Danıştay, Göreve Atanmadan Önce Alınan İstifa Dilekçesi Geçerli Saymadı

Danıştay 12. Dairesi, Ankara ili, Atatürk Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesinde 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 32. maddesine istinaden sözleşmeli personel statüsünde hastane müdür yardımcısı olarak görev yapan davacının, hizmet sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin işlemi hukuka aykırı buldu.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 12 Nisan 2025 14:10, Son Güncelleme : 12 Nisan 2025 16:46
Danıştay, Göreve Atanmadan Önce Alınan İstifa Dilekçesi Geçerli Saymadı

İlk derece mahkemesi davayı reddetmesine rağmen istinaf işlemi hukuka aykırı bulmuştur.

İstinaf: Dilekçe davacının gerecek iradesini yansıtmamaktadır

Sözleşme feshi işlemine dayanak alınan istifa dilekçesinin, göreve atanmadan önce idarenin talebi üzerine verildiği ve isteği dışında işleme konulduğunun belirtildiği, söz konusu dilekçede davacı tarafından atılmış bir tarih bulunmadığı gibi davacının istifa iradesine dayandığı belirtilen işleme karşı da bakılan davanın açılmış olduğu, dolayısıyla, sözleşme feshi işlemine dayanak alınan istifa dilekçesinin davacının gerçek iradesini yansıtmadığı ve bu haliyle dava konusu işleme dayanak oluşturamayacağı anlaşıldığından, hukuken kabul edilebilir bir nedene dayanmayan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Danıştay bu kararı onamıştır

T.C.

DANIŞTAY

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No: 2024/2075

Karar No: 2024/4738

İSTEMİN KONUSU:

... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Ankara ili, Atatürk Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesinde 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 32. maddesine istinaden sözleşmeli personel statüsünde hastane müdür yardımcısı olarak görev yapan davacının, hizmet sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; davacının, 18/05/2017 kayıt tarihli dilekçesiyle, hizmet sözleşmesinin 11. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, ailevi sebeplerle sözleşmesinin feshedilmesini talep ettiği, her ne kadar daha sonra, bu istifa dilekçesinin sözleşmenin imzalanması aşamasında alındığını ileri sürmüş ise de, bu hususu kanıtlar nitelikte bilgi ve belge sunmadığı ve göreve başladığı 22/11/2016 tarihinden sözleşmesinin feshedildiği 18/05/2017 tarihine kadar geçen süre zarfında, iradesi dışında imzaladığını iddia ettiği mezkur istifa dilekçesinin iptali için herhangi bir hukuki tasarrufta bulunmadığı anlaşıldığından, ailevi sebeplerden dolayı sözleşmeli olarak sürdürdüğü görevinden ayrılmak istediğine ilişkin istifa dilekçesi üzerine tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:

... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesince; Danıştay Onikinci Dairesinin 07/06/2023 tarih ve E:2019/3743, K:2023/3253 sayılı bozma kararına uyularak; dava dilekçesinde, sözleşme feshi işlemine dayanak alınan istifa dilekçesinin, göreve atanmadan önce idarenin talebi üzerine verildiği ve isteği dışında işleme konulduğunun belirtildiği, söz konusu dilekçede davacı tarafından atılmış bir tarih bulunmadığı gibi davacının istifa iradesine dayandığı belirtilen işleme karşı da bakılan davanın açılmış olduğu, dolayısıyla, sözleşme feshi işlemine dayanak alınan istifa dilekçesinin davacının gerçek iradesini yansıtmadığı ve bu haliyle dava konusu işleme dayanak oluşturamayacağı anlaşıldığından, hukuken kabul edilebilir bir nedene dayanmayan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, İdare Mahkeme kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline ve davacının yoksun kaldığı maddi haklarının hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacının kendi el yazısı ile yazılan ve imzalanan tek taraflı fesih beyanının kendi iradesinin yansıttığının kabulü ile hukuki irade serbestisi çerçevesinde mazerete dayalı olarak sözleşmesinin tek taraflı feshedildiği, davacının bahse konu isteminden vazgeçtiği yönünden herhangi bir başvurusunun bulunmadığı ve dava konusu işlemin usule ve hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri, Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Temyize konu kararın, "davacının yoksun kaldığı maddi hakların, hak ediş tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine" ilişkin hüküm fıkrası incelendiğinde;

Davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklara uygulanacak "yasal faizin başlangıç tarihi"nin, dava açma tarihi olan 17/07/2017 tarihi esas alınarak, bu tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte idarece davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken; söz konusu parasal hakların; "hak ediş tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine" şeklinde hüküm kurulmasında hukuka ve Danıştay içtihatlarına uygunluk bulunmamakta ise de; bu yanlışlık; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan eksiklik ve yanlışlık kapsamında olduğundan, Bölge İdare Mahkemesi kararının, "Dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı maddi hakların, dava açma tarihi olan 17/07/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine" şeklinde düzeltilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,

2. Davanın reddine ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü, İdare Mahkemesi kararının kaldırılması, dava konusu işlemin iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi hakların hak ediş tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen şekilde düzeltilerek ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi...İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ...İdare Mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak 06/11/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber