Bir işleme karşı dava açanlar aynı konuda başka mahkemede dava açabilir mi?
Tıp Fakültesinde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken 14/11/1996 tarihinde istifa eden ve yurt dışı hizmet borçlanması yoluyla 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında 01/09/2021 tarihinden geçerli olmak üzere araştırma görevlisi kadro unvanı üzerinden emekli aylığı almaya başlayan davacı tarafından; 5434 sayılı Kanun'un Ek 84. maddesi uyarınca ilave ödemeden yararlandırılması talebiyle açtığı dava devam ederken tekrar dava açmasını hukuka aykırı bularak davayı reddetti.

Derdestlik ne demek?
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Dava şartları" başlıklı
114. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde, "Aynı davanın, daha önceden
açılmış ve halen görülmekte olmaması" dava şartları arasında sayılmış;
"Dava şartlarının incelenmesi" başlıklı 115. maddesinde de, mahkemenin
dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davayı usulden reddedeceği kurala
bağlanmıştır.
6100 sayılı Kanun'un 114. maddesinin gerekçesinde de; "Maddenin birinci
fıkrasının (ı) bendinde ise aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte
olmaması hususu yani teknik bir ifadeyle derdestlik iddiası bir olumsuz dava
şartı haline getirilmiş ve bu suretle derdestlik itirazı ilk itiraz olmaktan
çıkartılıp; dava şartına ilişkin usuli bir itiraza dönüştürülmesi sağlanmıştır.
Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmıştır.
Artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken
korunmaya değer güncel bir yararı kalmamıştır; bu bağlamda hukuken korunma ihtiyacı
içerisinde bulunmamaktadır ve onun yapacağı tek iş, davanın sonucunu beklemekten
ibarettir. Öte yandan, dava açmaktaki yarar hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik
yarar tek başına yeterli değildir. Dolayısıyla daha önce açılmış ve halen görülmekte
olan bir davanın, hangi saikle olursa olsun ikinci kez açılması halinde, davacının
bu ikinci davayı açmaktaki kararı hukuki değildir. O halde derdestlik itirazının
korunmasının temelinde, aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında
davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır." ifadelerine
yer verilmiştir.
Mahkeme derdestliği dikkate alarak davayı reddetti
Dosyanın incelenmesinden; 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında araştırma görevlisi kadro unvanı üzerinden emekli aylığı almakta olan davacı tarafından; 5434 sayılı Kanun'un Ek 84. maddesi uyarınca ilave ödemeden yararlandırılması talebiyle 27/10/2022 tarihinde yaptığı başvurunun reddi üzerine, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 20/12/2018 tarih ve 17442701 sayılı Genel Yazısı'nın "B- İlave Ödemeden Yararlanamayacak Olanlar" bölümünün 7. bendinin iptali istemiyle 23/12/2022 tarihinde Dairemizin E:2023/577 sayılı dosyasında ilk davanın açıldığı; söz konusu dava devam etmekte iken, aynı istemle 05/06/2024 tarihinde bakılmakta olan ikinci davanın açıldığı; ilk dava ile bakılmakta olan davanın (ikinci davanın) tarafları, konusu ve sebeplerinin aynı olduğu anlaşılmaktadır.
T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2024/3663
Karar No: 2024/3524
DAVANIN KONUSU:
..Üniversitesi Tıp Fakültesinde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken
14/11/1996 tarihinde istifa eden ve yurt dışı hizmet borçlanması yoluyla 5434
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında 01/09/2021 tarihinden
geçerli olmak üzere araştırma görevlisi kadro unvanı üzerinden emekli aylığı
almaya başlayan davacı tarafından; 5434 sayılı Kanun'un Ek 84. maddesi uyarınca
ilave ödemeden yararlandırılması talebiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine,
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 20/12/2018 tarih ve 17442701 sayılı Genel
Yazısı'nın "B- İlave Ödemeden Yararlanamayacak Olanlar" bölümünün
7. bendinin iptali istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakimi...'ın açıklamaları dinlendikten
ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:
.Üniversitesi Tıp Fakültesinde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken
14/11/1996 tarihinde istifa eden ve yurt dışı hizmet borçlanması yoluyla 5434
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında 01/09/2021 tarihinden
geçerli olmak üzere araştırma görevlisi kadro unvanı üzerinden emekli aylığı
almaya başlayan davacı tarafından; 5434 sayılı Kanun'un Ek 84. maddesi uyarınca
ilave ödemeden yararlandırılması talebiyle 27/10/2022 tarihinde yaptığı başvurunun
reddi üzerine, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 20/12/2018 tarih ve 17442701
sayılı Genel Yazısı'nın "B- İlave Ödemeden Yararlanamayacak Olanlar"
bölümünün 7. bendinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle 23/12/2022
tarihinde dava (ilk dava) açılmıştır.
Dairemizin E:2023/577 esasına kaydedilen söz konusu davada; davacının yürütmenin durdurulması istemi, Dairemizin 09/10/2023 tarih ve E:2023/577 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
Söz konusu dava dosyasına ilişkin Danıştay Savcısı düşüncesi 26/03/2024 tarihinde davacıya tebliğ edildikten sonra ve davanın esası hakkında Dairemizce henüz bir karar verilmeden önce (diğer bir deyişle dava derdest iken); davacı tarafından, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 20/12/2018 tarih ve 17442701 sayılı Genel Yazısı'nın "B- İlave Ödemeden Yararlanamayacak Olanlar" bölümünün 7. bendinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle 05/06/2024 tarihinde, ... İdare Mahkemesinde işbu ikinci dava açılmış; anılan Mahkemenin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla davanın görev yönünden reddine karar verilerek Danıştay'a gönderilen dosya Dairemizin 2024/3663 esasına kaydedilmiştir.
Öte yandan, işbu (ikinci) davanın açıldığı tarihten sonra, Dairemizin 25/06/2024 tarih ve E:2023/577, K:2024/3129 sayılı kararıyla ilk davanın esastan reddine karar verilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinde, "Bu Kanunda
hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet,
üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, dosyanın
taraflar ve ilgililerce incelenmesi, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava,
bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde
ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine
karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi
yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır..."
hükmü yer almıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Dava şartları" başlıklı
114. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde, "Aynı davanın, daha önceden
açılmış ve halen görülmekte olmaması" dava şartları arasında sayılmış;
"Dava şartlarının incelenmesi" başlıklı 115. maddesinde de, mahkemenin
dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davayı usulden reddedeceği kurala
bağlanmıştır.
6100 sayılı Kanun'un 114. maddesinin gerekçesinde de; "Maddenin birinci
fıkrasının (ı) bendinde ise aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte
olmaması hususu yani teknik bir ifadeyle derdestlik iddiası bir olumsuz dava
şartı haline getirilmiş ve bu suretle derdestlik itirazı ilk itiraz olmaktan
çıkartılıp; dava şartına ilişkin usuli bir itiraza dönüştürülmesi sağlanmıştır.
Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmıştır.
Artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken
korunmaya değer güncel bir yararı kalmamıştır; bu bağlamda hukuken korunma ihtiyacı
içerisinde bulunmamaktadır ve onun yapacağı tek iş, davanın sonucunu beklemekten
ibarettir. Öte yandan, dava açmaktaki yarar hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik
yarar tek başına yeterli değildir. Dolayısıyla daha önce açılmış ve halen görülmekte
olan bir davanın, hangi saikle olursa olsun ikinci kez açılması halinde, davacının
bu ikinci davayı açmaktaki kararı hukuki değildir. O halde derdestlik itirazının
korunmasının temelinde, aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında
davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır." ifadelerine
yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Türk Dil Kurumunun Güncel Türkçe Sözlüğünde "derdest" kavramı, "görülmekte
olan" şeklinde tanımlanmış; doktrinde ise "derdestlik", tarafları
veya konusu bakımından halihazırda açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın,
aynı veya bir başka mahkeme önünde ikinci kez açılması olarak ifade edilmiştir.
Derdestlik durumunun ortaya çıkması için; "aynı davanın iki kere açılmış
olması", "birinci davanın görülmekte (derdest) olması" ve "birinci
dava ile ikinci davanın aynı dava olması" şartlarının birlikte gerçekleşmesi
gerekir. Davaların aynı dava olarak kabul edilebilmesi de; davaların taraflarının,
konularının, dava konusu işlemlerin ve hukuki sebeplerinin aynı olmasına bağlıdır.
Derdestlik durumu ise; yeni açılmış olan bir davanın daha önce aynı veya başka
bir mahkemede açılmış ve görülmekte (derdest) olduğunun taraflarca ileri sürülmesi
ya da mahkemece re'sen yapılacak araştırma ile tespit edilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda "derdestlik" müessesesi
düzenlenmemiş ve bu Kanun'un 31. maddesinde, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu ve onun yerine çıkarılan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun derdestlik
ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte; tarafları ve konusu
aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve
görülmekte olduğunun saptanması halinde; usul hukukunun temel kavramlarından
olan derdestlik müessesesinin temelinde yatan, ilk davanın aynısı olan ikinci
davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı olgusundan hareketle,
ikinci davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi
gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu
kapsamında araştırma görevlisi kadro unvanı üzerinden emekli aylığı almakta
olan davacı tarafından; 5434 sayılı Kanun'un Ek 84. maddesi uyarınca ilave ödemeden
yararlandırılması talebiyle 27/10/2022 tarihinde yaptığı başvurunun reddi üzerine,
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 20/12/2018 tarih ve 17442701 sayılı Genel
Yazısı'nın "B- İlave Ödemeden Yararlanamayacak Olanlar" bölümünün
7. bendinin iptali istemiyle 23/12/2022 tarihinde Dairemizin E:2023/577 sayılı
dosyasında ilk davanın açıldığı; söz konusu dava devam etmekte iken, aynı istemle
05/06/2024 tarihinde bakılmakta olan ikinci davanın açıldığı; ilk dava ile bakılmakta
olan davanın (ikinci davanın) tarafları, konusu ve sebeplerinin aynı olduğu
anlaşılmaktadır.
Bu durumda; aynı davacı tarafından aynı düzenlemenin iptali istemiyle açılan
ilk davanın, ikinci davanın açıldığı tarih (05/06/2024) itibarıyla, Dairemizin
E:2023/577 sayılı dosyasında derdest olduğu anlaşıldığından; ilk davayla tarafları,
konusu ve sebepleri aynı olan işbu davanın (ikinci davanın) derdestlik nedeniyle
incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın derdestlik nedeniyle İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...-TL yargılama giderinin davacı üzerinde
bırakılmasına,
3. Posta gideri avansından artan tutarın ve kullanılmayan ...-TL yürütmenin
durdurulması harcının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava
Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 16/09/2024 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.