CHP'den TMSF'ye Kayyım Yetkisi Veren Yasaya İtiraz
CHP, TMSF'ye kayyım yetkisi veren yasanın iptali için AYM'ye başvurdu. Gökhan Günaydın, AYM önünde açıklamalarda bulundu.
CHP, Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'na (TMSF) 'Kayyım atama' yetkisi veren 7539 sayılı, 'Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un iptali istemi ile Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuruda bulundu. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, başvuru dilekçesini sunmasının ardından AYM önünde açıklama yaptı. Günaydın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan'ın gözaltına alınmasına ilişkin, "Adeta İmamoğlu'na dokunan yanar zihniyeti ile her türlü hukuki girişimden öte, 'Saldırı' olarak nitelendirilebilecek eylemleri gerçekleştiriyorlar. Bir kez daha söyleyelim ki; dirençle, kararlılıkla, adalet, demokrasi ve hukuktan yana olmaya devam edeceğiz" dedi.
7539 Sayılı Kanun'un İptali İçin Başvuru
Günaydın, 7539 Sayılı Kanun'un her halükarda iptali ve yürütmenin durdurulması için başvuruda bulunduklarını kaydetti. TMSF'nin şirketlere kayyum atama yetkisiyle ilgili olarak, bu yetki sonrasında TÜSİAD Başkanı ile İcra Kurulu Başkanı gözaltına alınmış ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Yasa, ilgili şirketlere veya mal varlığı değerlerine 4 Şubat 2025 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle TMSF'nin kayyım olarak atanmasını öngörüyor. TMSF'nin, 'Türk Ticaret Kanunu' hükümlerine tabi olmaksızın şirketlerin genel kurul yetkilerini kullanabilmesine amir olması, TMSF'nin şirketin veya varlıkların ya da mal varlığı değerlerinin kısmen veya tamamen satılmasına ya da feshiyle tasfiyesine karar verebilmesine amir olması, satış ve tasfiye işlemlerinde ise azınlık hisselerinin sahiplerinin rızasını aramıyor.
Yasanın Getirdiği Riskler
İlgili şirketlerin veya mal varlığı değerlerinin satılması veya tasfiye edilebilmesi için alınan müsadere kararlarının kesinleşmesi de beklenmiyor. Bu kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) sadece CHP'nin değil, muhalefetin bütün itirazlarına rağmen geçirildi. Bu karar yürürlükteyken sadece demokratik olarak değil, mal varlığı açısından da hiç kimsenin bu memlekette garantisi yoktur. Eğer muhalif torbasına koyulduysanız, 3 kuşak boyunca biriktirdiğiniz her türlü mal varlığına TMSF kayyım olarak atanabilir. Her türlü tasfiye işlemini yapabilir, üstelik azınlık hissesi sahiplerinin de oradaki iradelerini aramaz. Yani asıl sorumlu tutulan mal varlığı sahibinin değil, azınlık hissesi sahiplerinin de herhangi bir şekilde yararı ve çıkarı korunmuyor.
Protesto Hakkını Kullanan Gençler
Günaydın, protesto hakkını kullanan gençlerin gözaltına alındıklarını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: "Bu gençler açıkça kötü muamele sınırlarını aşan, işkence boyutundaki önlemlerle emniyete götürülüyorlar. Orada 10 metrekare odalarda üst üste, son derece olumsuz koşullarda tutuluyorlar. 2911 sayılı yasaya muhalefet ettikleri gerekçesiyle 18-19 yaşındaki çocuklar tutuklanıyorlar. Bu memleket bunları hak etmiyor. Bunun yanında hiç kimse kendisini bu süreçten ari hissetmesin. 'Kimse bana dokunamaz' diye düşünmesin."
Ülkenin Hak Ettiği Durum
Koskoca sermaye sahipleri; Türkiye'de yüzlerce fabrikanız olabilir, on binlerce işçiyi çalıştırmış olabilirsiniz ama bir gece alınacak kararla o mal varlıklarının tamamına TMSF kayyım olarak atanabilir ve siz ertesi sabaha diploması olmayan, sermayesi kalmamış bir vatandaş olarak uyanabilirsiniz. Türkiye bunu hak etmiyor. Buradan bütün halkımıza seslenmek istiyorum; CHP, bütün bunlara geçit vermeyecek. 102 yıllık siyasal parti tüm kadrolarıyla beraber, hukuk ve demokrasi sınırları içerisinde tüm meşru mücadelesini sonuna kadar yapacak.Son olarak, Erdoğan diyor ki, 'Bugün sanık olarak tutuklananlar, ailelerinin yüzüne bakamayacaklar.' Biz o Erdoğan'ı hatırlıyoruz. O Erdoğan, Ergenekon soruşturmalarında da aynı şeyleri söylüyordu. 'Ben bu davanın savcısıyım' diyordu. O davada soruşturmayla gözaltına alınan ve tutuklananları, 'Vatan haini' olmakla suçluyorlardı. O davanın savcısına zırhlı araç tahsis ediliyordu. Ne oldu o davanın sonunda, Ergenekon'dan geriye büyük bir utanç kaldı. Gözaltında olan arkadaşlarımız onurla yaşamlarını sürdürdüler, onurla Marmara Cezaevinden dışarıya çıkacakları ve memleketi aydınlatacakları günü bekliyorlar" dedi.