM (AA) - AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, İzmir'in Selçuk ilçesindeki bir evde çıkan yangında 5 çocuğun hayatını kaybettiği olaya ilişkin, "Bakanlık uzmanlarımız çocukların güvenliği için gereken mücadeleyi zaten verdi. Ancak tüm çabalara rağmen bu trajedinin önüne geçilemedi. Olayın ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı'mız Mahinur Özdemir Göktaş ile birlikte aileyi ziyaret ederek acılarını paylaştık." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin görüşmelerinde milletvekilleri söz aldı.
CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yarısından fazlasının sosyal yardımlara ayrıldığını, bu durumun "sosyal yardımlarda rekor artış" olarak sunulduğunu ifade etti.
Taşkent, "Sosyal yardımlardaki sürekli artış müjde değil, bu durum AK Parti döneminde yoksulluğun nasıl kronikleştiğini gösteriyor. Yoksulluğun bitirilmesi değil de var olan yoksulluğun sürdürülmesini mümkün kılan palyatif çözümler aradığınızı ispatlıyor. Bu övünülecek bir durum değil. Sosyal yardıma muhtaç bırakılan yurttaşların sayısı 17 milyona çıktı. Neredeyse 5 milyon hane aşırı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Peki, tüm bu yoksulluğun yükü kimin sırtında? Tabii ki kadınların. Sosyal yardım hak sahiplerinin yüzde kaçı kadınlardan oluşuyor? Geçen yıllarda bu oran yüzde 65'lerdeydi. Bu veri bize kadın yoksulluğunu bitirmeye yönelik hamleler yapıldığını göstermiyor." diye konuştu.
- "Aile, olumsuz gelişmelere karşı korunmalı"
MHP Çankırı Milletvekili Pelin Yılık, toplumsal birlikteliğin güçlendirilerek devam etmesi, sağlıklı bireylerin yetişmesi ve beşeri sermayenin niteliğinin artırılmasında aile kurumunun önemli bir işleve sahip olduğunu dile getirdi.
Ailenin toplumun en küçük birimi olmasına rağmen toplumu en iyi yansıtan temel kurum olduğuna işaret eden Yılık, "Türk toplumunun temel taşı olan aile, ekonomik ve sosyal gelişmelerin yol açtığı olumsuz gelişmelere karşı korunmalıdır. Modernleşme, kentleşme ve küreselleşme süreçlerinin ortaya çıkardığı geniş aileden çekirdek aileye dönüşüm, göç, boşanmalardaki artış gibi yapısal sorunlarla karşı karşıya kalan aile kurumu güçlendirilmeli. Aile bireyleri arasındaki bağlılığı ve aile bütünlüğünü koruyucu politikalar geliştirilmelidir. Ailenin korunması, şiddetin önüne geçilmesi konusunda kapsamlı bir ruh sağlığı yasasına ihtiyaç duyulduğu tartışılmazdır. Şiddetin ruhsal ve psikolojik yönü analiz edilmeli, yasal güvenceye kavuşturulmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, 2002'den bugüne kadar sosyal hizmet ve yardımlar alanında devrim niteliğinde projelere, hizmetlere imza attıklarını söyledi.
2002 yılında sadece 4 olan sosyal yardım programını bugün 58'e çıkardıklarına dikkati çeken Ök, şöyle konuştu:
"Sosyal yardımlara ayrılan bütçemiz 2002 yılında 1,3 milyar iken, bugün 145 milyar liraya çıkmış durumda. Bu artışlar sadece rakamsal değil aynı zamanda yoksulluğun ve eşitsizliğin azalması yönünde yaptığımız çalışmaların da göstergesidir. Sosyal yardımların gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2002'de 0,38 iken bugün yüzde 1,16'dır. Bu da sosyal devlet anlayışımızın göstergesidir. 'Siz sosyal yardımlardan faydalanan kişi sayısını artırdınız, toplumu yoksullaştırıyorsunuz' şeklinde eleştiriler yapılıyor. Ama tam aksine, aslında sosyal yardım şemsiyesini genişleterek tüm vatandaşlarımızın bu hizmetlere ulaşabilmesinin önünü açıyoruz.
2022 yılında başlattığımız Aile Destek Programı ile yoksulluk sınırının altındaki aileleri desteklemekte ve çocuk başına 850 ile 1250 lira arasında ödemeler yapıyoruz. Bu kapsamda 4,2 milyon haneye destek sağladık. Yoksulluğu azaltma noktasında da dünya genelinde ilerlemelere baktığımızda bir başarı da söz konusu. Mutlak yoksulluk oranı 2002'de yüzde 38,8 iken bu oranı 2021 itibarıyla yüzde 7,6'ya düşürmüş durumdayız."
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, aile yaşatılmadan, toplum ve devletin yaşatılamayacağını belirtti.
Ekonomide yaşanan krizin en fazla aile kurumunu etkilediğine işaret eden Temurci, "2017 yılında 3,2 milyon hane sosyal yardım almışken, şimdi bu rakam 5 milyon haneye dayanmış. Ne oldu ki bu hale geldik? Deprem, pandemi yaşandı ama kendi ligimizdeki ülkelerle karşılaştırma yaptığımızda bu kabul edilebilir bir durum değil." ifadesini kullandı.
Temurci, ekonomik koşullar nedeniyle çekirdek ailelerin büyük aileleriyle birleşmeye başladığını, gençlere verilen 150 bin liralık desteğin artan enflasyon nedeniyle yeniden düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi.
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının verilerine göre milyonlarca kişinin yardım almadan geçinemediğinin ortaya çıktığını söyledi.
Akay, şunları ifade etti:
"14,8 milyon kişi barınma, ısınma, sağlık ihtiyaçlarını yardımlarla sağlıyor. 0-17 yaş grubunda da 7 milyon civarında bir yoksulluk söz konusu. Türkiye'de düzenli sosyal yardıma muhtaç olan hane sayısı 2013 ile 2018 arasında 330 bin, 2018'den bu yana 1 milyon 100 bin arttı, Eylül 2024 itibarıyla da 14,8 milyon kişi düzenli yardıma muhtaç.
Türkiye'deki nüfusun 5'te 1'i düzenli yardıma muhtaç hale gelmiş. Düzenli yardım alan hanelerin sayısı 2013'te yaklaşık 2,3 milyon, 2018'de 2,6 milyon olarak kaydedilmişti. Buna göre, düzenli bir şekilde sosyal yardıma muhtaç olan haneler 2013'ten bu yana yüzde 63 artmış. 2018'den itibaren de yaklaşık yüzde 43 artmış."
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, şiddetin tırmandığı, kadın cinayetlerinin korkunç boyutlara ulaştığı bir dönemden geçtiklerini belirtti. Sokaklarda hakları için eylem yapan kadınların şiddete maruz kaldığını savunan Kaya, "Bu ülkede kadınlar hala yoksul, işsiz, şiddete maruz kalıyor, öldürülüyorlar. Ne yazık ki sokak ortasında cinsel tacize uğrayan kadınlar adresleri ortaya çıkmasın diye şikayetten vazgeçiyor." dedi.
- "Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip ülkeyiz"
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının merkezi bütçedeki payının sürekli küçüldüğünü söyledi.
Son yıllarda düğün maliyetlerinin çok arttığını, evlenme oranlarında ciddi bir düşüş yaşandığını belirten Usta, "Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip ülkeyiz. Çocuk nüfus oranına baktığımızda AB ortalaması yüzde 18, bizde ise yüzde 26. Ama 'çocukların durumu nedir?' diye baktığımızda OECD ülkelerinde 0-17 yaş için çocuk yoksulluk oranı yüzde 12,4, bizde ise yüzde 22,6 civarında. OECD'nin 10 puan üzerinde bir çocuk yoksulluk oranımız var. Bu çok ciddi bir oran." diye konuştu.
Usta, Türkiye'de yoksulluğun çok arttığını, hiç bir dönemde bu kadar ciddi oranda barınma krizi yaşanmadığını ifade etti.
Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir, çocuk ve kadınlara yönelik bazı şiddet olaylarını anımsatarak, hükümetin destek programlarının çöktüğünü, iktidarın sosyal yardımları bir seçim sopası olarak kullandığını savundu.
DEVA Partisi İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, Türkiye'de derin bir ekonomik kriz olduğunu, ekonomideki tahribatın en derin acısını ailelerin hissettiğini söyledi.
Günden güne derinleşen yoksulluğun çocuklar üzerinde ciddi travmalara neden olduğunu dile getiren Ösen, "Kent Lokantalarının yüzyılın icadı olarak talep gördüğü bir ülkede, işlerin yolunda gitmediğini görmeniz için daha ne yaşanması gerekiyor?" dedi.
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı da son 23 yılda çocukların her türlü tehditten korunmasına yönelik politikalar çerçevesinde büyük bir dönüşüm gerçekleştirdiklerini söyledi. Çocukların üstün yararını gözeten, onların geleceğe umutla bakmasını mümkün kılan birçok reformu hayata geçirdiklerini vurgulayan Çankırı, muhalefetin hayatını kaybeden 5 çocuğun annesine duygusal şiddet uyguladığını, bu konunun siyasi bir malzeme haline getirilmesine üzülerek şahitlik ettiklerini kaydetti.
Çankırı, "Bakanlık uzmanlarımız çocukların güvenliği için gereken mücadeleyi zaten verdi. Ancak tüm çabalara rağmen bu trajedinin önüne geçilemedi. Olayın ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı'mız Mahinur Özdemir Göktaş ile aileyi ziyaret ederek acılarını paylaştık." diye konuştu.
Anne babanın uyuşturucu kullandığına yönelik iddialara değinen Çankırı, yapılan ileri tetkiklerde anne ve babanın kanında hiçbir şey çıkmadığının anlaşıldığını vurguladı.
Çankırı, şunları kaydetti:
"Anlamadan, dinlemeden, bilmeden konuşuyorsunuz. Hepimize düşen görev bir daha böyle bir acı olayla karşılaşmamak için oturup düşünmek ve konuşmaktır. Biz bu şekilde sorumluluk bilinciyle hareket ederken sizin iktidar naraları attığınız o sözde her şeyi yapan belediyelerinizden biri olan Selçuk Belediyesi ne yaptı?"
Konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi.