Akdağ: Uzman hekimlerin yüzde 72'sinin muayenehanesi yok
- Sağlık Bakanı Recep Akdağ, son 5 yıl içinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da talimatıyla sağlıkta ciddi bir dönüşüm başlattıklarını belirterek, "Bu dönüşümün amacı, vatandaşın, ihtiyaç duyduğunda sağlık hizmetini kolayca ve kaliteli bir şekilde almasını sağlamaktır" dedi.
Hekimevi'nde sağlık muhabirleri ile kahvaltılı toplantıda bir araya gelen Akdağ, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Hastaların hizmete ulaşmada sıkıntı yaşadıklarını belirten Akdağ, "Göreve geldiklerinde Türkiye'de hastanenin kapısına gidildiğinde basit bir hastalığınız varsa size bir reçete yazılır ve eninize giderdiniz, eğer doktora ulaşabildiyseniz. Önemli bir hastalığın durumunda ise önce doktorun muayenehanesine gidecek sonrasında tedaviniz yapılacaktı. Bugün Sağlık Bakanlığımıza bağlı hastanelerde çalışan uzman hekimlerimizin yüzde 72'sinin muayenehanesi yok. Yani, tedavi için muayenehaneden geçmeniz gerekmiyor" diye konuştu.
Türkiye'de 1998 yılında anne ölümlerinin yüz binde 70'ler civarında olduğunu hatırlatan Akdağ, 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi ile yapılan saha araştırmasında anne ölüm oranın yüz binde 28 olarak tespit edildiğini kaydetti.
Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında, koruyucu hekimliğin ön plana çıkarıldığını ifade eden Akdağ, şunları kaydetti:
"Çocuklarımızda çok yaygın bir demir eksikliği problemi vardı. Türkiye'de bölgelerimiz göre değişmekle birlikte, bebeklerde demir eksikliğine bağlı kansızlık yüzde 40 düzeyindeydi. Biz, bakanlık olarak, 4 yıldır demir preparatı dağıttık. Bugün ülkemizde, bu oran yüzde 40'lardan yüzde 6'lara geriledi.
Yüzde 7'lerde olan D vitamini eksikliğine bağlı sorun yaşayan bebeklerimizin oranını azaltmak için tüm çocuklarımıza ücretsiz D vitamini dağıttık. Şu an bu oran da yüzde 1'in altına düştü.
Aşılama programlarında da önemli adımlar atıldı. Ülkemizde, 2008'in ilk 5 ayı içerisinde kızamıklı 1 çocuk vakası dahi yok. Bu başarıyı yüzde 98'lere ulaşan aşılama ile yaptık."
Bakan Akdağ, bir gazetecinin, "Pnömokok ve Rotavirüs aşılarının, rutin aşı programına alınması sözkonusu mu?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Aşı programına, kızamık, menenjit, kızamıkçık aşıları artık Bakanlık tarafından yapılıyor. 2002 yılında yılda aşıya 12 milyon YTL harcanırken bu rakam 161 milyon YTL'ye çıktı. Söz konusu aşıların da, firmalarla yapılan görüşmeler sonucunda makul fiyatlarla satın alınarak, yavrularımıza uygulamayı düşünüyoruz."
Akdağ, KKKA ile ilgili olarak aşı ve serum ile ilgili olarak Hıfzıssıhha'da gerekli çalışmaların yapıldığını, bunun hemen sonuçlanmasının mümkün olmadığını belirtti.
Kenelerin artmasının, ekolojik dengenin bozulması ve kürsel ısınmaya bağlı olabileceği yönünde uzmanların görüş bildirdiklerini belirten Akdağ, "Bu nedenle yaygın biyolojik ilaçlama yapılması uygun görülmüyor" dedi.
Akdağ, bir gazetecinin "Tavukların itlafı, artışa neden olabilir mi?" sorusu üzerine, "KKKA vakaları tavukların itlaf edildiği bölgelerde gözükmedi. İtlaflar en çok Doğubeyazıt, Ağrı, Van'da yapıldı. Ayrıca tavuklar sıkı bir kene yiyicisi değil. Tavuk dahil, kenelerin bu hayvanlara yapışarak çoğalabildiği biliniyor" diye konuştu.