'Üniversiteler bilim insanı yetiştirsin, biz de öğretmen yetiştirelim'
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Üniversitelerimiz bilim insanı yetiştirsin, biz de bu bilim insanlarının içerisinden bizim okullarımızda anlatılacak programı bilen kişileri öğretmen olarak atayalım. Milli Eğitim Bakanlığımız ile Milli Eğitim Akademisi 1 Ocak 2025 itibarıyla kuruldu, 1 Eylül itibarıyla de faaliyete geçecek. Temmuz ayının ortasında da akademiye giriş sınavını ÖSYM yapacak. O sınavın neticesinde akademiye öğretmen adayı arkadaşlarımız başlamış olacak" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Enstitü Sosyal tarafından gerçekleştirilen İki Nokta Buluşmaları kapsamında 'Geleceğin Eğitimini Yönetmek: Riskler ve İmkanlar' isimli söyleşiye katıldı. Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü Dr. İpek Coşkun Armağan'ın moderatörlüğünde düzenlenen söyleşiye Bakan Tekin ile birlikte çok sayıda öğrenci ve öğretmen de katıldı. Söyleşide konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Benim okulumda ders anlatmak üzere yetişen kişi, benim anlatılmasını istediğim programa hakim olsun. Okula geldiğinde bunu anlatsın' diyoruz. Diyorlar ki, 'Siz bize bunu söyleyemezsiniz. Biz özerkiz, akademik bilimsel özerkliğimiz var.' Tamam da ben de bunu anlatmak istiyorum. Yani okullarımda böyle bir öğrenci profili yetiştirmek istiyorum. 'O senin düşüncen, biz böyle bir adam yetiştiriyoruz, bunu atamak zorundasın' diyorlar. Şimdi arkadaşlar, bu olmaz. Bu olduğu zaman eğitim sistemimizin başarılı olma ihtimali yok. Ben şimdi diyorum ki, siz akademik anlamda bilim insanı yetiştirin. Ben de, tıpkı Adalet Bakanlığı nasıl hukuk insanı yetiştiriyorsa, Hukuk Fakültesi mezunlarını Adalet Bakanlığımız alıyor, hakim ve savcı prototipine uygun bir eğitim veriyor ve hakim ve savcı yetiştiriyor. Ben Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. Ben Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olarak yetiştim. Benim arkadaşlarım içerisinde, İçişleri Bakanlığı'nda kaymakam adayı olanlar, kaymakam adayı eğitimi aldılar. Adalet Bakanlığı'nda idari yargı hakimi olanlar, idari yargı hakimliği eğitimi aldılar. Maliye Bakanlığı'nın müfettişi olanlar onun eğitimini aldı. Biz Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Maliye Bölümü'nden mezun kişi olarak, Maliye Müfettişi unvanıyla mezun olmadık. Bilim insanı olarak yetiştirildik. İlgili bakanlık aldı ve kendi bünyesinde eğitti. Ben diyorum ki, üniversitelerimiz bilim insanı yetiştirsinler. Biz de bu bilim insanlarının içerisinden, bizim okullarımızda anlatılacak programı bilen kişileri öğretmen olarak atayalım" dedi.
'BAKANLIK POLİTİKALARINA UYGUN ÖĞRETMEN ADAYLARI SEÇİLMELİ'
Milli Eğitim Akademisi'yle ilgili detayları paylaşan Bakan Tekin, "Şimdi bizim birinci yaptığımız şey, bakanlık politikalarıyla öğretmen adayı arkadaşlarımızın uyumunu sağlayacak bir mekanizma oluşturmamız lazım. Yani biz üniversitelerin yetiştirdiği bilim insanlarından alalım, sahasında uzman olan kişiyi alalım. Akademide bizim programımızı anlatabilecek, yani bizim öğretmenlikten beklediğimiz şeyleri yapacak arkadaşları yetiştirelim öğretmen adayı olarak. Onları da öğretmen olarak sınıflarımıza gönderelim. Birinci arzumuz bu. İkincisi, üniversitelerimizde 'Pedagojik formasyon' adıyla bir uygulama var. Yani öğretmenlik sadece teorik bilgi değil. Aynı zamanda bu teorik bilgiyi pratik olarak aktarabileceği, uygulamanın içinden gelen, uygulamayı bilen bir profile sahip olması lazım. Bunun için de o uygulama eğitiminin sağlıklı olması lazım. Dünya örneklerine bakıyoruz. 300 saat, 500 saat, 550 - 600 saat teorik eğitimin yanında uygulama eğitimi alıp, ondan sonra sınıfa gönderme sistemi var. Bizde üniversitelerimizde 90 saat pedagojik formasyon var ve bu 90 saat de tamamen 'Dostlar alışverişte görsün' mantığıyla yapılmış bir şey. Akademiyle ikinci olarak da, uygulama eğitiminin yoğun olduğu bir mekanizma kurmak istiyoruz. Bu bizim için çok önemli. Bir de biz tabii coğrafya olarak geniş bir coğrafyayız ve sosyo-ekonomik açıdan da çok farklı bölgelerimiz var. Farklı hassasiyetlerin olduğu bölgeler var. Farklı okul türlerimiz var. Şimdi uygulamayı yapan üniversitemiz, yani staj ve pedagojik formasyon anlamında staj yaptıran üniversiteler, kampüse en yakın okulları tercih ediyorlar. O okullarımız da sosyo-ekonomik olarak genelde kampüs etrafındaki rahat, iyi okullarımız. Ama bizim birleştirilmiş sınıflarımız var, köy okullarımız var. Buraları görmeden çocuk mezun oluyor. Mezun olduğunda biz onu oraya gönderiyoruz bu çocuğu ilk atama olarak. Dolayısıyla sudan çıkmış balığa dönüyorlar. Bizim yapmak istediğimiz üçüncü şey, biz farklı okul profillerimizi bu akademi sürecinde çocuklarımızın görmesini ve oralarda uzun yıllardır öğretmenlik yapan tecrübeli öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen arkadaşlarımız eşliğinde, onların danışmanlığında derse girmelerini ve sahada tecrübe kazanmalarını arzu ediyoruz" dedi.
'1 EYLÜL 2025 İTİBARIYLA FAALİYETE GEÇECEK'
Bakan Tekin, "Akademiden beklentimiz, öğretmen atama sürecinde bu bahsettiğimiz uyumsuzlukları ve çağdaş gelişmeleri adapte edebileceğimiz bir mekanizma oluşturmak. İkincisi ise, okul yöneticileriyle ilgili bir eğitim mekanizmamız yok. Bundan sonra, okullarda yönetici olarak görevlendirdiğimiz arkadaşların sahip olması gereken profiller, yapması gerekenler gibi konularda akademide eğitim vereceğiz. Üçüncüsü de, yeni gelişmelere adapte olacak mevcut öğretmenlerimizin, belirli periyotlarla mesleki gelişimlerinin destekleneceği bir mekanizmayı Milli Eğitim Akademisi ile kurmuş olduk. Milli Eğitim Akademisi 1 Ocak 2025 itibarıyla kuruldu, 1 Eylül 2025 itibarıyla faaliyete geçecek. Temmuz ayının ortasında da akademiye giriş sınavını ÖSYM yapacak. O sınavın neticesinde akademiye öğretmen adayı arkadaşlarımız başlamış olacaktır" dedi.