Tarımsal STK'lar Tarıma Yük Değil Destek Olmalı!

Tarımsal alanda sayısı yirmi bine yaklaşan ve on beş milyon civarında üye sayısıyla en büyük potansiyeli barındıran tarımsal STK'ların fonksiyonlarını tam olarak icra ettikleri söylenebilir mi?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 15 Ocak 2025 15:41, Son Güncelleme : 15 Ocak 2025 15:40
Tarımsal STK'lar Tarıma Yük Değil Destek Olmalı!

Tarımsal STK'lardan çiftçinin, üreticinin ve yetkililerin tam desteğinin karşılığı olan tarımın gelişmesi, kazanması ve sorunlarının çözülmesi için daha fazla zaman ve çaba harcamaları bekleniyor.

STK'lar hem vatandaş nezdinde hem devlet nezdinde saygın ve gerekli kuruluşlar olarak görülüyor

Dünyada ve ülkemizde Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) önemi ve fonksiyonu gün geçtikçe artıyor. Toplum yararına çalışmaları takdir görüyor. Ülkemizde de birçok konuda nerdeyse artık resmi muhataplık düzeyinde rol veriliyor. Geniş faaliyet alanları açılıyor. Özellikle tarımda mevzuatın içinde tarımsal resmi bir kuruluşmuş gibi yer veriliyor. Maddi ve manevi olarak fanusta korunur gibi korunuyor. Tarımsal sürecin karar mekanizmasında ve üst düzey muhataplıkta engelsiz dolaşım vizesi verilmiş durumda.

Tarımda çok yönlü destek gören STK'ların bir standardı var mı?

Ülkemizde büyüklü küçüklü on binlerce STK'nın varlığı büyük bir güç gibi görünse de hepsinin fonksiyonunu tam icra ettiği söylenemez. Özellikle tarımsal alanda sayısı yirmi bine yaklaşan ve on beş milyon civarında üye sayısıyla en büyük potansiyeli barındıran tarımsal STK'ların karşı karşıya olduğu sorumlulukları yerine getirmede; mevcuttaki güçleri ile kıyaslandığında diğer toplumsal STK'lardan geride seyrettikleri gözlerden kaçmıyor.
STK'ların en büyük özelliği olan gönüllülük ve yardımlaşma özelliğinin tarımsal alanda faaliyet gösterenlerde belli bir standardı yakalayamaması, parasal ve yönetimsel etkinin daha ön planda yer alması ve ona göre şekillenmesi, hizmet açısından toplumdaki diğer STK'ların standardının altında kalmasının en önemli nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Tarımın her alanında var olan STK'lar kendi alanlarında yeterli mi?

Tarımsal STK'lar arasında, her ilçede ve şehirde kurulmuş tarımın odaları var. Her konuda faaliyet gösteren tarımın birlikleri var. Her üründe ve her bölgede üretim ve ticaret yapan kooperatifleri var. Ülke çapında çiftçi ürünlerini değerlendiren, ticari olarak sürekli büyüyen tarımın zincir marketleri var. Tarımda, kültürel çalışmalar ve projeler yapan, eğitim veren, eğitimi destekleyen her konuda yorumları tükenmeyen vakıfları ve dernekleri var. Hak arama gibi kutsal bir vazifeyi üstlenen, tarımın sendikaları var; Tahmin edileceği gibi tarımsal STK'larda kurulma ve yapılaşma sorunu yok! Yapan yapmış, kuran kurmuş! Ancak işleyişte bir tuhaflık var!
Bu devasa büyüklükteki tarımsal STK'ların bütçesi de, aynı şekilde devasa bir miktara tekabül ediyor. Tarımın her alanındaki karar sürecinin içinde etkili bir şekilde yer ve rol verilen, bir nevi tarımın gizli esas oğlanı konumundaki tarımsal STK'lar, bu devasa bütçe karşısında ne üretiyor? Veya ne kadar sorumluluk üstleniyor? Küçük ölçekli yöresel Kooperatifleri saymazsak gerçekte üretilen bir şey yok! Üretilen üzerinden büyüme, etkili güç olma gidişi var! Sorumluluk üstlenmede ise; "Tarım Bakanlığı varken bize sorumluluk üstlenmek düşmez" modundalar!

Tarımsal STK'larda sorumluluğu üstlenmek öncelikli olmalı!

Kimisi üye aidatlarını yeterli görmediği için devlet kuruluşunun elindeki paralı işleri de üstlenmek istiyor. Kimi yerde bunu başardıkları da oluyor. Kimisi ömür boyu başkanlık sistemine tabi, bu durumda bir süre sonra mevcut STK, mevcut başkanının şeklini alıyor ve öylece kalıyor! Kimisi dönüşümlü yönetim biçimini tercih ediyor ama isimler hiç değişmiyor. Sonuç olarak bazıları toplumun sivil bir kuruluşu olduklarını unutan bir yapıya bürünerek, üretkenlikten, gönüllülükten, yardımlaşmadan, sorumluluk üstlenmekten uzak düşen bir tarımsal STK topluluğu ile karşı karşıya kalan tarım kesimini ortaya çıkarıyor.

Tarım STK'larının yaşama yansıyan güncel zihinsel dönüşümü şart!

Hiçbir şey yapmıyorlar demiyorum, tarım sektörünün seferber ettiği tüm imkanlara rağmen, hem çiftçinin hem de Tarım Bakanlığının tam desteğine rağmen büyük çoğunluğu, çabalarını ve zamanlarını kendi bütçelerini büyütmek ve güç sahibi olmak için harcarken varlık sebepleri olan çiftçinin, üreticinin, tarım çalışanlarının gelişmesi, kazanması ve sorunlarını çözmesi için neden gereği kadar ya da daha fazla zaman ve çaba harcamıyorlar diyorum.
Tarımsal STK'larda tecrübeliler olmasın demiyorum, bir STK yöneticisi, özellikle paralı olanlarda, buluğ çağında yönetim koltuğuna oturup pir ihtiyar olana kadar koltukta kocamasın diyorum.
STK'ların kurucuları, emektarları kenara itilsin demiyorum, tek tipleşme olmasın, sivilliğe uygun demokrasi olsun, sivil kalınsın, tamamlayıcı olsun, hizmetler konuşulsun diyorum.
Her alanda olduğu gibi tarımsal alanda da STK'ların varlığı kaçınılmaz, STK'lardan vazgeçilsin demiyorum, eksiltilsin demiyorum, parazit olmasın bari simbiyotik yaşansın diyorum.
Tarımsal STK'lar gerçek kimliğine uygun misyonunu sürdürmesi için kendi içinde zihinsel dönüşümü sağlamak zorunda. Baş özelliği gönüllülük olan ve gönüllü kuruluşlar sınıfında yer alan kuruluşların dönüşümü de gönüllü olmalı.

A.Coşkun ÖZDEMİR

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber