Devlet Memurlarının Siyasi Partiye Girmesi ve Siyasi Partiye Fiilen Faaliyette Bulunmasının Analizi
Anayasa, Siyasi Partiler Kanunu, Devlet Memurları Kanunu, Danıştay Kararları, Yargıtay Kararı, Devlet Personel Görüşü birlikte değerlendirildiğinde memurların siyasi partiye üye olamayacakları, fiilen faaliyette bulunamayacakları aksi halde fiilin niteliğine göre kademe ilerlemesinin durdurulması, memuriyette çıkarılması söz konusu olacaktır.
Anayasanın 68'inci maddesine göre; hakimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasi partilere üye olamazlar. Yüksek öğretim elemanlarının siyasi partilere üye olmaları ancak kanunla düzenlenebilir. Kanun bu elemanların, siyasi partilerin merkez organları dışında kalan parti görevi almalarına cevaz veremez ve parti üyesi yüksek öğretim elemanlarının yüksek öğretim kurumlarında uyacakları esasları belirler. Yüksek öğretim öğrencilerinin siyasi partilere üye olabilmelerine ilişkin esaslar kanunla düzenlenir
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 11'inci maddesine göre; hakimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasi partilere üye olamazlar. Yükseköğretim elemanları, yasaklamanın dışındadır. Bunlar hakkında Yükseköğretim Kanunu uygulanır.
657 sayılı Kanunun "tarafsızlık ve devlete bağlılık" bağlılık başlıklı 7'nci maddesine göre;
" Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar."
" Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak" fiilinin karşılığı 657 sayılı Kanunun 125'inci maddesine göre kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıdır.
" Siyasi partiye girmek" fiilinin karşılığı 657 sayılı Kanunun 125'inci maddesine göre Devlet memurluğundan çıkarma cezasıdır.
657 sayılı Kanunun 7'nci maddesinde, Devlet memurlarının gerek görevlerini ifa ederken gerekse görevleri dışında tarafsız bir şekilde hareket etmeleri ve buna bağlı olarak tarafsızlığı zedeleyecek veya bozacak bir takım davranışlarda bulunamayacakları açıkça belirtilmiştir. Bu madde esnek olmayıp katı kurallara bağlanmış olup, Devlet memurunun sadece görevinde geçen süreleri değil görevinde geçmeyen sürelerde de (örneğin yıllık izin döneminde, mesai saatleri dışında, aylıksız izin döneminde) yasaklanan bu hususlara uymakla mükelleftir. Bu çerçevede Devlet memurları siyasi partilere üye olamayacakları gibi bir siyasi parti yararını veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunamayacaklardır.
Burada memurun fiili siyasi partiye yönelik olmalıdır. Ancak işlenen fiil siyasi olmamalıdır; çünkü siyasi nitelikli faaliyetler sonuç itibariyle bir siyasi partinin yararına veya zararına olsa bile daha ağır nitelikte disiplin suçu sayılmış ve kanunda ayrıca düzenlenmiştir. Memurun görevini tam bir tarafsızlık içinde yürütmesi esastır.
Danıştay Sekizinci Daire kararında (T: 15.10.1992, E: 1991/1864, K: 1992/2439); yasa dışı siyasi partiye girmek ve çalışmalarda bulunmak eylemi yargı kararıyla saptanmış olan davacının, 657/125-E hükmü uyarınca, Devlet memurluğundan çıkarma işleminde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Danıştay Beşinci Daire kararında (T: 1966, E: 1965/67, K: 1966/4023); yetersizliği tespit olunmadan, daha önce bir siyasi partinin mensubu olduğu gerekçesiyle stajyer öğretmenin görevine son verilemez şeklinde hüküm verilmiştir.
Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi kararında (T: 30.03.2010, E: 2010/10595,
K: 2010/8778); memurların siyasi partilere üye olması yasaklanmış ise de,
davacının 04.04.2008 tarihinde emekli olup, memuriyet görevinin sona ermesinden
sonra 08.11.2009 tarihinde yapılan siyasi parti genel kurulunda, partinin merkez
yönetim kurulu üyeliğine aday olup ve 12.11.2009 günü kesinleşen seçim sonuçları
ile partinin merkez yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi sebebi ile davacının
siyasi partinin yönetim organında görev alması sendikadaki görevini etkilemeyeceğine
hükmedilmiştir.
Danıştay Onikinci Daire kararında (T: 26.04.2021, E: 2020/4814, K: 2021/2377);
salt siyasi parti toplantısına katılma eyleminin, "siyasi parti yararına
fiilen faaliyette bulunmak" eylemi kapsamında değerlendirilmesine hukuken
olanak bulunmadığından, verilen disiplin cezasını iptal eden yerel mahkeme kararı
onanmıştır. İlk derece mahkemesi kararında "dava konusu işlemin dayanağı
olan 657 sayılı Kanun'un 125/D-(o) maddesinde yer alan "fiilen faaliyet"
ibaresinden hareketle, yasa koyucunun, bir toplantıya katılmanın ötesinde bir
takım faaliyetleri cezalandırmayı amaçladığı sonucuna ulaşılması ve davacının
katıldığı toplantının kamuya açık bir faaliyet olmadığı hususu birlikte değerlendirildiğinde,
davacının salt siyasi parti toplantısına katılma eyleminin, "siyasi parti
yararına fiilen faaliyette bulunmak" eylemi kapsamında değerlendirilmesine
hukuken olanak bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı
gerekçesiyle, işlemin iptaline karar verilmiştir." şeklinde hüküm kurmuştur.
Mülga Devlet Personel Başkanlığı görüşünde (T: 31.05.2012, S: 8276); diğer taraftan; ilgilinin yazdığı yazıların eser niteliğinde olup olmadığı, herhangi bir siyasi parti; kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef alıp almadığı, gazete sahibi gerçek veya tüzel kişilerle sözleşmeye dayalı bir ilişki içerisinde olup olmadığı hususları dikkate alınarak konunun Bakanlığınızca değerlendirilmesi uygun olacaktır şeklinde görüş tesis ettirilmiştir.
657 sayılı Kanunun yukarıda yer alan bu yasak düzenlemesine karşın 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "siyasi partilere üyelik ve görev alma" başlıklı aşağıda yer alan 59'uncu maddesi öğretim elemanlarına sınırlı ve belli şartlar altında siyasi partilere üye olabileceği imkanı sağlanmıştır.
" Yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanları, siyasi partilere üye olabilirler; yükseköğretim kurumlarındaki görevlerini aksatmamak ve bir ay içinde kurumlarına bildirmek kaydıyla, siyasi partilerin merkez organları ile onlara bağlı araştırma ve danışma birimlerinde görev alabilirler. Şu kadar ki, bu durumdaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu üyesi, rektör, dekan, enstitü ve yüksekokul müdürü ve bölüm başkanı olamazlar, onların yardımcılıklarına seçilemezler.
Yükseköğretim kurumlarının öğrencileri, siyasi partilere üye olabilirler.
Siyasi partilere üye olan öğretim elemanları ve öğrenciler, yükseköğretim kurumları içinde parti faaliyetinde bulunamaz ve parti propagandası yapamazlar."
Danıştay Birinci Daire kararında (T: 14.02.2002, E: 2002/15, K: 2002/29);
yükseköğretim kurumlarının akademik kadrolarında görev yapmakta olan öğretim
elemanlarının aynı zamanda siyasi partilerde genel başkan olarak görev yapabilecekleri
yönünde hüküm verilmiştir.