Dört farklı özel şartla, alınacak aday nasıl tarif edilir?
Şırnak Üniversitesi, adrese teslim ilanın örneğini ders niteliğinde Resmi Gazete'de tarif etti!
Son günlerde, üniversitelerde özellikle öğretim görevlisi kadrolarında alınması planlanan adaya yönelik şartlarla nasıl akademisyen istihdam edildiğini birçok farklı örnekle sizlere gösteriyoruz.
Bunları sıklıkla gündem etmemizin sebebi, üniversitelerin özerk yapısından kaynaklanmaktadır.
Birisinin doğrusu, ötekisinin yanlışını düzeltmemektedir. Ancak, birisinin
yanlışı, ne yazık ki diğerine emsal olmaktadır.
Bildiğiniz üzere, 2018 yılından bu yana Yükseköğretim Kurulu öğretim görevlisi
ve araştırma görevlisi kadrolarının özel şartlar dahil olmak üzere ilan edilmesine
dair yetkisini bütünüyle üniversitelere devretti.
Hal böyle olunca, aradan geçen yedi seneye yakın sürede üniversiteler arası
birliktelik kaybolduğu gibi, aşırı derecede adrese teslim şartların yer aldığı
kadro ilanlarını hep birlikte görür olduk. İkinci bir adayın başvurusuna imkan
vermeyecek şekilde özel şartlara yer verilmesinden dolayı, lisansüstü eğitim
yapan birçok kişi umutsuzluk yolculuğuna kapıldı.
Bu durumun tersine dönmesi ancak konuyu sıklıkla gündem etmekten ve kamuoyu oluşturmaktan geçiyor.
Bu sebepten dolayı yine adrese teslim bir öğretim görevlisi ilanının nasıl hazırlandığını
sizlere izah edeceğiz.
Şırnak Üniversitemiz tarafından 31
Aralık 2024 tarihli Resmi Gazete'de Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu
Çocuk Gelişimi Programı Öğretim Görevlisi kadrosunda dört farklı ayrı şart aranmıştır.
Bunlar:
-Sınıf Öğretmenliği veya Okul Öncesi lisans mezunu olmak.
-Eğitim Yönetimi Teftişi Planlaması ve Ekonomisi alanında tezli yüksek lisans
yapmış olmak,
-Eğitim Programları ve Öğretim alanında Doktora yapmış olmak,
-Doktora sonrası yükseköğretim kurumlarında ilgili alanda en az bir dönem ders
vermiş olmak.
Sizlere soralım.
Allah aşkına Türkiye'de bu şartları taşıyan kaç kişi bulabilirsiniz?
Üniversite ikinci bir başvuru olmasın düşüncesiyle ders verme tecrübesini dahi
"doktora sonrası" ile sınırlandırmıştır. Bunun gerçekten izahını yapmak
güçtür.
Şayet, üniversitelerde öğretim görevlisi kadroları kişiye göre belirlenen şartlarla
birilerine dağıtılıyorsa, ilgili mevzuatın tümüyle değişmesi ve ilan usulünün
kaldırılması gerekir. Böyle bir ilanla alım yapacağını beyan etmek, insanları
kandırmak ve hatta en hafif tabirle alay etmektir.
Yükseköğretim Kurulunun denetim gibi bir derdi var ise, bu ilanları takip etmek,
ön değerlendirme sonuçları sonrası sınavlara kaç adayın gireceğini öğrenmek
ve gerekli yaptırımları uygulamak oldukça kolaydır.
Ne dersiniz; sizce ülkemizde böyle bir dert var mıdır?