Gözetmenlik dışında bir faaliyet yapmayan Ar-Gör'ün görev süresi uzatılmadı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, görev yaptığı 2012-2017 yılları arasında Ana Bilim Dalında yapılan hiçbir toplantıya ve faaliyete katılmayan, sınavlarda gözetmenlik yapmak dışında Ana Bilim Dalında verilen eğitime bilimsel ve akademik katkı sağlayacak bir faaliyet ortaya koymayan araştırma görevlisinin görev süresinin uzatılmamasını hukuka uygun buldu.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 06 Mart 2025 00:10, Son Güncelleme : 24 Şubat 2025 11:34
Gözetmenlik dışında bir faaliyet yapmayan Ar-Gör'ün görev süresi uzatılmadı

İlk derece mahkemesi davayı reddetmiş, istinaf bu kararı onamıştır.

Danıştay 8. Daire: İşlem hukuka aykırıdır

Dava konusu bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde, davacının danışmanlık görevini yürütmediğine ilişkin iddiaların mevcut olduğu dilekçelerin 2014 tarihli olduğu ve söz konusu iddiaların soruşturulması nihayetinde verilen disiplin cezasının... Üniversitesi Rektörlüğünün 04/09/2014 tarihli kararıyla kaldırıldığı, ayrıca ilgili mevzuatta araştırma görevlisi olarak görev yapanların başka bir üniversitede kendi alanında veya başka bir alanda doktora yapmasını engelleyici bir hükmün de yer almadığının anlaşıldığı,

Bu nedenle, davacının başka Üniversitede başka alanda doktora eğitimi alıyor olmasının dava konusu işlemin sebep unsurunu oluşturamayacağı, davalı idare tarafından sunulan davacının başarısız olduğuna ilişkin iddiaların da somut dayanaklar sunularak net olarak ortaya konulamadığı hususları göz önüne alındığında, dava konusu işlemin sebep unsurunun yeterli olmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

İlk derece kararında ısrar etmiştir

İDDK: İdarenin takdir hakkı doğrudur

Uyuşmazlıkta; 2012 yılında Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı ile Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Tezsiz Yüksek Lisans Programına yerleştirilen davacının daha sonra hiç ders kaydı yaptırmadığı; 2014 yılında Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Programına kayıt yaptırdığı ancak hiç ders kaydı yaptırmadığı, 2014 yılında ... Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Doktora Programına kayıt yaptırdığı ve 29/04/2015 tarihli Enstitüsü Yönetim Kurulu kararıyla kaydının inaktif hale getirildiği; 2015 yılında Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Ana Bilim Dalı Doktora Programına kayıt yaptırdığı, 2015-2016 öğretim yılında ders kaydı yaptırmadığı, 2016-2017 öğretim yılında ise ders kaydı yaptırdığı ancak derslerin tümünden "F" notu alarak başarısız olduğu görülmektedir.

Öte yandan, davacının araştırma görevlisi olarak görev yaptığı 2012-2017 yılları arasında Ana Bilim Dalında yapılan hiçbir toplantıya ve faaliyete katılmadığı, sınavlarda gözetmenlik yapmak dışında Ana Bilim Dalında verilen eğitime bilimsel ve akademik katkı sağlayacak bir faaliyet ortaya koymadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, görev süresinin uzatılıp uzatılmaması konusunda idarenin sahip olduğu takdir yetkisinin, davacının akademik bir faaliyetinin olmaması ve başarısız bir yüksek lisans ve doktora öğrencisi olması nedeniyle görev süresinin uzatılmaması yönünde kullanılmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.

Bu itibarla, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2022/3626

Karar No: 2024/1754

İSTEMİN KONUSU:

... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:......, K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

... Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü Sayısal Yöntemler Ana Bilim Dalında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 50/d maddesi kapsamında araştırma görevlisi olarak görev yapan davacının görev süresinin uzatılmamasına ilişkin 08/11/2017 tarihli işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33/a, 50/d ve 35. maddelerinde yer alan kurallar aktarılarak,

Yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, öğretim üyelerinin kaynağı olan araştırma görevlilerinin yetiştirilmesi ve aynı üniversitede yüksek lisans öğrenimi gören öğrencilerin maddi açıdan desteklenmesi amacı ile oluşturulan araştırma görevlisi kadrolarına öncelikle aynı üniversitede eğitim alanların atanacağı anlaşılmakta olup, herhangi bir nedenle öğrencinin öğrenim göreceği alanda lisansüstü eğitim verilmiyor ise bir başka üniversiteye kadrosunun geçici olarak aktarılmak suretiyle öğrenimden yararlanmanın amaçlandığı, öncelikle kendi üniversitesinde doktora veya yüksek lisans eğitimi alanlar için araştırma görevlisi kadrosunun kullanılacağı sonucuna ulaşıldığı,

Dosyanın incelenmesinden, davacının ... Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü Sayısal Yöntemler Ana Bilim Dalında Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında araştırma görevlisi olarak görev yaptığı, Sayısal Yöntemler Ana Bilim Dalı Akademik Kurulunun 31/07/2017 tarihli kararı ile 01/09/2017 tarihinde görev süresi dolacak olan davacının görev süresinin uzatılmaması yönünde görüş bildirildiği, İşletme Fakültesi Yönetim Kurulunca alınan 15/08/2017 tarihli kararda, davacının görevinin gerektirdiği nitelikte herhangi bir akademik faaliyetinin bulunmadığı, başarısız bir yüksek lisans ve doktora öğrencisi olduğu gerekçesiyle sözleşmesinin yenilenmemesi yönünde görüş bildirildiği, bu görüşler üzerine tesis edilen dava konusu 08/11/2017 tarihli Rektörlük işlemi ile davacının bağlı olduğu Ana Bilim Dalı Başkanlığının izni olmaksızın farklı üniversitelerde doktora programına kayıt olduğu ve başarısız bir öğrenci olduğu gerekçesiyle görev süresinin uzatılmamasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler üzerinde yapılan incelemeden; davacının görev süresinin uzatılması hususunun görüşüldüğü ... Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim Kurulu toplantısında, davacının gerekli akademik faaliyetlerde bulunmadığı ve başarısız bir öğrenci olduğunun belirtildiği, davacının bağlı olduğu Ana Bilim Dalı Başkanlığınca ifade edilen görüşte ise, davacının yapılan hiçbir toplantıya ve faaliyete katılmadığının beyan edildiği, davacının akademik danışmanlığını yaptığı öğrenciler tarafından davalı idareye ibraz edilen dilekçelerde, öğrencilerin davacıya ulaşamaması nedeniyle ders kayıtlarını yaptıramadıklarının ifade edildiği anlaşılmakta olup, davacının görev yaptığı Üniversite dışında yedi ayrı yüksek lisans ve doktora programına kayıt yaptırdığı, bu programların bir kısmından kaydını sildirdiği, kaydının devam ettiği programlarda ise dersleri ve sınavları takip etmediğinin ilgili idareler ile yapılan yazışmalar ile somut bir şekilde ortaya konulduğunun görüldüğü,

Yukarıda belirtilen mevzuatın değerlendirilmesinden, 2547 sayılı Kanun'un 33/a ve 50/d maddesinde belirtilen her iki atama biçiminin akademik anlamda amaç ve süre bakımından birçok farklılıklar içerdiği, bir başka ifade ile 33. maddeye göre yapılan atamalar hizmetin yürütülmesi amacı taşıdığı halde, 50/d maddesine göre yapılan atamalar ile burs verilmeyen lisansüstü öğrencilerinin mali yönden desteklenmesinin amaçlandığının anlaşıldığı,

Bu durumda, 2547 sayılı Kanun'un 50/d maddesi kapsamında araştırma görevlisi olarak atanan davacının, görevi gereği yapması gereken akademik faaliyetlere katılmadığının somut olarak ortaya konulduğu ve doktora eğitimini davalı üniversitede sürdüren davacının 50/d maddesinin getiriliş amacına aykırı şekilde, farklı üniversitelerin alan dışı doktora programlarına kayıt yaptırdığı ve bu programlardaki derslere de devam etmediği görüldüğünden, davalı idarenin haiz olduğu takdir yetkisi uyarınca davacının görev süresinin uzatılmamasına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı,

Nitekim, benzer bir uyuşmazlıkta Danıştay Sekizinci Dairesinin 27/12/2017 tarih ve E:2016/7913, K:2017/9933 sayılı kararının da bu yönde olduğu,

Öte yandan; dava konusu işlemin esasının irdelenmesinden hukuka uygun olarak tesis edildiği sonucuna ulaşıldığından, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi isteminin de reddi gerektiği gerekçeleriyle,

davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:

... Bölge İdare Mahkemesi.... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Sekizinci Dairesinin 25/05/2022 tarih ve E:2019/140, K:2022/3452 sayılı kararıyla;

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33/a, 50/d ve 35. maddelerinde yer alan kurallar aktarılarak,

Anayasa ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda yer alan, idarenin takdir yetkisini kaldıracak şekilde yargı kararı verilemeyeceği kuralının, takdir yetkisine dayanılarak yapılan işlemlerin yargı denetimi dışında kalacağı anlamına gelmediği, bu sebeple, idarenin takdir yetkisinin hukuka uygun kullanılıp kullanılmadığı hususunun, idari yargı mercilerince denetlenmesi gerektiği,

İdarelere takdir yetkisi tanınan hallerde idarenin bu konuda yargı kararı ile zorlanamayacağı, diğer bir ifadeyle idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği, ancak bu takdir yetkisinin de mutlak olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu, takdire dayanan işlemlerin sebep ve maksat bakımından yargı denetimine bağlı bulunduğu hususu açık ise de, idarenin bu takdir yetkisinin denetiminde; görevin niteliği, hizmet alanı gibi şartların kamu yararı da gözetilerek değerlendirileceğinin tartışmasız olduğu,

Dava konusu bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde, davacının danışmanlık görevini yürütmediğine ilişkin iddiaların mevcut olduğu dilekçelerin 2014 tarihli olduğu ve söz konusu iddiaların soruşturulması nihayetinde verilen disiplin cezasının ... Üniversitesi Rektörlüğünün 04/09/2014 tarihli kararıyla kaldırıldığı, ayrıca ilgili mevzuatta araştırma görevlisi olarak görev yapanların başka bir üniversitede kendi alanında veya başka bir alanda doktora yapmasını engelleyici bir hükmün de yer almadığının anlaşıldığı,

Bu nedenle, davacının başka Üniversitede başka alanda doktora eğitimi alıyor olmasının dava konusu işlemin sebep unsurunu oluşturamayacağı, davalı idare tarafından sunulan davacının başarısız olduğuna ilişkin iddiaların da somut dayanaklar sunularak net olarak ortaya konulamadığı hususları göz önüne alındığında, dava konusu işlemin sebep unsurunun yeterli olmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı,

Bu itibarla, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti:

... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının istinaf başvurusunun reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, görev süresinin 01/09/2017 tarihinde dolduğu, dava konusu işlemin bu tarihten önce tesis edilmesi gerekirken 08/11/2017 tarihinde geriye dönük olarak tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğu, davalı idarenin mahkemeyi yanıltıcı beyanlarda bulunduğu, halen ... Üniversitesi Felsefe Bölümü ile ... Teknik Üniversitesi İşletme Bölümünde kayıtlı doktora öğrencisi olduğu, dolayısıyla alan dışı doktora yaptığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, her iki programda öğrenimini bitirmek için tanınan azami sürenin dolmadığı gibi bu programlardan başarısızlık nedeniyle ilişiğinin de kesilmediği, Felsefe alanında doktora yapması konusunda 2547 sayılı Kanun'da engelleyici bir hükmün bulunmadığı, kendi isteği ile ilişiğini kestiği yüksek lisans ve doktora programlarının dava konusu işlem ile bir ilgisinin bulunmadığı, 2018 yılında 2547 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 78. madde ile kendi durumunda olan 50/d statüsündeki araştırma görevlilerinin 33/a maddesi uyarınca atamalarının yapılması gerektiğinin belirtildiği, bu Kanun hükmünden sonra davalı idareye başvurarak atanma talebinde bulunduğu, danışmanlık görevini yürütmediği gerekçesiyle verilen uyarma cezasının bu konudaki iddiaların asılsız olduğunun anlaşılması üzerine bizzat davalı idarece kaldırıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile ... Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi ısrar kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Davacı, 2012 yılında Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında ... Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü Sayısal Yöntemler Ana Bilim Dalına araştırma görevlisi olarak atanmıştır.

Aynı yıl, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı ile Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Tezsiz Yüksek Lisans Programına yerleştirilmiştir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33/a maddesi kapsamında araştırma görevlisi olarak görev yaparken 2016 yılında 2547 sayılı Kanun'a Ek-30. madde eklenmiştir.

Bu madde ile, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında 2547 sayılı Kanun'un 33/a maddesi uyarınca atanan araştırma görevlilerinin statüleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın Kanun'un 50/d maddesinde belirtilen statüye dönüştürülmüş ve bunlar hakkında söz konusu (d) bendi hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Söz konusu Kanun değişikliği üzerine, davalı Üniversite tarafından tesis edilen işlem ile Ek-30. maddenin yürürlüğe girdiği 01/09/2016 tarihinden itibaren bir yıl süreyle davacının Kanun'un 50/d maddesi uyarınca ataması yapılmıştır.

Sayısal Yöntemler Ana Bilim Dalı Akademik Kurulunun 31/07/2017 tarihli toplantısında; 01/09/2017 tarihinde görev süresi dolacak olan davacının Ana Bilim Dalında yapılan hiçbir toplantıya ve faaliyete katılmadığı, bu nedenle görevine kesinlikle son verilmesi gerektiği yönünde karar alınmıştır.

Bu karar, İşletme Bölüm Başkanlığının 03/08/2017 tarihli kararıyla uygun görülmüştür.

... Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim Kurulunun ... tarih ve... sayılı kararıyla; davacının akademik bir faaliyetinin olmaması ve başarısız bir yüksek lisans ve doktora öğrencisi olması nedeniyle görev süresinin uzatılmaması yönündeki görüşün Rektörlüğe arzına karar verilmiştir.

... Üniversitesi Rektörlüğünün 08/11/2017 tarihli oluruyla; davacının görev süresinin uzatılmamasına karar verilmiştir.

Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33. maddesinin (a) fıkrasında, "Araştırma görevlileri, yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcılarıdır. Bunlar ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanlarının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu görüşü üzerine rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok üç yıl süre ile atanırlar; atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunlar aynı usulle yeniden atanabilirler." hükmü, 50. maddesinin (d) fıkrasında ise, "Lisans üstü öğretim yapan öğrenciler, kendilerine tahsis edilebilecek burslardan yararlanabilecekleri gibi, her defasında bir yıl için olmak üzere öğretim yardımcılığı kadrolarından birine de atanabilirler." hükmüne yer verilmiştir.

2547 sayılı Kanun'un Ek-30. maddesinde, "Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında 33 üncü maddenin (a) fıkrası uyarınca araştırma görevlisi kadrosuna atanmış olup, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte araştırma görevlisi kadrosunda bulunanların statüleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın 50 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen statüye dönüştürülmüş sayılır ve bunlar hakkında söz konusu (d) bendi hükümleri uygulanır. Bu şekilde statüleri değiştirilen araştırma görevlilerinden 33 üncü maddenin (a) fıkrasına göre yeniden ataması yapılmayanların mecburi hizmet yükümlülükleri kaldırılır. 35 inci madde uyarınca başka bir üniversitede ve yurtdışında eğitimde bulunanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üniversitelerinin talebi üzerine onbeş gün içinde kendi üniversitelerine dönmek zorundadırlar. Bu süre içerisinde dönmeyenlerin atamaları iptal edilir." hükmü yer almıştır.

13/10/1984 tarih ve 18544 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Lisansüstü Öğrenim Görenlerden Öğretim Yardımcısı Kadrolarına Atanacakların Hak ve Yükümlülükleri ile Tıpta Uzmanlık Öğrencilerinin Giriş Sınavları Hakkında Yönetmelik'in "Atama Süresi" başlıklı 5. maddesinde, "Atanma için bütün şartlar haiz yüksek lisans, sanatta yeterlik, doktora ve tıpta uzmanlık öğrencilerinin öğretim yardımcısı kadrolarına atanmaları her defasında en fazla bir yıl süre ile yapılır. Atanmalar her öğretim yılı başında aynı usulde ve yükseklisans, sanatta yeterlik ve doktora öğrencileri için Lisansüstü Öğretim Yönetmeliğinde, tıpta uzmanlık öğrencileri için ise, Tababet ve Uzmanlık Tüzüğü'nde öngörülen süreler ile 2547 sayılı kanunun 44. maddesinde gösterilen ek sürelerle sınırlı olmak üzere, yeniden yapılabilir. Ancak, üniversitelerin özelliklerine göre tıpta uzmanlık eğitimi yapanlar için bu süreler anabilim dalı başkanı ve ilgili yönetim kurulunun görüşü alınarak rektörün onayı ile uzatılabilir."; "Sürelerin Uzatılması" başlıklı 6. maddesinde, "Her öğretim yılı sonunda öğretim elemanı kadrolarına geçici olarak atanmış olan lisansüstü öğrencilerin bu kadrolara atanmak isteyen diğer adaylarda dikkate alınarak, yeniden aynı usulle atanmalarının yapılıp yapılmamasına Rektörlükçe karar verilir."; "Kadroyu Boşaltma" başlıklı 10. maddesinde ise, "2547 sayılı kanunun 50. maddesine göre öğretim yardımcılığı kadrolarına geçici olarak atanıp, yükseklisans, doktora, sanatta yeterlik ve tıpta uzmanlık öğrenimlerini başarı ile tamamlayarak yükseklisans, doktora veya sanatta yeterlik diploması veya tıpta uzmanlık belgesi alanların kadro ile ilişkileri kendiliğinden kesilir. Hizmetlerine ihtiyaç görülenlerin 2547 sayılı kanunun 2880 sayılı kanunla değişik 33. maddesine göre öğretim yardımcısı olarak yeniden atanmaları mümkündür." hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

2547 sayılı Kanun'un 50/d maddesinde, lisansüstü öğretim yapan öğrencilerin her defasında bir yıl için olmak üzere öğretim yardımcılığı kadrolarından birine atanabilecekleri hükme bağlanmış olup, anılan maddeye göre yapılan atamalarla burs verilmeyen lisansüstü öğrencilerinin mali yönden desteklenmeleri amaçlanmıştır.

Görev süresi sona eren araştırma görevlilerinin yeniden atanması konusunda ise idarelere takdir yetkisi tanınmış olup, idarenin bu konuda yargı kararıyla zorlanamayacağı, ancak bu takdir yetkisinin de mutlak olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olduğu ve takdire dayanan işlemlerin sebep ve maksat yönünden yargı denetimine tabi olduğu hususları idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının 2012 yılında Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında ... Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü Sayısal Yöntemler Ana Bilim Dalına araştırma görevlisi olarak atandığı, 2016 yılında 2547 sayılı Kanun'a eklenen Ek-30. madde ile statüsünün Kanun'un 50/d maddesinde belirtilen statüye dönüştürüldüğü, bunun üzerine Ek-30. maddenin yürürlüğe girdiği 01/09/2016 tarihinden itibaren bir yıl süreyle Kanun'un 50/d maddesi uyarınca atamasının yapıldığı, Sayısal Yöntemler Ana Bilim Dalı Akademik Kurulunun 31/07/2017 tarihli toplantısında; 01/09/2017 tarihinde görev süresi dolacak olan davacının Ana Bilim Dalında yapılan hiçbir toplantıya ve faaliyete katılmadığı, bu nedenle görevine kesinlikle son verilmesi gerektiği yönünde karar alındığı, bu kararın İşletme Bölüm Başkanlığının 03/08/2017 tarihli yazısıyla uygun görüldüğü, ... Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararıyla da; davacının akademik bir faaliyetinin olmaması ve başarısız bir yüksek lisans ve doktora öğrencisi olması nedeniyle görev süresinin uzatılmaması yönündeki görüşün Rektörlüğe arzına karar verildiği ve ... Üniversitesi Rektörlüğünün 08/11/2017 tarihli oluruyla davacının görev süresinin uzatılmamasına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta; 2012 yılında Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı ile Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Tezsiz Yüksek Lisans Programına yerleştirilen davacının daha sonra hiç ders kaydı yaptırmadığı; 2014 yılında Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Programına kayıt yaptırdığı ancak hiç ders kaydı yaptırmadığı, 2014 yılında ... Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Doktora Programına kayıt yaptırdığı ve 29/04/2015 tarihli Enstitüsü Yönetim Kurulu kararıyla kaydının inaktif hale getirildiği; 2015 yılında Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Ana Bilim Dalı Doktora Programına kayıt yaptırdığı, 2015-2016 öğretim yılında ders kaydı yaptırmadığı, 2016-2017 öğretim yılında ise ders kaydı yaptırdığı ancak derslerin tümünden "F" notu alarak başarısız olduğu görülmektedir.

Öte yandan, davacının araştırma görevlisi olarak görev yaptığı 2012-2017 yılları arasında Ana Bilim Dalında yapılan hiçbir toplantıya ve faaliyete katılmadığı, sınavlarda gözetmenlik yapmak dışında Ana Bilim Dalında verilen eğitime bilimsel ve akademik katkı sağlayacak bir faaliyet ortaya koymadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, görev süresinin uzatılıp uzatılmaması konusunda idarenin sahip olduğu takdir yetkisinin, davacının akademik bir faaliyetinin olmaması ve başarısız bir yüksek lisans ve doktora öğrencisi olması nedeniyle görev süresinin uzatılmaması yönünde kullanılmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.

Bu itibarla, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ...İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,

3. Kullanılmayan ... TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya iadesine,

4. Bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine,

5. Kesin olarak, 23/09/2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber