Yönetici Atama Kararında Dikkat Çeken Hususlar
Danıştay İkinci Dairesinin, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çıkarılan "Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliğine" ilişkin kararı, diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından çıkarılacak benzer nitelikteki düzenleyici işlemlere de yol gösterici niteliktedir. Bu nedenle Danıştay İkinci Dairesinin kararını ayrıntılı olarak ele almak gerekmektedir. Bu konuya ilişkin tespit ve değerlendirmelerimiz için başlığa tıklayınız.
1- DANIŞTAY LİYAKAT TANIMI YAPTI
Danıştay, yönetmelik değerlendirmesini yaparken özellikle 657'nin 3. maddesinde tanımlanan likayata atıfta bulunmuştur. Danıştay, yasanın, Devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul etmekte ve bunlara, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlanmasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme işlemlerinin liyakat sistemine dayandırılmasını öngördüğüne dikkat çekmektedir. Ayrıca bu iki ilkenin temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme kavramının yatmakta olduğu Danıştay 2. Dairesince belirtilmekte olup, kararda "İşin ehline verilmesi ve hak etme durumunun mutlak anlamda sağlanabilmesi ise; ancak kriterleri objektif olarak belirlenmiş ölçme ve değerlendirme tekniklerinin kullanılması, kamu yararı ve eşitlik ilkesine uyulması ile mümkün olabilecektir. Bu anlamda, dava konusu düzenlemenin anılan ölçüt ve ilkeler yönünden irdelenmesi gerekmektedir." denilmektedir.
2- YÖNETİCİLİKTE İKEN ADLİ VEYA İDARİ SORUŞTURMA GEÇİRENLERİN YENİDEN YÖNETİCİ OLMAMASI
Danıştay İkinci Dairesi, Yönetmeliğin "Yönetici olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar" başlıklı 11 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (ç) bendindeki, "Son üç yıllık hizmet süresi içinde, yöneticilik görevi olanların yöneticilik görevi adli veya idari soruşturma sonucu üzerinden alınmamış olmak" hükmünün iptali istemini şu şekilde değerlendirmiştir.
"- Hakkında yürütülen adli ve idari soruşturma sonunda yöneticilik vasfı
ile bağdaşmayan fiilleri nedeniyle yöneticilikten alınmış olan kişilerin 3
yıl süreyle yönetici olmalarının engellenmesi, uygulanmış olan yaptırımın
amacına uygundur. Aksi halde hakkında yöneticilik görevinden alınma yaptırımı
uygulanan kişiye tekrar atanma yolunun açılması bunu anlamsız kılabileceği
gibi, böyle bir durumla karşı karşıya kalan kişiler yönünden de haksızlığa
yol açacağı açıktır. Kaldı ki anılan düzenleme ile hakkın özü ortadan kaldırılmaksızın
kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun bir gerekçeyle başvurunun sınırlandırılması
amaçlanmış olup, bu haliyle dava konusu anılan madde hükmünde hukuka aykırılık
görülmemiştir.
- Davacı tarafından, adli ve idari soruşturmanın kasıtlı olarak yaptırılması
yoluyla, ilgililerin başvuru hakkının engellenebileceği ileri sürülmekte ise
de; soruşturma sonucu yöneticilikten alma işlemlerinin yargı denetimine tabi
olması karşısında olası münferit ve yanlış uygulamalar, herkese eşit olarak
uygulanan soyut, genel ve objektif bir düzenlemenin iptalini gerektirmeyeceğinden
bu iddiaya itibar edilmemiştir."
3- YÖNETİCİLİĞE ATANMADA SÜRE KISALIĞI VEYA UZUNLUĞU ÖNERİSİ
Eğitim-İş, Danıştay'a başvurusunda C, B ve A tipi kurumlara yönetici atamalarında
belirlenmiş olan süre tespitinin kısa olduğunu belirtmiştir. Danıştay
bu konuda önce "müdürlük görevine atanmada, atanacağı okul tipine
göre idarecilik deneyim süresinin farklılaştırılmasında ve Yönetici
Değerlendirme Formu esas alınarak yapılacak puanlamaya göre belirlenen sıralamanın
esas alınmasında, eşitlik ve kamu yararı ilkesi ile hizmet gereklerine aykırılık
bulunmamaktadır." tespitini yapmış daha sonra ise bu konunun
yargı denetimi kısmına değinmiştir. Danıştay bu konuda şu tespiti yapmıştır:
"Yargı denetimi hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olup, yargı yerlerince
idari işlem niteliğinde karar verilmesi mümkün değildir.
Bu itibarla, müdürlük görevine atamada, müdür yardımcılığında geçirilmesi
gereken süreler yönünden eşitlik ve kamu yararı ilkelerine aykırılık olmaksızın,
idarenin takdir yetkisini ortadan kaldıracak bir gerekçeyle karar verilmeyeceği
açık olduğundan, davacının belirlenen sürelerin yetersiz olduğu
yolundaki iddiasına itibar etmek mümkün değildir."
4- İPTAL OLUNAN SORULAR VE YENİDEN DEĞERLENDİRİLEN SINAVLARIN GEÇERLİLİK SÜRESİ
MEB Yönetici atamalarındaki en büyük karmaşa, sınav soruları iptal ediliği için yapılan yeniden değerlendirmede bu kez başarılı sayılan adayların sınavlarının geçerlilik süresine ilişkindir. Eğitim İş bu nedenle geçici 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan "sınavların geçerlik süresi ile sınırlı olmak kaydıyla" ibaresinin iptalini de istemişti. Ancak Danıştay bu iddiaya itibar etmemiş ve şu kararı vermiştir: "Dava konusu düzenlemeden önce yürürlükte bulunan Yönetmelikte öngörülen sınav şartını yerine getirerek Yöneticilik görevine hak kazananların haklarının, hakkın kazanılmasının dayanağı olan düzenlemede yer alan geçerlik süresi ile sınırlı olarak korunmasında, hukuki güvenlik ve idari istikrar ilkesine aykırılık bulunmamaktadır."
5- YÖNETİCİ ATAMA DEĞERLENDİRME FORMLARI NASIL OLMALI
A- YAZILI SINAV MI, KRİTERLER Mİ?
Danıştay yönetici atamalarında illahi sınav yapılması gerektiği yönünde bir karar almamıştır. Bilakis, sına mı yapılacağı yoksa belirli kriterler sonucunda alınan puana göre mi değerlendirme yapılacağı konusunun idarenin takdirinde olduğuna hususuna kararında yer vermiştir. Bu konuya ilişkin tespit şu şekildedir:
"İdare, eğitim kurumu yöneticisi olacakların tespitinde, ilgililerin bilgi
düzeyini belirleme aracı olan yazılı sınav usulünü kullanabileceği gibi,
yöneticilik vasıflarını ölçme ve değerlendirmeye ve bu vasıfları açığa çıkarmaya
elverişli farklı araçlar geliştirme konusunda takdir yetkisine sahiptir.
İdarelerin ölçme ve değerlendirmede kullandıkları araçların, bir davaya
konu olması durumunda yapılacak hukuki denetimi sırasında bu takdir yetkisinin,
tercih edilen araç veya araçların ölçme ve değerlendirme tekniğine uygun bulunup
bulunmadığı, yöneticide bulunması gereken vasıfları açığa çıkarmaya elverişli
olup olmadığı, ölçmede kullanılan ölçütlere yüklenilen önemin, ölçme amacıyla
bağdaşıp bağdaşmadığı, kayırmacılığa veya bireyler arasında eşitsizliğe
yol açabilecek hususlar içerip içermediği, noktaları yönünden denetlenebileceğinde
duraksama bulunmamaktadır."
B- KRİTERLER
Danıştay, MEB'in yönetici atama değerlendirme formunu ana başlıklar itibariyle doğru bulmuştur. Bu konuya ilişkin tespitini şu şekilde yapmıştır: "Öncelikle, Yönetici Değerlendirme Formu ana başlıkları itibarıyla ele alındığında, eğitim kurumu yöneticisi adayı, görmüş olduğu eğitimin, aldığı ödüller, sicil notları ve cezaların, kazandığı unvanlar ile yöneticilikte ve meslekte geçirdiği sürelerin ölçmeye esas alınmasında, ölçmede seçilen aracın ölçme ve değerlendirme tekniğine uygunluğu ve ölçülmek istenen vasıfları açığa çıkarmaya elverişli olduğu sonucuna ulaşılmıştır."
Ancak kıstaslara yüklenen önem konusunda ise idarenin işlemini yewrinde gömemiştir. Yerinde görülmeyen kıstaslar şu şekildedir:
i- "Dava konusu Form'un, "Ödüller, Sicil, Ceza" bölümünde yer alan "her teşekkür belgesi için (3) puan" ibaresi ile puanlamaya tabi tutulan teşekkür belgesinin gerçek anlamda hak edilmiş bir belge niteliğinde olduğuna güvence olma anlamında; bu kısmın, belgeyi verecek amir yönünden, takdir belgesinde olduğu gibi sınırlandırılması gerekirken, kayırma amacıyla istismar edilmesini kolaylaştırıcı biçimde kapsamının genişletilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir."
ii-" Aynı Form'un "Yöneticilik Hizmetleri" bölümünde vekaleten ve görevlendirme şeklinde geçirilen sürelere yüklenen puan değerleri ile, asaleten yöneticilikte, geçen sürelere yüklenen puan değerleri arasındaki cüzi fark; vekalet veya görevlendirme müessesini, müdürlük görevine ilk defa atamada veya yöneticilik görev yerinin değiştirilmesinde, yeterli yöneticilik hizmeti puanına sahip olmayan kişileri, diğerlerinin önüne geçirecek biçimde ve bu tür atamaları özendirecek anlamda kullanmaya elverişli kıldığından; vekaleten ve görevlendirme biçiminde atananlar ile asaleten atananlar arasındaki bu puan farkının makul seviyede tutulmamış olması nedeniyle hukuka uygunluğundan söz etmek imkansızdır."
iii- Yönetici Değerlendirme Form'unun öğretmenlikte geçen sürelerin her bir yılı için (0,1) puan öngörülmesine gelince; Yönetici belirlemede mesleki deneyim ve kıdem tek başına belirleyici unsur olmamakla birlikte kıdeme yüklenen puan değeri Form'un diğer kalemlerinde yer alan ölçütlerle kıyaslandığında, davalı idarenin mesleki deneyimi ihmal edilebilir bir ölçüte indirgediği anlaşılmaktadır. Form'da yer alan kalemler bir arada ele alındığında, 30 yıllık mesleki deneyimle elde edilen puanın, bir teşekkür belgesine verilen puana karşılık gelmesi de; ölçme ve değerlendirmenin amacına uygun düzenleme yapılmadığını doğrulamaktadır.