Devlet Memurluğunda Kariyer ve Liyakatin Önemi
657 sayılı Kanun, 1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, İlgili Yönetmelikler, Danıştay Kararları, Mahkeme Kararı, Devlet Personel Başkanlığı Görüşü birlikte değerlendirildiğinde; devlet memurluğuna atanmada ve yükselmede kariyer ve liyakat birbirinden ayrılmaz iki ilke olarak önemli bir yer tutmaktadır.
![Devlet Memurluğunda Kariyer ve Liyakatin Önemi](http://www.memurlar.net/common/news/images/1125235/devlet-memurlugunda-kariyer-ve-liyakatin-onemi.jpg)
657 sayılı Kanunun "temel ilkeler" başlıklı 3'üncü maddesine göre, Devlet Memurları Kanununun temel ilkeleri aşağıdaki şekilde hüküm altına alınmıştır.
Sınıflandırma
Kariyer
Liyakat
Kariyer; Devlet memurlarına, yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanını sağlamak olarak tarif edilmiştir. "Kariyer" kavramı Türk Dil Kurumuna göre "bir meslekte zaman ve çalışmayla elde edilen aşama, başarı ve uzmanlık" olarak tarif edilmiştir. Mülga Devlet Personel Başkanlığı bir görüşünde (T: 29.06.2011, S: 8315); kariyerleri ibaresini mesleki üst öğrenimleri olarak belirtmiştir. Kariyer sisteminde amaç, kamuda görev yapanların belli bir iş kolunda uzmanlaşmasını sağlamak olup, bunu elde etmek için kamu hizmeti öncesi ve kamu hizmeti içerisinde eğitim, kıdem ve hizmet süresi önemli bir yer teşkil eder.
Liyakat (Yeterlik); Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmak olarak tarifini bulmuştur. "Liyakat/Yeterlik" kavramı Türk Dil Kurumuna göre "bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu" olarak tarif edilmiştir.
Kısaca, memurluğa girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi ve görevin sona erdirilmesini yetenek esasına dayandıran sisteme "liyakat"; gerekli bilgilere ve yetişme şartlarına uygun bir şekilde sınıfı içinde en üst derecelere kadar ilerleme imkanı sağlayan sisteme "kariyer" denir.
Kariyer ve Liyakat ilkeleri çerçevesinde, hizmet gerekleri ve personel planlaması esas alınarak, Devlet memurları ile 08.06.1984 tarihli ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamındaki kamu iktisadi teşebbüslerinde görev yapan sözleşmeli personelin görevde yükselme ve unvan değişikliklerine ilişkin usul ve esasları belirlemek için Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik yürürlüğe konulmuştur.
Bu Yönetmelik; özel kanunlardaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla 13.12.1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kadrolarda, il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelere ait memur kadrolarında, düzenleyici ve denetleyici kurumlara ait memur kadrolarında, özelleştirme kapsam ve programında bulunan kuruluşlar da dahil olmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarına ait memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen personelin, müdür ve daha alt görevlere yapılacak görevde yükselme mahiyetindeki asaleten atamaları ile en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin unvan değişikliği mahiyetindeki asaleten atamaları hakkında uygulanır.
Ancak; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 59 uncu maddesinde belirtilen istisnai memurluklara, Mülki İdare Amirliği Hizmetleri, Emniyet Hizmetleri, Jandarma Hizmetleri ve Sahil Güvenlik Hizmetleri sınıflarına dahil kadrolara, kanunlar, tüzükler veya yönetmelikler çerçevesinde yardımcılık ya da stajyerlik dönemi sonunda öngörülen yeterlilik sınavı ve/veya tez aşamalarında başarılı olduktan sonra atanabilecek görevlere, Dışişleri Bakanlığı uzmanlıklarına, Anayasa Mahkemesi Başkanlığına ait 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi kadrolara, Adalet Bakanlığı icra müdür ve yardımcısı kadroları ile Diyanet İşleri Bakanlığında protokol işlerini yürütmekle görevli şube müdürü kadrosuna, bu Yönetmelik kapsamında bulunan ve doktora öğrenimini bitiren personelden, atanılacak görev için aranan ve 6'ncı maddenin ikinci fıkrasına göre hesaplanan toplam hizmet süresine sahip olmaları ve mevzuatla aranan öğrenim şartını taşımaları kaydıyla uzman veya aynı düzeydeki görevler ile daha alt görevlere, başmüdür, işletme, müessese, fabrika, kombina ve meydan müdürlüklerine, taşra teşkilatı bölge ve il müdürü ile doğrudan merkeze bağlı taşra kuruluşlarının müdür kadrolarına ve bunların yardımcılıklarına, ilçe müdürü kadrolarına, atanma usul ve esasları kurumlarınca yönetmelikle belirlenen ilçe idare şube başkanlıkları ile bunlarla aynı düzeydeki diğer kadrolara, Milli Eğitim Bakanlığında eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfına dahil kadrolardan eğitim uzmanı kadrolarına, avukat kadro veya pozisyonlarından hukuk müşaviri kadro veya pozisyonlarına yapılacak atamalarda bu Yönetmelik hükümleri uygulanmaz.
Yukarıda bahsi geçen genel Yönetmelik ışığında kurum ve kuruluşlar özel yönetmeliklerini çıkartabilmektedir. Örneğin; İl Özel İdareleri İle İl Özel İdarelerinin Üyesi Oldukları Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme Ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik, Belediye ve Bağlı Kuruluşları İle Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik, Yükseköğretim Üst Kuruluşları ile Yükseköğretim Kurumları Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği, Meteoroloji Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği, Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik gibi. Bu Yönetmeliklerin hepsinde de ortak amaç, liyakat ve kariyer ilkeleridir.
Danıştay Beşinci Dairenin kararında (T: 27.11.1996, E: 1996/837, K: 1996/3679); Yasa Devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul etmekte ve bunlara, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlanmasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme işlemlerinin liyakat sistemine dayandırılmasını öngördüğü vurgulanmıştır.
Danıştay Beşinci Dairenin kararında (T: 10.12.2004, E: 2004/3658, K: 2004/5187); görüldüğü üzere Yasa, Devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul etmekte ve bunlara, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlanmasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme işlemlerinin yeterlik sistemine dayandırılmasını öngördüğü, bu iki ilkenin (kariyer/yeterlik) temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme kavramı yattığı, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesinin tek güvencesinin de, hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesiyle sağlanabileceğinin tabi olduğu vurgulanmıştır.
Danıştay Beşinci Dairenin kararında (T: 12.11.2015, E.: 2014/6135, K.: 2015/8923); ".mevzuat hükümleri uyarınca gerçekleştirilen unvan değişikliği sınavı sonucunda başarılı olarak, atanma hakkını kazanan personelin, atanması konusunda, idarenin bağlı yetki içerisinde olduğu; diğer bir ifadeyle, ilan edilen boş kadroya sınav sonucu atanma hakkım kazanan personelin atanmaması hususunda idarenin takdire dayalı yetki kullanamayacağı açıktır. Buna göre; tekniker kadrosu için açılan sınavı kazanarak, atanmaya hak kazanan davacının, atanma talebinin anılan yönetmeliğin ilgili hükümleri kapsamında değerlendirilip neticelendirilmesi gerekirken, kalifiye elemanlar arasından ihtiyaç bulunan birimlere ehliyet ve liyakat esasları göz önüne alınarak personelin üst yönetici tarafından atamalarının yapıldığı gerekçesiyle talebin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlılık; davanın reddine ilişkin Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir" şeklinde hüküm tesis ettirilmiştir.
Danıştay Beşinci Dairenin kararında (E: 2009/4677, K: 2011/6294, T: 14.11.2011); "Görevde yükselme kapsamında bulunmayan istisnai memurluklara sınavsız atama yapılacağı açıktır. Ancak, istisnai memurluklarda görev yapan veya daha önce görev yapmış olanların, görevde yükselme veya unvan değişikliği kapsamında bulunan (Yönetmelik kapsamındaki) kadrolara sınavsız atanabileceklerine ilişkin bir düzenlemeye, dava konusu Yönetmeliğin dayandığı anılan yasalarda ve Genel Yönetmelikte yer verilmemiştir. Diğer taraftan, 657 sayılı Yasada Devlet memurluğunda yükselmenin kariyer ve liyakat ilkeleri çerçevesinde yapılması esası benimsenmiş, anılan Yasaya dayanılarak Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilen Genel Yönetmelikte de görevde yükselmenin esaslarının aynı ilkelere dayandırılmış olması karşısında, istisnai memurluklarda çalışan veya çalışmış olanların, dava konusu Yönetmelik kapsamındaki kadrolara sınavsız atanabilmeleri yönündeki düzenleme kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı olduğu gibi eşitlik ilkesine de uygun düşmemektedir." şeklinde hüküm verilmiştir.
Elazığ 2. İdare Mahkemesi kararında (T: 20.12.2016, E: 2015/1116, K: 2016/1177); görüldüğü üzere Kanun, devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul etmekte ve bunlara sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlanmasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme istemlerinin liyakat sistemine dayandırılmasını öngörmektedir. Bu iki ilkenin temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme kavramı yatmakta olup, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesinin tek güvencesinin de, hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesinden geçeceği de tabiidir şeklinde hüküm kurmuştur.
Danıştay Beşinci Daire kararında (E: 1995/2951, K.1995/1071); sınavın bir ölçme-değerlendirme yöntemi ve liyakatin belirlenmesinde önemli bir gösterge olduğu, memuriyete giriş sınavının düzenlenmesinde ilgilinin hilesi veya yalan beyanından kaynaklanmayan, idarenin hatalı ve usulsüz işlemleri, işlemin tesis edildiği tarihten itibaren dava açma süresi içerisinde geri alınabileceği, bu süre geçtikten sonra geri alma idari istikrar ve güven ilkelerine aykırılık oluşturacağı hükme bağlanmıştır.
Danıştay Beşinci Daire kararında (T: 16.01.2013, E: 2012/10984, K: 2013/76); "kamu hizmetinin bütünlüğü ve devamlılığı ilkesi gereğince, kamu görevlilerinin özel koşullarına göre verimliliklerinin en yüksek olduğu ve hizmetlerinden en yüksek oranda yararlanılacak bir birimde çalıştırılmalarının kamu yararına uygun düşeceği açıktır" diyerek "davalı idarece personel ihtiyacı gerekçe gösterilerek muvafakat verilmemiş ise de, Jeoloji Mühendisi olan davacının görev yapmak istediği alanın öğrenimine ve mesleğine uygun olması ve bu meslekte daha verimli olabileceği, ayrıca gitmek istediği kurumca öğrenimine uygun tarzda yükselebilme olanağının da mevcut olduğu hususları göz önüne alındığında davacının atanma isteğine muvafakat edilmemesine dair işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı" şeklinde hüküm vermiştir.
1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine göre, kamu istihdamında liyakat ve yetkinliğin artırılması için gerekli projeleri üretmek ve çalışmalar yapmak, liyakat temelli ölçümlere göre atama ve terfilerin gerçekleştirilmesine, ikame personel planlaması dahil kamu görevlilerinin kariyer planlarının oluşturulmasına destek olmak, uygulamaları takip etmek ve değerlendirmek Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığına verilen görevler arasında sayılmıştır.
Yukarıdaki açıklamalara göre, liyakat sistemi kamuda görev alacak personele göreve alınmada, ilerlemede, yükselmede, yer değiştirmede, tüm hizmet ve şartlarda, ehliyetin esas tutulması ilkesidir. Liyakat sistemi kamu personelinin tarafsız olmalarını da beraberinde getirir. Liyakat sisteminin içerisinde eşitlik, ehliyet, yarışma, ve güvenlik ilkeleri de yer alır. Aslında liyakat sistemi, kayırmacılık sisteminin tam zıddıdır diyebiliriz.
Devlet memurunun kariyeri derecesi, hizmet yılı, kadrosu, görevi, yetişmesi,
bilgisi gibi kriterler dikkate alınmak suretiyle değerlendirilmesi gerekir.
Devlet memurluğuna gerek ilk girişte gerek memurluk sırasında liyakat ilkesi
eşitlik, adalet ve şeffaflık esas alınarak uygulanmalıdır ki bu ilkenin anlamı
ortaya çıkabilsin. Günümüzde bu ilke kamu yönetim hizmetlerinde o kadar önemli
hale gelmiştir ki bu ilkeye önem verilmemesi veya dikkate alınmaması toplumun
vicdanını sızlatır hale getirmektedir. "İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın"
sözü ile birlikte diyoruz ki kamu yönetimde de özel sektörde de kariyer ve liyakat
ilkeleri dikkate alınması suretiyle personel rejiminin güçlendirilmesi, kişiye
göre iş değil işe göre kişi mantığının yaygınlaştırılması, personel alımlarının
ve kurum içinde yükselmelerin objektif esaslara göre yapılmasında taviz verilmemesi,
istisnai memurluklarının tamamen kaldırılması, görevde yükselme ve unvan değişikliği
kapsamı dışında kalanların da kapsama alınması ifade ettiğimiz gibi objektif,
eşitlik ve adalet temel kaidelerine riayet etmek suretiyle uygulanmalıdır ki
kul ve Devlet hakkı ile karşı karşıya kalmayalım, aksi halde bunun hem dünyevi
hem uhrevi sonuçları ağır olur.